Ve ben artık özgürüm.
Özgürlük güzel şey ama bazen batıyor sanki...
Pazartesi yeni bir işgörüşmesine gidiyorum:)
Evde olmak kesinlikle çok daha güzel, bu yüzden çalışmayı istemiyorum, oğlumla doya doya vakit geçirmek varken diyorum. Ama daha rahat koşullarda olabilmek için bir yandan da çalışmak hiç fena olmaz diyorum. Bunca yıl boşuna mı okuduk?
Daha güzel tatiller yapmak, gelecekte daha rahat edebilmek için yatırım yapabilmek, düşünmeden harcayabilmek.... Bunlar için bir yandan da çalışmak istiyorum.
Ama taleplerim yüksek, haftada bir gün olan süt iznimi kullanmak istiyorum. Cumartesileri çalışmak olmasın istiyorum. Evime yakın olsun istiyorum. İyi bir maaş+araba+masraflar...
O yüzden ben uzun bir süre özgür olacağım sanırım:)
Bir diğer fikrim home-office denilen evden çalışarak yürüteceğim bir iş. Diğer fikrim ise kendi işimi yapmak, bunun için önümüzde ki hafta matbaacıları dolaşıp fiyat almam gerek...
Evet ben özgürüm artık, baharın gelişini oğlumla kutlayıp, yaza birlikte merhaba diyeceğiz.
Mutfakta geçirecek daha çok vaktim ve bunları sizinle paylaşacak daha çok fırsatım olacak.
İşte ilk paylaşım, geçen hafta ki kahvaltı soframızdan görüntüler...
En yakın arkadaş çiftimiz Emel&Özgür ve Can'dan 7 hafta küçük arkadaşı Azra geldiler...
Mayalı hamurdan 3 çeşit çıkardım. Sade ve zeytinli açma ile peynirli poğaça. Gece yatmadan önce mayaladım. Sabah da şekil verip, pişirdim. Taze taze soframıza konuk oldular. Böylece lezzetleri doruk noktasında oluyor. Bekledikçe tadı kaçıyor mayalı hamur işlerinin...
Peynir tabağımız; Örgü, çeçil, kaşar, yörük, beyaz ve kızarmış hellim peyniri...
Babamız da portakal suyu sıktı. Kameraya en yakın poz veren konuğumuz da pırasalı börek, babaanne ürünü...
Yeni bir başlangıç benim için, mutluyum, huzurluyum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder