29 Nisan 2011 Cuma

ÇIP ÇILGIN PROJE





Ord.Prof.Dr Akıldane Herzekar açıklıyor:

ÇIP ÇILGIN PROJE

Son günlerde kamuoyunun ilgisini toplayan “Çılgın Proje” İstanbul’un içinden Karadeniz’e bir kanal açarak ikinci bir boğaz yapılmasını hedeflemektedir. Proje açıklandığında pek çok kişi bunun aslında o kadar çılgın olmadığını, zaman zaman çeşitli kişiler tarafından gündeme getirildiğini söylediler.

Homur’un başyazarı Ord.Prof.Dr Akıldane Herzekar bu projeyi duyunca gülmeye başladı.

“Ben bu projeyi daha 7 yaşındayken tasarlamıştım, ama sonradan çok çocukça çok basit bulduğum için vazgeçtim. Aslında çok daha büyük, çılgın değil çıp çılgın bir projem var. Madem zamanı geldi açıklıyorum o vakit…”

İŞTE HERZEKAR’IN ÇIP ÇILGIN PROJESİ

ASLAN AĞZI TÜRKİYE

NASIL YAPICACAK?

Türkiye enlemesine kesilerek ortasından bir kanal açılacak; sonra iki ucu kuzeye ve güneye doğru açılarak sanki ağzını açmış bir aslan görünümüne getirilecek.

BU PROJEYLE NELER KAZANILACAK?

1-Akdeniz’e bir aslan başı gibi uzanarak (Böylece Nazım’ın kısrak başı benzetmesini de aşmış oluyoruz) düşmanları psikolojik olarak yıpratacağız. “Yaklaşanı ham yaparız!” imajı yaratacağız.

2-Sahillerimiz bir anda birkaç misli artmış olacak, böylece sahillerden alınacak oy oranları ciddi biçimde değişecek.

3-Artık “Kayseri’ye liman yaptıracağım; deniz yoksa deniz de yaptıracağım” diye nutuk atan politikacılarla kimse dalga geçemeyecek.

4-Türkiye, “Kuzey Türkiye” ve “Güney Türkiye” diye iki kısma ayrılacağından Amerika’ya biraz daha benzeyeceğiz.

5-Sahiller artacağından bir sahilden diğer sahile yapılacak köprüler de artacaktır, böylece cemaatin müteahhitlerine yeni iş imkânları bulmuş olacağız.

6-Artık biz de bir okyanusa sahip olmuş olacağız.

7- Ankaraport, Konyaport, Kayseriport, Yozgatport, Sivasport gibi yeni limanlarımız olacak. Buralara marinalar, AVM’ler yapılacak.

NOT:

Projenin patenti Akıldane Herzekar tarafından adına tescil ettirilmiştir; yürütmek isteyenleri uyarırız…



"ASLAN AĞZI TÜRKİYE" PROJESİNİN PANENTİ

28 Nisan 2011 Perşembe

Geçmişten fotoğraflar, geçmişten derken?

Canım Tugba gecen yıl tam da bu günlerde benim doğumuma girmiş, ve bu mucizenin fotoğraflarını çekmişti beni kırmayarak. Bugün o fotoğrafları ilk kez gördüm ben, gözlerim dolarak, bu mucize için tekrar tekrar ve binlerce kez şükrederek baktım tüm fotoğraflara tek tek. Tuğbacım, o kadar güzeller ki, o kadar duygulandım ki, iyi ki hemen vermemişsin fotoğrafları, o taze annelikle nu kadar anlamlı

27 Nisan 2011 Çarşamba

BPA Free...Aman Dikkat

Hamileliğimde eş dost biberonların ve plastik eşyaların özellikle BPA içermeyen olması konusunda beni sıkı uyarmıştı...alık hamile olarak anlamamış ve araştırmıştım hemen...amanın BPA denen Bisphenol A maddesi..plastiğin olmazsa olmazı.. Hemen mini bir alıntı...kaynak şurası.. " Birçok gıda ve içecek kutusunda, bazı tıbbi malzemelerde de kullanılan BPA, vücutta östrojen hormonunu taklit

Kanalistanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

Kanalistanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı,Önce hafiften bir rant dolduruyor ceplerimi,Yavaş yavaş doluyor,Eşin, dostun cepleri,Uzaklarda, çok uzaklarda,Bilinmez bir yerlerde,Kimselere söyleyemeyeceğim bir yerlerde, Kanalistanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalıKanalistanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;Gemiler geçiyor, derken;Çil çil, yeşil yeşil, taşarken ceplerimden,El ayak çekiliyor memlekette

26 Nisan 2011 Salı

İyi geceler

3-6 ay arası bebelere uygun pijamalar.Konuya iyi geceler yazarsanız şahane olur.İlk mail atana gider.

Uyku zamanı

Sahibini bulduBu pijamalar bize eski meripoint, yeni kurabiyegiller'in hediyesi.3-6 aylık bebelere uygun..şapkasıda banyo sonrası süpper oluyor.İlk mail atana gider..konuya uyku zamanı yazarsanız süpper olur.

25 Nisan 2011 Pazartesi

GERİYE SAYIM 9.HAFTA, 2. Bebekte Alışveriş

2.bebek alışverişinde biraz daha bilinçli davrandığımı düşünüyorum. İlkinde de yanlış seçimler yapmış değildim aslında ama bazı şeyleri kullanıp deneyip gördükten sonra seçimler tercihler daha farklı olabiliyor.

Bir tanesi çocuk arabası…

Can için travel sistem çocuk arabası almıştık. İyiydi güzeldi ilk 6 ay bir yıl ama bir süre sonra hafif bir puset ihtiyacı oluyor. O vakit bir süre almadık. Hani 2.çocuk planlarda da hiç yoktu, olacağını bilsem alırdım mutlaka. İstediğim beğendiğim hafif puset de normal bir pusete göre epey pahalı kalıyordu. İdareten fiyatı uygun bir puset alınabilirdi, o vakit de Can artık çocuk arabasında durmamaya, kayıp inmeye başlamıştı. 2 yaşındayken ona aldığımız ebeveynin tutup itebileceği bisikleti o kadar sevdik ki çocuk arabasına binmedi hep onu istedi, hal böyleyken de çocuk arabasını artık hiç kullanamaz olduk, böylece puset işi de tarihe karıştı…

Ancak 2.çocukta hiç tereddütsüz alacaktım.

Çünkü artık arabanın bagajında Can’ın bisikleti de olduğundan yanına gelecek olan çocuk arabasının az yer kaplaması gerekiyordu…

Tek başıma iki çocukla bir yere gidecek olsam arabanın gerektiği yerde kolayca katlanıp rahatça taşınabilmesi için de hafif olması şartım vardı…

Bu iki özelliği taşıyıp çıt kırıldım bir şey de olmaması, uçakta bagaj atan görevlilerin hışmına da dayanıklı olması da gerektiğinden…dı dı dıt dı dı dıt....

Bilgisayarın tarama sonuçlarından çıkan araba resmi şudur…







e-bebek’den ve Mothercare’den bakıp stoklarda bulamayınca, biraz da fiyatından sebep İngiltere’den şu siteden sipariş ettik, haftasonu itibariyle de elimize ulaştı ama tabi arkadaşımız vasıtasıyla, site maalesef İngiltere dışına gönderim yapmıyor.




Alınan bir diğer ürün ise şudur.



