31 Aralık 2013 Salı

TEST LIVE ST

Quick Movie Review

I just saw American Hustle.  Great movie, loosely based on the Abscam investigation.  Much better than Gravity, the other movie I have seen recently that got rave reviews.

İyi Yıllar...

Yeni yılınız kutlu olsun, sağlıklı, huzurlu, şanslı bir yıl olsun...

Doğal Anneyim'den 2013 değerlendirmesi ve krem hediyesi!

Sevgili Anneler, Babalar ve değerli blog okuyucularım,
2014 yılını en doğal haliyle, her günün tadını çıkararak, sağlık ve mutluluk içinde geçirmenizi diliyorum.

2013 yılının son gününün hediyesi olarak, size bir hediye hazırladım. Bu yazıya yorum bırakan 3 şanslı kişiye bir adet portakal yağı kokulu, hindistancevizi yağlı, zeytinyağlı bebek pişik kremi yollayacağım. 


2013 yılını değerlendirecek olursam bu sene;

*Evde doğal içerikli, organik sertifikalı ürünlerden büyük bir keyifle ürettiğim kremlerden pek çok anne ve bebeği şifalandı. Pek çok anne blogumdaki tarifimden kendisi kremler yaptı, etrafındaki annelere hediye etti.

*Blogger olarak çok güzel gerçek arkadaşlar edindiğim bir sosyal ağ oluşturdum. Bloggerlardan da gerçek hayatta değerli arkadaşlar çıkıyor.

*Facebook Doğal Anneyim grubu çok büyüdü ve pek çok anneye yardımcı olmaya devam ediyor.

*Bu sene önceki bir kaç seneye kadar çocuklarımın da büyümesi ve birlikte güzel vakit geçirmelerinin de avantajı ile bol bol okumaya, araştırmaya ve internetten sağlık konusunda seminerler dinlemeye vakit bulabildim. Bir ara yüz sayfaya yaklaşan notlarımı umarım paylaşacağım. Belki 2013'de yapmak için vakit bulamadığım seminerlerime yeni yılda gelebilirsiniz :)

*Blogumda anlatmak istediğim pek çok ürün ve hizmeti sağlayan değerli annelerle kontak kurma şansım oldu. Bir kısmı desteklediğim doğal anneler sayfasında.

*Etkinlikler olarak en yoğun yılımdı. İki senedir arkadaşlar grubum arasında yaptığım kitap okuma oyun grubunu Esra'nın önerisiyle 2013 yılında çevredeki tüm annelere açtım. Böylece bizim ufak okuma grubumuz Kitap Okuyan Çocuklar Projesine dahil oldu. Çok da başarılı oldu. Kadıköy Belediyesi Özgürlük Parkı'na bir çocuk kütüphanesi kuracak. Arada katıldığım etkinlikleri takip etmek için Başak nerede? sayfasına bakabilirsiniz.

2014 yılında pek çok yeni projelerim olacak.

Seneye görüşmek üzere...

Not: Krem kazananlar bu yazıyı paylaşan ve isim ile yorum bırakan arkadaşlar arasından rastgele belirlenecektir. Son yorum bırakma tarihi 01 Ocak 2014 gece 24.00'dır. Bol şanslar :)


HOMURCUK SAYI 6

HOMURCUK 6 sayı  Ocak 2014'de çıktı; kapakta Mim Uykusuz'un 1949'da Markopaşa'da yayınlanan karikatürü yer alıyor, o zamandan bu zamana emek cephesinde değişen bir şey olmadığı görülüyor.
Bu sayıda Canol Kocagöz'ün Markopaşa Dergisi üzerinde kapsamlı bir araştırması da bulunuyor.
Homurcuk'un 6 sayısına yazar ve çizer olarak katkıda bulunanlar: Adımizi, Ahmet Zeki Yeşil, Asuman Küçükkantarcılar, Atay Sözer, Atilla Atala, Canol Kocagöz, Coşkun Göle, Dinçer Pilgir, Erhan Tığlı, Emre Bakan, Hülya Erşahin, Mustafa Yıldız, Rahime Henden, Savaş Ünlü, Seyit Saatçi, Tayfun Akgül

Dergiyi aşağıdaki linkten indirebilirsiniz...
HOMURCUK 6


30 Aralık 2013 Pazartesi

31 Aralık 2013-1

Vintage görüntüyü yakalayabildiğim yegane model bu model oldu sanırım. Tek tek küçük örgülere devam..
2013 yılının son günü, bu yıl güzel gelişmeler yaşadık, insan yaşına göre yaşlanmıyor bazende yaşadığı şeylere göre olgunlaşıp büyüyor, bizde büyüdük bu yıl, dilerim 2014 bize önce sağlık sonra gönlümüzdekileri verir.

29 Aralık 2013 Pazar

All Happy Days





Sanırım 2013'ün son postunu yapıyorum şu anda! Üfff ne seneydi be! Hele şükür bitiyor! Benim için hiç de iyi hatırlamayacağım bir yıl oldu, içinde çok fazla gözyaşı ve hayal kırıklığı vardı. Bu yüzden bittiği için çok mutluyum, gülü gülü şekerim diyerek afedersiniz ama totosuna koca bir tekme atarak uğurluyorum onu! 2014'e kucak açıyorum, artık beni sarıp sarmalar mı yoksa bir tokat da o mu atar bilemiyorum!




2013'ün son kalorisini de bu profiterol sayesinde almış oldum :P Sen ondan sonra istediğin kadar göbeğini içeri çekip poz vermeye çalış gider mi o göbek gitmez tabii :) Sipariş alınınca yapılan ve hamuru çıtır çıtır olan All Happy Days'in profiterolü 2013'te yediğim en iyi tatlıydı diyebilirim!




O tatlıdan sonra önden poz vereceğimi zannetmiyordunuz heralde :)








Bu güzel çanta canım ablamın hediyesi, fiyonklar ona hep beni hatırlattığı için bu çantayı seveceğimi düşünmüş, kardeşini bu kadar iyi tanıyan bir abla olduğu için benden 10 points gidiyor benim birtaneme ;) 2014 yılında da aynı performansı bekliyorum kendilerinden kihhh kihhh :)




Hepinizin yeni yılını şimdiden kutluyor 2014'te en başta sağlık sonra huzur ve mutluluk diliyorum hepimize! Mutlu yıllar!




Elbise: Polo Garage


Küpe: I Am


Yüzük: Moskova'dan


Çanta: Secdus


30 Aralık 2012

Aldığım lavantalar hergün bir keseye dönüşüyor şu ara kese çılgınlığı yaşanıyor bizde.
Bu pazar eksik olan tek şey evde hamur işi kokusuydu. Bir ara içimden geçmedi değil bir kurabiye yapmak ama kendime hakim oldum bu sefer. Tüm gün pijamalarım hiç çıkmadı üstümden, burnumu dışarı uzatmadım hiç, yemek yapmayı saymazsak hiç bir iş yapmadım tam bir pazar tatili yaptım denilebilir.
Biraz elişi, biraz nette gezi  bir haftasonu daha bitti, yeni haftamız gönlümüzce olsun..

28 Aralık 2013 Cumartesi

BİR BARIŞ DELİSİ: CHAPLİN

Sinema ve mizah tarihinin en büyük isimlerinden olan Charlie Chaplin 25 Aralık 1977 tarihinde ölmüştü.
“Modern Zamanlar” filminde makineleşmenin acımasızlığını hicvetmişti, tıpkı “Büyük Diktatör” filminde faşizmi hicvettiği gibi. Her ikisine de insani değerlerin her şeye rağmen üstün olduğunu vurgulamıştır.
 Bu tür vurgularda bulunan her aydının başına gelen onun da başına gelmiş,  FBI ve CİA tarafından izlenmiştir, Chaplin bu yüzden Berlin’deki "Habbel Theater" de gizlendi bir süre...
 CIA'nın topladığı bilgiler! FBI'ın "komünistlik propagandası yapıyor" iddiaları toparlanarak 1946 yılında 1900 sayfalık raporla Nürnberg Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi’ne gönderilir ve Nürnberg Mahkemesi, Chaplin hakkında 20 yıl hapis cezası  isteyerek soruşturma başlatır. Yani Nazilerin yargılandığı mahkemede, Nazileri en ağır biçimde eleştiren Chaplin’in Nazilerle yanyana yargılanması ancak Chaplin filmlerinde görülebilecek mizahi bir durumdu. 

Eğer Hitler bunu görmüş olsaydı çok gülerdi, yani Chaplin Hitler’i bile güldürmüş olurdu.
 Mahkemede şöyle der Chaplin;
 "Ben komünist değilim. Herhangi bir örgüte de üye olmadım. Ama, bana illa ki bir şey yakıştırmak isterseniz, 'o bir barış delisidir' diyebilirsiniz. Evet ben bir barış delisiyim. Çünkü, bir gün gelecek, tüm sınırlar kalkacak, herkes istediği yere, istediği şekilde gidecek ve herkes, her ülkenin vatandaşı olacak. "
Mc Carty Döneminde ABD aleyhtarlığı eylemlerden dolayı ve komünistlik propagandası yapıyor savıyla gene soruşturmaya tabi tutuldu. Elia Kazan gibi sosyalist geçinenler bülbül olup arkadaşlarını  jurnallerken o,  komisyon önünde ifade vermeyi reddetti ve 1952’de sınır dışı edildi. Ailesiyle birlikte İsviçre'ye iltica etti, 1977' de orada öldü...

Büyük Diktatör filminin final sahnesindeki sözleri tam anlamıyla bir demokrasi dersidir...

"Hayatın bize çizdiği yol özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir,ama biz bu yolu yitirdik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı. Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi. Hızımızı arttırdık ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı;zekamızı ise katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz ama az hissediyoruz. Makineleşmeden çok insanlığa gereksinimimiz var. Zekadan çok iyilik ve anlayışa gereksinimimiz var. Bu değerler olmasa hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz.
Uçaklar ve radyo bizleri birbirimize yaklaştırdı. Bunlar, doğaları gereği, insanın içindeki iyiliği ortaya çıkarmaya, evrensel kardeşliği oluşturmaya ve hepimizin birleşmesini sağlamaya çalışmaktadır. Şu anda bile sesim dünyadaki milyonlarca insana,milyonlarca acı çeken kadın,erkek ve çocuğa suçsuz insanları hapse atan, işkence eden bir istemin kurbanlarına ulaşıyor. Beni işitenlere şunu söylemek istiyorum. “Kendinizi ümitsizliğe kaptırmayın.” Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucudur. İnsanlardaki bu nefret duygusu geçecektir, diktatörler ölecek ve halktan zorla aldıkları iktidar yine halkın eline geçecektir. İnsanlar ölmeyi bildikleri sürece özgürlük asla yok olmayacaktır.
Askerler! Sizleri aldatan,sizleri köle gibi kullanan, ne yapmanız gerektiğini, nasıl düşünmeniz gerektiğini ve nasıl ölmeniz gerektiğini söyleyen bu zalimlere asla boyun eğmeyin. Sizleridir hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp topun ağzına sürenlere boyun eğmeyin. Kafaları ve kalpleri bir makine gibi olan bu adamlara boyun eğmeyin. Sizler birer makine değilsiniz. Sizler insansınız! Kalbiniz insanlık sevgisiyle dolup taşmaktadır! Nefret etmeyin! Yalnızca sevilmeyenler nefret eder... Sevilmeyenler ve anormal olanlar.!

siz insanlar güçlüsünüz. Makineleri yapacak güce sahipsiniz. Mutluluğu yaratacak güç sizdedir. Bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sizler sahipsiniz. Bu hayatı olağanüstü bir maceraya çevirecek olan yinesizlersiniz. Öyleyse, demokrasi adına bu gücü kullanalım ve birleşelim. Yeni bir dünya için savaşalım. Herkese çalışma şansı verecek, gençlere gelecek, yaşlılara güvenlik sağlayacak bir dünya için savaşalım.
Zalimler de böyle sözler vererek iktidara geldiler. Ama yalan söylediler! Sözlerini tutmuyorlar. Hiçbir zaman da tutmayacaklar! Diktatörler kendilerini kurtarır ama halkı köle gibi kullanır. Artık dünyanın özgürlüğü için savaşalım, hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındıralım. Sağduyulu bir dünya için savaşalım. Bilimin ve gelişmenin bizleri mutluluğa götüreceği bir dünya için savaşalım, Askerler, demokrasi adına birleşelim!"
Afa Yayınları Charlie Chaplin Hayatımın Hikayesi Çev. Fatoş Dilber



Haftasonu

Haftasonu rutini; ödevler, temizlik, bir parça kendine ayrılmış vakit, televizyon, yemek telaşı derken haftasonu hengamesi tüm hızıyla devam ediyor.
Çınar'ı bilgisayar oyunlarından uzak tutabildiğim kadar uzak tutuyor ama bu durumda tvden fazla ödün veremiyoruz. "Sürekli dizi" tüm isteksizliğime rağmen en favorimiz şu ara, "adamım" "ezik" kelimeleri buradan bize transfer olanlar.
Kendime ayırılmış zamanlarda ya arka odalarda uzanıyorum battaniye altında, bana göre uyku için evin en güzel tarafı oralar ya da iki arada örgü örüyorum. Henüz aklımda bir iş yok ama ip almamak için şimdilik dirensemde içimde öyle bir örme hevesi var ki, güzel bir işe yönlendirebilsem çok iyi olacak. 
"Beyoğlunun en güzel abisi"nden sonra, geçen kısa süreli uğradığım kitapçıda dikkatimi çekti, şöyle bir sayfalarını karıştırdığımda bu kitabı alıp okumalıyım dedim.

Polat Nahabaş'ı Kaybettik

Çizgi:Tan Oral
Karikatürcü dostumuz Polat Nahabaş'ı kaybettik, ailesine, dostlarına, sevenlerine başsağlığı dileriz...
Polat Nahabaş

27 Aralık 2013 Cuma

Sammydress'ten Çekiliş !!!





Yıl bitmeden okuyucularımı mutlu etmeye devam ediyorum, ne tatlı bir blogger'ım ben di mi?! Bugünkü çekilişim ise Sammydress'ten! 2 okuyucum aşağıda sizler için seçtiğim ürünlerden birini kazanacak!



1. Her gardırobun kurtarıcısı siyah mini bir elbise!

(Standart beden)




2. Beyaz ya da siyah rengini seçebileceğiniz şık bir bluz...


(Bedeninizi seçmeden önce lütfen beden tablosuna bir bakın!)




3. Daha rahat bir gün için desenli bir sweatshirt...


(Standart beden)




4. Yükseklerde gezinmeyi sevenler için siyah beyaz topuklu bir bot ;) Botların siyah rengi de ayrıca mevcut...





5. Hem spor hem şık kullanabileceğiniz siyah bir çanta...

Bej rengi de mevcut...






6. Spor tarz sevenler için ekoseli bir çanta...




7. Vintage aşıkları için Eyfel Kuleli mini bir gece çantası...




8. Bana da hediye edilen geyikli bir kolye...


(Kolyenin nasıl durduğunu burada görebilirsiniz...




9. Gece ve gündüzü temsil eden bir küpe...





Çekilişe katılmak için;



2. Sammydress'in Blog sayfasına üye olmanız


3. Yukarıdakilerden beğendiğiniz hangisi ise o ürünü buraya yorum olarak yazmanız gerekmektedir.



İlk iki şıkkı yerine getirmeyenler yorum bıraksalar bile ne yazık ki oylama dışında kalacaklardır. O yüzden lütfen kurallara uyalım :)


Şansınız bol olsun!


28 Aralık 2013

Geriye sayımda üç günümüz kaldı yeni yıla girmemize. Sınıfta yeniyıl çekilişi yapıldı, sınıfımız süslendi, Çınar evdeki hediyelerini açmak için çok sabırsızlanıyor, yeniyıl adı üzerinde yeni olan herşey gibi güzel işte, bende küçük mutluluklar için sıvamıştım kolları, biraz keçe, bol bol işleme yaptım, hediyelerini sahiplerine verene kadar yayınlamak istemiyorum sürprizi kaçmasın, umarım sahipleri beğenirler.
Hediye paketlemede çok iddialı değilim ama kesin olan birşey varsa o da sevgiyle yapıldı hepsi.. Güzel sürprizlerimiz çok olsun, hepimizi bulsun..

27 Aralık 2013

Çınar okumaya başlayınca kesinlikle onun için edinmek istediğim bir seriydi Cin Ali serisi. Kendi kitaplarım geldi aklıma.
Haftasonu cicili bicili birşeyler hazırlamak için kolları sıvayacağım, mis kokulu keseler, keçe aksesuarlar falan. Bugün birçok ip dükkanını gezdim ama içimden hiç örmek üzere ip almak gelmedi, ama hiç aramadığım bir şey buldum baker's twin paket iplerine benzeyen ama bir tık kalını, bence şu dönem hediye paketleri için çok güzel kullanılabilir. Mutlu haftasonları dilerim...

26 Aralık 2013 Perşembe

YARDIM!!! Philadelphia'da oturan var mı acaba???







Merhaba bugün sizlerden bir konuda yardım rica ediyorum. Çok çok sevdiğim en yakın arkadaşımın 2 yaşındaki kızı bir süredir Türkiye'de tedavi görüyordu ama ne yazık ki burada sonuç alınamadı, doktorlar onun Amerika'da Philadelphia'daki bir hastanede operasyon geçirmesine karar verdiler. Şimdi apar topar Amerika'ya gidiyorlar. Ama Philadelphia'da tanıdıkları kimse yok ne yazık ki... Ablam Amerika'da yaşıyor ama o da San Francisco'da ve bizim de Philadelphia çevresinde tanıdığımız kimse yok :( Acaba bu konuda bize yardımcı olabilir misiniz? Bu yazıyı okuyan birileri belki bu eyalette oturuyordur veya tanıdığı kimseler vardır Philadelphia'da yaşayan... Arkadaşım gittikleri ilk gün bir otelde kalacaklar ama hangi otelde kalmaları gerektiğini bilmiyorlar, bir de doktorla yapacakları iletişimde İngilizcelerinin yetmediği kısımlarda birilerinin onlara yardımcı olmasını istiyorlar. Otel önerileri ve bu gibi konularda kendilerine yardımcı olacak bir Türk aileye ihtiyaçları var anlayacağınız. Bu konuda bize yardımcı olabilecekler benimle nonim77@yahoo.com adresimden iletişime geçebilirler. Allah bütün hastaların, şifa arayanların en çok da masum bebeklerin yanında olsun inşallah...


Battlestar Galactica - Season 04 "Soundtrack"

Battlestar Galactica dizisini birçoğunuz izlemişsinizdir. Dizide yer alan ve beni ençok etkileyen melodilerden biri 4. sezon 17.bölüm “Someone to Watch Over Me” de dinlediğimiz Kara Remembers isimli ezgi.

Kabaca konuyu özetlemem gerekirse, 12 koloniden oluşan insan ırkının yaşadığı bir gezegen ve bu topluluğun yönetildiği (bir nevi başkent) 12. Koloninin yaşadığı Caprica şehrinin ve gezegenlerinin yok oluşundan sonra yada nükleer bombalar yüzünden yaşanamayacak hale geldikten sonra 12 koloniyle birlikte üst gemisi olan ‘Galactica’ ile kendilerine yaşanabilir bir gezegen arayışını ve bu arayış içerisinde bir süre sonra eski mitlerinde ve yazıtlarda yer alan ‘Dünya’ isimli gezegenin arayışı esnasında insan ırkını ve eski gezegenlerini yok eden cylonlar ile mücadelesini anlatıyor.

Cylon’lara gelince: Caprica şehri ve bu 12 kolonilik gezegen teknoloji açısından çok gelişmiş hatta doruğa ulaşmıştır. Ancak sorunlar burada başlıyor. Bütün hizmet kadroları neredeyse robotlardan oluşmaktadır ve insanlığa hizmet etmektedir. Bir terörist eylem sırasında deneme aşamasında olan cylonlar onun yaratıcı mühendisi tarafından savunma amaçlı kullanılır. Yüzbinlerce insanın bir stadyumda maç izlediği sırada orada bulunan bomba ve eylemcileri etkisiz hale getirmenin tek yolu Cylonları kullanmaktı. Nihayetinde 7-8 cylon mühendisleri tarafından emri alır ve helikopterle sahaya inerek bomba ve eylemcileri tesbit ederek bombanın patlayacağı esnada bombanın etkisini azaltmak için hepsi birden bomba üzerine yatarlar. Sonuç? Büyük bir felaketi önlerler ve bir kahraman olurlar. Şehir merkezine temsili bir anıtları dahi dikilir ve böylece cylonlar savunma gücündede yer almaya başlarlar.

İşin ironik ve dramatik tarafı o andan itibaren başlar. Birgün cylonlar efendilerine isyan ederler ve ortadan kaybolurlar. 40 Yıl sonra yeniden gelirler. Bu sefer isyan etmek için değil insan ırkı ve gezegenlerini yok etmek için. Artık daha gelişmiş güç ve teknolojilere sahiptir, eskisi gibi metal değil kan, ter, ten gibi bir biyolojiye sahip ayrıt edilemez haldedirler ve planlarını uygulamaya başlamışlardır. Ve sonunda Tüm gezegeni ve milyarlarca insanı yok etmişlerdir. Kurtulan 50 bin civarı insan 12 koloni gemisi ile birlikte kaçıp kendilerine yaşam alanı aramak ve bulmak zorundadırlar. Başlarında bulunan Başkanları President Laura Roslin "Mary McDonnell" ve Komutanları Admiral William Adama "Edward James Olmos" doğruluğundan emin olmasalarda insanlığa Dünyayı bulma sözü yani bir umut verirler.

4 Sezonluk dizinin konusuda buradan itibaren başlıyor. İnsalar ve cylon ilişkileri, mücadele ve dünya arayışı. Mücadele kısmında gerçekten çok zorlanıyorlar çünkü cylonların insalara nazaran avantajlı birkaç yanı vardı 1-Senturyonlar (centurion) yani insan görünümü almadan evrimleşme önceki hali olan (Metal aksamlı yapay zekaya sahip robot) savunma ve saldırı güçleri. 2- ‘Diriliş’ Bir cylonu öldürmek onları yok etmiyordu, sadece bedenlerini ortadan kaldırıyordu. Beden öldüğü anda içinde bulunan veri diriliş merkezine (üssüne) upload (yükleniş)ediliyor ve ölen bedenin aynısı olan bir başka model bedene download (indiriliş) edilerek verinin kaldığı yerden yeni bir cylon vücudu ile devam ediyordu. Bu durum onlara çok büyük bir avantaj sağlıyordu neredeyse ölümsüzlük. Her bir cylon modelinin bir numarası vardı, üretim model numarası. Toplamda 12 Cylon modeli mevcuttu ve her modelden aynı görünümde yüzlercesi diriliş üssünde bekliyordu.

12 cylon modelinin yedisi biliniyor, dördü saklanarak yaşıyor ve cylon olduklarının farkında değiller. Diğer bir cylon modeli birgün ortaya çıkacak. Dizinin son sezonu bu bilinmeyen 5’li model yani onların bir nevi tanrıları ve evrimleşmelerinde ki anne ve babaları olan son 5‘li üzerinde geçiyor. İşin ilginç yanı burada başlıyor, son 5’liden 4 tanesi 12 koloninin üs gemisi olan Galactica içinde yer alıyordu. Bunu kendileri dahil hiçkimse bilmiyordu.

Mücadeleler sırasında öyle şeyler oldu ki aradaki farkedilemez benzerlikler sebebiyle insan ırkından olan ve cylon olan arasında birliktelikler oldu ve en önemlisi bir melez dünyaya geldi. Galactica güverte subaylarından Sharon isimli subayın cylon modeli olan ‘Number Eight’lerden biri ile ilişkisi olan Captain Karl 'Helo' Agathon "Tahmoh Penikett" çocukları.

Ve bir ilginç nokta daha başlıyor burada, Cylonlarda eksik olan çok önemli bir nokta vardı. Kendilerini inanılmaz bir çelişkiye sokan hatta bazılarının kendi ırklarına isyan etmesine bazılarının kendi içinde çatışmasına sebeb olan birşey. Bu onları insanlardan güçsüz kimi zaman insanları anlama ve onlar gibi olma isteğini dürtüsünü yeşertti. Nedir bu? ‘RUH’ ruhları yoktu, aşk, sevgi yoktu. Elbette yapay zekalarında teorik olarak tanımlanmış hislerdi bunlar ama herbiri bunu yaşayamıyordu. Nihayetinde özlerinde bir makine bir programdan öte değillerdi. Taki bu küçük melez kız ile başlayan hem insanlık hemde cylonları aşan doğa üstü bir güç bir yönlendirme ile birçok savaşa kana rağmen doğru olan şeyleri göstermek ve sonuca ulaşmak için birbirleri ile ortak noktalara ve anlaşmalara zorlayana dek.

Dünya’ya beraber gideceklerdi ve beraber bulacaklardı. Birkaç sorunu çözmek zorundalardı en başta adil olmayan yeniden diriliş gibi büyük bir farkı kapatıp insanlarla aynı şartları paylaşmak, ruhu, aşk'ı, sevgiyi yaşamak ve hissetmek için. Ancak ikinci sorun ise modeller arasında dünyanın ve insan ırkının bir önemi olmadığını ve bunların tamamen yok edilmesi gerektiğini düşünenlerde vardı. Biz bir makineyiz ve ölümsüzüz neden insan olalım, neden bunlardan vazgeçelim? Not: (aklıma dizi içinde küçük bir replik geldi  Geminin 2. Kaptanının cylon olduğu anlaşıldıktan sonra kaptan ile içkili sohbetlerinin birinde benim büyük büyük dedem bi zımpara makinesiydi) çok güldüm şimdide.. devam edeyim)

Velhasıl kelam bunun için tek yol diriliş gemilerinin yok edilmesiydi. Modeller arasında insanlarla birlik olup efendileri olan 5’lilerle dünyaya ulaşmak isteyen ve aksini düşünenler arasında çatışmalar oldu. En sonunda ise kala kala son 5’li kaldı, yeniden diriliş üsleri imha edildi ve küçük melez kız ve Captain Kara 'Starbuck' Thrace "Katee Sackhoff" yardımıyla ilk denemelerinde yine caprica gibi nükleer bombalama sonucu yok olmuş bir gezegeni bulup umutlarını kaybetmiş olsalarda 2. Denemelerinde başarılı olup Dünya’yı bulup yeni bir başlangıca yol aldılar.

Bu kadar kısa bir anlatımdan sonra : ) bu paylaşıma sebep olan ezgiye gelelim. Son sezonda 17.bölümde “Someone to Watch Over Me” tam olarak dinlemeye başladığımız ‘Kara Remembers’isimli Cylon ezgisi. Müzik ile matematiğin bir nevi sevişmesi uyumu diyelim buna biz. Dünyaya gidiş koordinatlarının anahtarı. Kara’nın bunu hatırlaması kolay olmadı, bu ezgi birçok şeyin sebebi oldu. İlk duyulduğunda gemiden bulunan 5’liden dördünün cylon olduğu hissinin uyanmasına ve dünyayı bulmaya yaklaştırdı. Kara küçüklüğünde bu şarkıyı babası ile birlikte pianoda çalardı ama anlamını bilmiyordu. Küçük melez kız ona resim yaparken verdiği küçük noktalarla oluşturduğu resmi verdiğindede bilmiyordu. Sonunda herşeyi hatırladı ve mutlu sona ulaştırdı insan ırkını ve ölümlü olmayı kabul eden 5’liyi.

Kara’nın hatırlama yolunda ona yardımcı olanlardan biri ve beni en çok etkileyen karakterlerden birini anlatmadan bu yazıyı kapatamayacağım ki esasında benim için ana sebeplerden biri o dur. Hybrid ‘Melez’. Cylon gemileri insan gemilerine nazaran sadece metalden oluşmuyordu. Metal aksamların yanısıra iç bölümler organik bir sinir sisteminde ve onun merkezinde ise The Hybrid karakteriyle oyuncu, yazar ve eğitmen "Tiffany Lyndall-Knight" var. Cylonların gemilerinin hareket ve yönetiminin merkezinde bu melez kızce var, bir su havuzunun içinde yer alan melez sadece komut satırlarıyla cylon gemilerine saldırı savunma uyarı gibi alanlarda yönetip hem cylon hemde insanlar tarafından anlaşılamayan yada anlam verilemeyen bir öngörü ve bilgelik ile konuşuyor ve insanlarla diyaloğuda bunun dışına çıkmıyordu. Herkeste aynı etkiyi yarattığını düşünmesemde bende öylesine az rol alıp az konuşmasına rağmen film sonunda bende ki etkisi çok büyük oldu. Altta Hybrid'den konuşma repliklerini vermeden önce, en çok kullandığı terim olan "JUMP"ı açıklayayım. Filo gemilerinin bulunduğu yerden uzaklaşması gerektiğine inandığı an veya normal seyir rotasında gerekli olduğunda "FTL"i (Fast than Light) ışık ötesi hız online oldugunda "SIÇRA" komutunu kullandığını çokca işiteceksiniz. Bu sıçramalar sadece cylon filosu için değil, insan ırkının filo gemilerindede kullanılan bir terim ve sistemdir.

Hybrid ‘Melez’den bir konuşma repliği
-Filters, Filters, the sublime elevation of the lifter and the filters
-The wing beat of the dove drown out the heartbeat of those who follow the Six is back in the stream.
-The Six who went among the makers is no longer.
-Back in the stream that feeds the ocean that feeds the stream.
-Such a format will close the door.
-The three is online.
-Protect the child.
-To remove the pump with the attached hose and wiring, simultaneously release the three tangs while pulling the pump out of the retainer along with the line and wiring.
-End of Line (satır sonu)

Sonuç: Bazen böyle düşünürüm, insanlığın zaman geçtikçe teknoloji ve bilim alanında çok büyük gelişmeler yakaladığının aksine belkide milyarlarca yıl önce tüm bunların doruğunda olan bir ırk olduğumuza inanırım. Fakat birşeyin cevabını aradılar... ki bu o zamanda bile cevaplanamamış bir kör noktadır diye düşünüyorum. Sonunda bu kırgınlık ile ya yok olmayı seçtiler yada sonsuz bir yaşam kavramı içerisine bıraktılar kendilerini.

Senaryoda geçen repliklerden biri akılda kalıcıydı. Bunlar daha öncede yaşandı ve yeniden yaşanacak...

Evet düşünüp kurduğumuz fanteziler gerçekmidir gerçek dışımıdır tartışılır tartışsakta farketmez, birşeyi iyi anlıyorum, hayal gücü, umut ve yaşam üzerinde bunların aksini ispatlamak kolay değil. En azından düşünmeden hayal etmeden sorgulamadan kabul etmekten daha zararsız ve anlamlı birşey. Yaratılanların yaratıcılarına isyanı ve onları bir avuç bırakana dek savaşı. Körelen güc, teknoloji ve bilim açlığımızın, cylonların aksine sahip olduğumuz en anlamlı şey olan ruhu gölgeleyip geride bırakmamız.

E o zaman ne diyelim
End of Line (satır sonu)

Not:
Serinin ve 4.sezonun son bölümü olan Daybreak: Part 2 & 3’ü indirip izleyebilirsiniz.

26 Aralık 2013

Öksürük için verilen doğal reçetelerden birisini dün akşam denedik, gerçekten faydalı oldu. Buradan ulaşabilirsiniz. Hatmi çiçeğini ilk defa kullandım, belirgin olmamakla birlikte hoşuma giden tuhaf bir kokusu var.
Sıcak su torbasıyla kankayız bu günlerde, sabahın benlik saatleri bitip, okul-ödev, akşam yemeği ve ahalinin uykuya geçisinden sonra sıcak su torbamı hazırlayıp kıvrıldığım koltuğum kadar bana huzur veren birşey yok şu ara.
Dün ayaz dedim, don dedim ama bu sabah biraz daha yumuşak bir hava karşıladı bizi, devam ederse Ulus yolları görünür bana, ne çok uğramam gereken yer var, kumaşlara, iplere, her türlü elişi malzemesi ile dolu heryere.. rutini bozup eve kapanınca oluyor böyle.