Can'ım ise dar karanlık bir yolda sıkışmış, ya geri dönmek istiyordu, rahat huzurlu su dolu keseciğine ya da dışarı çıkayım da dünyayı tanıyayım diyordu belki de. 17 dakika kadar sonra ikinci seçeneği tercih edecekti mecburen ve ilk defa ışığı tanıyacaktı gözleri ve yakacaktı oksijen ciğerlerini, ağlayacaktı bu acıyla...
Doktorumuz şu dakikalarda poliklinikten hızla çıkıp, doğumhanenin kapısından girmişti muhtemelen... Ben de onun gelmesiyle daha bir rahatlamıştım ve artık hadi yapabiliriz, bitirelim şu işi demiştim içimden... Ödevime iyi çalışmıştım, gençtim, sağlıklıydım, hadi dedim Pınar çok az kaldı... Herşey bitecek birazdan... Daha 10 dakika vardı... Belki daha az belki daha fazla dakikaydı... O sırada saate bakamıyordum, arkamda duruyordu kocaman duvar saati... Kol saatim ise alınmıştı doğumhane öncesinde... Keşke kalmasını rica etseymişim... Dakikalar daha net olurdu kafamda... Bir yıl sonra tahminlerde bulunmak zorunda kalmazdım...
Son bir nefes aldım, hadi dedim bitsin, gözlerim kapalıydı o an. Açtığımda Can'ım doktorun ellerindeydi... Karşılaşabileceğim en büyük mucizeydi. Herşeye şahit oluyordum, oğlumun dünyaya gelişine...
Kocaman gülümsediğimi hatırlıyorum. Can'ım ağlamaya başladı, bebekçesine... Kolay değil 9 aylık bir birliktelikti bu, kopmuştu artık bedenimden... Ayrı bir bireydi o...
Çok sevdim oğlumu ilk andan itibaren... Bana bakıyordu, hemşire yanıma getirdiğinde ağlaması kesildi bir an. Öptüm oğlumu alnından... Doktorumuzun dediği gibi tanıyordu bu bebekler annelerini sanki... Sonra onlar çıktılar hemşire ile odadan... Biz bir süre daha başbaşa kaldık doktorumuzla... O ise kendi doktoruyla buluşmaya gitti. Sonradan izlediğimde video görüntülerini, hep gözlerimi doldururcasına ağlıyordu Can'ım yıkanırken, hemşire onu giydirirken... Sevmiyordu bu boşluğu, daha soğuktu sanki, üşüyordu belkide, eskiden eli kolu boşluğa düşüp onu ürkütmezdi, annesi sarmalamıştı, güvendeydi. Acaba bu yeni dünya güvenli miydi?
Sonra kavuştuk tekrar yukarıda odamızda... Bağlandık birbirimize, hayatın anlamı değişti o günden sonra... Pınar başka bir Pınar oldu...
> 1 yıl geçti aradan, o kadar değiştin ki oğlum... Bir kere artık kocamansın gerçekten:)
Her geçen gün değişiyorsun...
Bakışlarındaki ifade değişiyor, fotoğraflarına bakınca daha iyi anlıyorum...
Seni çok seviyorum...
Hoşgeldin aramıza, iyi ki doğdun, iyi ki "geçen sene bu zamanlar..." diye başlayarak anlattığım bu hikayemiz var... Bu hikaye güzel başladı, güzel devam etsin ve mutlu bitsin...
İsteyen herkesin bu hikayeyi yaşaması dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder