7 Mart 2010 Pazar

ENERJİ MÜZESİ- SANTRALİSTANBUL

Kimden Blogger Pictures
Haftasonu hava feci soğuktu, Mart ayı ile ilgili atasözü ne kadar doğruymuş gördük. Can’ı dışarıya açıkhavaya çıkarmak mümkün değil. Evde kalmak da istemiyoruz. Can’ın koşturup keyifle dolaşacağı sakin de bir yere gidelim deyip kahvaltının ardından Santralİstanbul’a Enerji Müzesine gittik. Can ile benim 3. gidişim, eşimin ilk gidişiydi. Daha önceleri de yine havanın soğuk olduğu zamanlar gitmiştik.

Enerji müzesi 2 saati dolu dolu geçirebileceğiniz bir mekan. Can’a kalsa bu süre çok daha uzun olabilir. Bir yarım saat yürüyen merdivenler, yarımşar saat asansörler(sağdaki ve soldakiler), diğer yarım saat normal merdivenler… 1 saat de deney aletleri, sonra yine merdivenler:) Bayılıyor Can buraya, labirentimsi kocaman bir alan, bol merdiven ve asansör var. Allahtan bizden başka asansörü kullanan da yok, inip çıkıyoruz sürekli. Müzenin anlamlı olabilmesi için 12 yaş sanırım sınırdır. Fen Bilgisi konularını epey bir gördükten sonra ancak anlaşılır olabilir konular. Hatta üniversite de fizik dersinden sonra ancak kavraması mümkün bölümler bile var. Böylece her kesime hitap etmeyi sağlamışlar. İlgili açıklamaları okuyup anlamaya çalışıyorsunuz. Okumayı es geçip şaşırmanın keyfine de varabilirsiniz:)

Eşim’de çok keyif aldı bu ziyaretten, deney aletleri epey ilgi çekici ve şaşırtıcı. Yeni gelen bir birim var, küpleri zemin üzerine koyup müzik yapabiliyorsunuz. Kuralları tamamen kendisi keşfetmiş, pek keyifliydi anlatırken:) 2 saatin sonunda Can’ın uyku saati gelmişti, artık gitme vakti… Bir dahaki gelişimizde esas makineyi de alır fotoğraf çekeriz belki, karanlık da olsa daha iyi kareler yakalanabilir.

Bilmeyenler için biraz SantralIstanbul hakkında bilgi verelim.
SantralIstanbul, Bilgi Üniversitesinin yeni kurulan kampüsünün adı. Eskiden bu mekanda Istanbul’un ilk kömürlü elektrik fabrikası kuruluymuş. Bu elektrik santrali 1914’den 1950 li yıllara kadar İstanbul’un elektriğini tek başına karşılamış. O vakitten sonra artık yetmez olmuş ve 1983 de ömrünü tamamladığına karar verilerek faaliyeti durdurulmuş.
Bakın bir yabancının gözünden İstanbul’un elektrik santrali olmadan önceki hali nasılmış.

“İstanbul, Avrupa'nın gündüz en parlak, gece en karanlık şehridir. Tek tük ve birbirinden çok uzak olan fenerler belli başlı sokakları ancak aydınlatır; ötekiler mağara gibidir, kimse elinde bir fener olmadan bu sokaklara girmeyi göze alamaz. Bu yüzden, gece olur olmaz, şehir ıssızlaşır; bekçilerden, köpek sürülerinden, kimse görmeden kaçan günahkâr kadınlardan, yerin altındaki meyhanelerden çıkan delikanlılardan, yollarda ve mezarlıklarda, orada burada şuleler gibi bir parlayıp bir sönen esrarlı fenerlerden başka bir şey görülmez…”
(1874, Edmondo de Amicis)

2007de restorasyonlardan sonra şimdi ki SantralIstanbul haline gelmiş. Enerji müzesi de mekanın nostaljisine uygun olarak düşünülmüş. Santralİstanbul'un bizim için anlamı haftasonları sıkça uğradığımız, açık havada kahve içmekten büyük keyif aldığımız bir yer olmasından geliyor. Sakin, nezih, çocuklu ailelere göre, arkadaş buluşmaları için ideal, huzurlu...


Enerji santralinin kontrol odasında çok ilginç terimler vardı. Elektrik kelimesi hiç geçmiyor. Eski adı ile yer alıyor: "Cereyan"

Kimden Blogger Pictures
Bu güçlü mıknatıs ile havuzundaki metal halkalar ile şaşırtıcı köprüler kurabiliyorsunuz. Avucunuzun içerisinde tutup yaklaştırdığınız metal halkaları bile çekiyor. Bir kuvvet çekiyor elinizi:)

Kimden Blogger Pictures

Kimden Blogger Pictures
Kontrol odası bize nostalji yaşattı. Eskiden dev ekran monitörler, elektronik kumanda yöntemi yoktu tabi. Herşey el kuvvetine dayanıyor, ekranlar el yazısı ile yazılmış, ibreler bu ekranlarda ilerliyor.

Kimden Blogger Pictures

Bir başka mıknatıs özelliğe ait deney birimi. Ufak çocukların da yetişebileceği şekilde tasarlamışlar başlatma butonunu, bu yönüyle takdir ettik.

Kimden Blogger Pictures


İşte bizim merdivenlerimizden bir tanesi:) Müze müze değil, çocuk parkı sanki bizim için:)
Kimden Blogger Pictures

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder