Yemek blogları olarak tarif bombardımanı altında yaşamaya başladık. O kadar çok tarif var ki yapmak istediğim ama evde bir ordu beslememiz gerek bunun için. Blog sahibi arkadaşlarım birbirinden güzel şeyler yapıyorlar. Onları görüp denemek için ya not alıyorum ya da çıktısını aldım, dosyalar halinde saklıyorum. Onun dışında bir yıldır üye olduğum Sofra dergisine bu yıl da Leziz dergisini ekledim. Verdikleri eklerle birlikte o kadar değişik tarifler ve sunumlar görüyorum ki. Bunlarda yetmiyormuş gibi yabancı kaynak kitaplarından edindim. Çünkü resimleriyle birlikte o kadar cezbedici tarifler içeriyor ki bu kitaplar, almayanı dövüyorlar. Peki bunca yeni tarifin arasında nerede o eski klasik tarifler? Artık hiçbirini yapmaz oldum. Örneğin Revani. En son kaç yıl önce yaptığımı hatırlamıyorum. Oysa her ay cheesecake yapıyorum.
Onun dışında keşkül, zerde, helva gibi yöresel tatlılarımız dururken benim aklım biskotti, cupcake, skon, makaron yapmakta...
Bunların sonunda düşünür oldum, ne olacak bizim yöresel tatlılarımıza... Can Ağa hangi lezzetlerle büyüyecek bu gidişle? Cevabını biliyorum maalesef, ancak dilimize sahip çıktığımız gibi yöresel tatlılarımıza da sahip çıkmamız gerekir mi acaba? En büyük soru kendime. Bu konu üzerinde düşünen var mı benim gibi?
Not: En son kaç yıl önce Revani yaptığımı buldum. 2004 Kasım ayında Ramazan'da yapmışım. Hatta yapmayıp hazır kuru olarak satılanlardan alıp şerbetini yapıp ıslatmışım sadece. Cep telefonu ile çekilmiş resmi burada:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder