30 Ocak 2010 Cumartesi

ÇANTAMIZDA NE VAR???

Sevgili E.T sobelemiş beni. Bloğa yeniden döndükten sonra ki ilk sobelenmem bu. O yüzden anlamı büyük benim için. Teşekkürler E.T:)

Şimdi bizim iki türlü çantamız var. Haftaiçi anne çantası ve haftasonu Anne-Oğul çantası... Hangisini döksem diye düşünürken ikisini de dökmeye karar verdim:)

İlk önce annenin çantası...


Bilimum tokalar, alışveriş fişleri, rimel, cep telefonu, ıslak mendiller, tek kullanımlık antibakteriyel jel, bir adet yedek lens, bugünlerde okuduğumuz kitap, aşı kartım(hep yanımda nedense:)), iki hafta sonrasına 4 kişilik tiyatro bileti, seyyar dikiş kutusu(otelden yürütülmüş :)), şifrematik, rimel, şirket kartım, cüzdan, mini ajanda, kalem, el kremi, flask diskler... Ev anahtarlarımı montumun cebinde unutmuşum, fotoğrafta yer almadı:)

Bu çantayla artık işimiz bitti, Can ile birlikte dışarı çıkarken ortak çanta kullanıyoruz oğlumla.
Bu sabah ben çantaları birleştirme işi yaparken bir poz çekiyorum ki, kameraya bir el giriyor:)

Kapkaç yapıldı bile...

Bir süre oynadı, sıkılıp bıraktığı anda yeniden fotoğraf çekmeye devam ettik...

Dışarda geçecek zamana göre bez(2-3), ıslak havlu, alt açma bezi, pişik kremi(nadiren), herşeyden yedek birer takım(atlet, çorap, pantolon, sweat ve kapişonlu kolsuz sweat), yedek sular(ufak olan Can için, büyüğü anne babanın), oyuncak arabaları(sadece dışarıya çıktığında oynuyor, her zaman görmediği oyuncaklar olması önemli:), anahtar, cüzdan, cep telefonu, mendil, minikitap, not defteri, boya kalemleri, didöden-üccen:) mini kek(cuma akşamından kek yapamamışsam, öğlen atıştırması, ailecek paylaşılacak)
Şimdi dökülüp saçıldık, ben de başka anneleri sobelemek istiyorum. Kimleri???

GAZ VERENİMİZ KALMADI




15 Ocak 2010 Cuma

YENİ BİR ÜLKE- YENİ BİR HOBİ...

4.5 ay önceden uçak bileti mi alınırmış?
Aldım, duramadım.

Gezi öncesi planlar yapmanın keyfini 2 aya değil 4,5 aya yaymak istedim.
Bu da yetmedi, köy köy gezmeyi garantilemek için arabayı da kiraladık, ne olur ne olmaz, araba kalmaz bize sonra, işimiz garanti olsun :p
Yine masal ülkesine… Bir de onun komşusu pastalar diyarı ülkeye… Yeni bir ülkeyi ilk kez görecek olmanın heyecanı…

Bu 4,5 ay, nerelere gitsek sohbetleriyle araştırmalarıyla geçecek.
İsviçre’de yeni yerler, yeni köyler keşfedilecek. O şahane göllerin kıyılarında bir bir dolaşılacak.
Sonra Avusturya’ya yönelip minik ülke Lichestein’ı bir kez daha bu sefer bahar sonunda ziyaret edip ardından ilk kez Avusturya sınırından geçeceğiz.
Yolumuz Inssbruck’a… Viyana çok uzaktasın, sana kadar uzanır mıyız bilemiyorum.
Google.map ile haşir neşir olup karara varacağız… Gözüme Münih'i de kestirdim, Inssbruck'a 2 saat mesafede...

Bir diğer heyecan mutluluk, haftaya başlayacağım fotoğraf kursuna ait.
Bu tarihten sonra ki geziler benim için daha da anlam kazanıyor. Öğrendiklerimi uygulama çabası, bakıp bakıp oldu mu demek.
Yeni bir hobinin getirdiği heyecan, işte bu her yaşta gerek insana…

12 Ocak 2010 Salı

ÇİKOLATALI KAPKEK

5. yıldönümü süprizi olarak yaptığım çikolatalı kapkeklerin tarifini yayınlamadığımı farkettim.

Yapmayı düşünen olursa diye de yazmak istedim. Tarifi Çiğdem arkadaşımdan almıştım. Kendisi işyerimizin okullu pastacısı... 1 yıldır hem pastacılık eğitimini hem işini birlikte yürütüyor ancak artık okul bitiyor, staj aşamasına geçmesi gerekli. Bu yüzden 1 ay kadar sonra esas sevdiği işi yapabilmek için şu anki mesleğini bırakacak. Onun lezzetlerinden ve süprizlerinden mahrum yaşayacağız. Bloğa tekrar yazmaya başlamamda etkisi büyüktü. Tarifleriyle ve fırın tutkusu ile beni de etkiledi. Artık fırınımla daha yakınız, yeni tarifler deneme heyecanını yeniden yaşıyorum.

Birçok tarifini uyguladım. Bu tarifte onlardan biri. O olmasaydı eşime bu 5.yıl süprizini de yapamazdım.

Arkadaşıma hayallerinin ötesinde bir başarıya ulaşmasını diliyorum...

ÇİKOLATALI KAPKEK
Malzemeler:
250 gr bitter kuvertür çikolata
175 gr Tereyağı(tuzsuz)
250 gr toz şeker
150 gr un
1 çay kaşığı tuz
4 yumurta
1 paket vanilya

Yapılışı: Benmari usulü çikolatayı ve tereyağını birlikte eritin.

Ayrı bir kapta yumurta ve şekeri kabarana kadar çırpın. Bu karışıma, tuzu, erimiş çikolata&tereyağını, unu ve vanilyayı ekleyin.
Homojen karışım olana kadar biraz karıştırıp, muffin kağıdı yerleştirilmiş muffin kalıplara paylaştırın. 180 derecede 20-25 dakika pişirin.

Piştikten sonra üstünü şeker hamuru kaplamak yerine ganaj sosu kullanabilirsiniz.
Bunun için 150 gr Bitter kuvertürü benmari usulü eritip içine 125 ml krema ekleyip, muffinleri hazırladığınız bu ganaj sosuna batırabilirsiniz.

7 Ocak 2010 Perşembe

Kelimebaz'ın veda mektubu

Taraf’taki konumum ilk günden beri eğretiydi. Sanki “kerhen” yazmama izin verildi. Sevan Nişanyan kamuoyunda “tepki toplayan” bir isim, “aman gazeteye bir zarar vermesin” tavrı ısrarla hissettirildi. Bir-iki kez hatırlattığım halde yazarlar künyesine adım yazılmadı. Gazetenin ilk sayfasındaki vinyetlerde de adım bir kez olsun anılmadı. Ahmet Altan “gerek görmemiş”. 

14 ay boyunca önceleri her gün, sonra haftada altı gün yazı yazdım. Aynı bayat lafları dön dolaş tekrar etmek yerine, özgün araştırma ve düşünme gerektiren yazılar yazmaya çalıştım. Bunun için bir kuruş para almadım. “İleride ödenecek” ya da “kusura bakma para ödemeyeceğiz” gibi bir açıklama da duymadım. Sonuçta para çok mühim değil. Ama yarım ağızla da olsa bir kere teşekkür eden çıksa sanırım daha mutlu olurdum. Çıkmadı. 

21 Eylülde çıkan dine ilişkin yazımdan sonra, kabul edilebilir küstahlık sınırını aştığını düşündüğüm tavırlarla karşılaştım. Birkaç kez alenen fırça yedim. Yazılarım – herhangi bir açıklama veya ikna teşebbüsü olmadan – gelişigüzel makaslanmaya başladı. Ekim ayında çıkan iki kitabımdan gazetede tek satırla söz edilmedi. Gerekçe olarak, dine ilişkin yazılarımın “gazeteye zarar verdiği” söylendi. Gazetenin “bir süre” beni destekliyor görünmek istemediği bildirildi. Siyasi konulardan uzak durup kelimelere yoğunlaşmam “tavsiye” edildi. 

Hemen her gün onlarca ölüm tehdidi alıyorum. Jandarması, emniyeti, savcılığı bunları ciddi buluyor. Ben pek önemsediğimi söyleyemem. Ama şunu net olarak görüyorum ki, gazetem bu konuda da arkamda değil ve yarın bu tehditlerin ufak bir kısmı da gerçekleşecek olursa arkamda durmayacak. Bu da, takdir edersiniz ki, hoş bir duygu değil. 

Kusura bakmayın ama bu yaştan sonra bu saçmalıklara tahammül edecek sabrım yok. Yeterince yapacak işim de var. Bu kadar Kelimebaz yetsin. 


Kelimebaz’ı yazmak güzeldi. Sizi bilmem ama ben çok şey öğrendim. Çok güzel feedback’ler aldım (neydi bunun Türkçesi?). Dostluk ve sevgiyle yazan okurlarım oldu. Bir kısmı yazışma faslının ötesine geçen arkadaşlıklar kurdum. Hepsine teşekkür ederim. 

Yazmak bir iptiladır. Elbette yazmadan duramam. Ama nerede, nasıl, şimdilik daha düşünmedim. 

5 Ocak 2010 Salı

HAVUÇLU CUPCAKE

Şu fotoğrafı görür de vurulmaz mı insan. Wilton'un sitesinde tarifler bölümünü dolaşırken cupcake bölümüne geçtim. Önce fotoğrafa sonra da tarife vuruldum. Çünkü o kadar basitti ki ölçüler, evde bulunan malzemeler türünden. Tarifi özene bezene ailecek yaptık.


Can da burda cevizleri aşırma görevini üstlendi:) şimdi evimizin çeşitli karanlık köşelerinde(Koltuk altı, dolap altları) kırılmamış halde cevizlerimiz var.


Malzemelerimiz masada yerlerini aldılar. Artık geçebiliriz tarife...

Malzemeler:
• 2 cup un
• 2 cup toz şeker
• 2 şer tatlı kaşığı toz zencefil ve tarçın(zencefili ben ekledim)
• 1 paket hamur kabartma tozu
• 4 yumurta
• 1 cup sıvı yağ
• 4 cup taze rendelenmiş havuç (yaklaşık olarak 1 lb ağırlığında- mutfak tartınız varsa her ağırlık biriminde ölçebiliyorsunuz, yabancı tarifler denerken çok işe yarıyor)
• 2/3 cup kırılmış ceviz
Not: 1 cup= 237 ml, yani normalden biraz büyükçe bir su bardağı diyebiliriz.

Bu malzemelerle 18 adet muffin çıkıyor.


Yapılışı: Un, şeker, baharat ve kabartma tozunu bir kapta karıştırın. Ayrı bir kapta şekeri mikserle köpük köpük olana kadar çırpıp yağı ekleyin. Ardından toz ve sıvı karşımını birbirine karıştırıp havuçları ve cevizi ekleyin. Havuçlar önce o kadar çok geliyor ki gözünüze ancak hamurla karışınca sönüveriyorlar hemen. Hamuru kalıplara paylaşıtırıp 180 derecelik fırında 18-20 dakika pişirin. Kürdan testi yapmayı unutmayın. Fırından çıkarıp ızgara üstünde soğutun. 5 dakika sonra servise hazır. Üzerine peynirli krema yakışacaktır. Sayfada da bu şekilde öneriyorlar. Bu sefer benim fırsatım olmadı. Fotoğraf çekerken, üzerine krem şanti sıkmakta buldum çareyi.


Hayalimdeki fotoğrafları yine çekemedim:( Keki cumartesi akşam pişirdim, pazar günümüz ise çoğunluk dışarıda geçince fotoğraf çekmeye yine zaman kalmadı. en kısa sürede yeniden pişirip yeni fotoğraflarla döneceğim.

Tarifin orjinali burada:

2 Ocak 2010 Cumartesi

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti


2010 sonunda geldi; müjde Avrupa'nın kültür başkenti oluyoruz !
Komisyonlar kuruldu,
Projeler sunuldu,
Komisyon üyeleri istifa etti,
yenileri geldi;
onlar da etti,
daha daha yenileri geldi;
projelerden bazıları iptal edildi,
yeni projeler verildi,
sonunda kim, kimi, kiminle, nerede ne yaptığı meçhul bir hale geldi.
Ortada proje henüz yok ama proje sahipleri var...
Bir takım paralar var,
birileri o paraları başka birilerine veriyor...
O birileri belli olmayan projeleri hazırlayacak...
Şaşacak bir şey yok, ülkenin genel gidişatıyla gayet uyumlu bir durum.
Kutlu olsun...
Atay SÖZER

BULUT BEBEK 20 YAŞINDA


Karikatür sanatçısı Nuray Çiftçi'nin çizgi bantı "Bulut Bebek" 20 yaşına bastı .
Bulut Bebek'in 20.yaş günü Karikütürcüler Derneği'nde düzenlenen bir törenle kutlandı.


Devrim Demiral, Canol Kocagöz, Nuray Çiftçi, Atay Sözer, Mustafa Bilgin, İlker Ekici