Can’dayken her akşam iş dönüşü biberonları, süt sağma aparatlarını kaynatmak işkence idi. Bu aletle bu iş 8 dakikada halloluyor. Ocağı açık unuttum, aman boş bir tencere ayarlayayım derdi yok. 2. bebek sonrası da çalışmaya devam edeceğimi, biberonun büyük ihtimal yine hayatımızda olacağını göz önüne alıp sipariş verdim gitti. Berceste’nin bu konuda ki tavsiyesi de bu ürüne doğrudan gitmeme sebep oldu tabi. Ürünün Türkiye’de bulunmayışı yine arkadaşımız sayesinde sorun olmadı. Çocuk arabasıyla birlikte o da geldi. Aslında sterilizatör ile birlikte çocuk arabası geldi desek daha doğru…

Sterilizatörün güzel yanı paketin içinde 2 Avent biberon ve temizleme fırçası ile birlikte komple bir set oluşu. Avent ürünlerinde zaten fiyatlar Türkiye’de iki katı olduğu için bu işe sevindim açıkçası. Can döneminde BPA bilinci hiç yoktu bizlerde. Bütün biberonlar BPA lıydı, bir tek kullandığım Medela’nın ürününde BPA yokmuş. Bu sebepten yeniden biberon alacaktım zaten, bu biberonlar sayesinde bu sayı azalmış olacak. Belki birkaç cam biberon daha ekleyip biberon konusunu kapatırız.

Şu an halen unnado’da 60 tl civarına satılan İngiliz markası Slummberjack uyku tulumlarını sitede yarı fiyatına görünce keşke alsaymışım onlardan da dedim :(

Bu tür ürünlerin Türkiye’de yüksek fiyatlara satılması da çok vahim. Gelir seviyesi olarak en geride olan biziz EU ülkelerine kıyasla. En pahalı fiyatları da Türkiye’ye uyguluyorlar. Avrupa birliğine dahil değiliz anladıkta gümrük birliğine gireli çok oldu. Nedir bu fiyat uçukluğunun sebebi??? Nüfus desen, alım potansiyeli desen bir eksiğimiz yok bu ülkelerden, fazlamız var belki de… Bu fiyat farklarına sebep olan zinciri tamamlayan hangi halka merak ediyorum.


Beni fiyatıyla şaşırtan tek yabancı marka Unnado’da gördüğüm Thebabasling olmuştur. İngiltere’deki ünlü siteden bile çok azda olsa daha uygundu fiyatı, üstelik bir İngiliz markasıyken…

Sanırım biraz marka konumlanması var işin içinde. O dönem Türkiye’de imal edilen slingleri inceledim. Yaz günü kumaş örtüleri altında kalmak istemedim. Sade bir şey olsun benim tüm vücudumu kaplamasın dedim. Bu konuda en sadeleri Thebabasling ve Ergobaby idi. Ancak Ergobaby’nin ilk 3-4 ay kullanma imkanı yoktu. Ben ise esas bu dönem için sling istiyordum. Evdeyken bebeği benimle birlikte her yere taşımak, yemek yapmak, Can ile ilgilenmek aynı zamanda, ev süpürmek belki de… Can’da iken bu sorun oluyordu. Sürekli emzirmek ya da kucakta durmak istiyordu. Memede uyuya kalıyor, ayırıp yerine yatırdığım anda uyanıyordu. Sanırım bebekler bu dönemde anneye yakın olmak o kucakta kalmak istiyorlar. Canımın bir gün limonlu kurabiye çektiğini hatırlıyorum. Kurabiyeyi çok zor şartlar altında Can’ın ağlaması eşliğinde yapabilmiştim. Elim hamura bulanmıştı bir kere. O kadar da basit sıradandı ki tarif. Ona bile vakit yoktu… Yemek işi akşam babamız geldikten sonraya kalıyordu.

Ergobaby’nin ilk 3-4aya yönelik bir yenidoğan adaptörü var ancak yaz mevsimi için çok çok kalın bir aparat. Yaz sıcağında kullanmanın imkanı yoktu hem benim hem bebeğin rahatı için. Bu sebepten belki de geçici bir dönem için kullanacak olsam bile Thebabasling’e karar verdim. Can’da ki deneyimlerim 2. bebekte de oluşursa ürünü tepe tepe kullanırız gözüküyor.


Sling işini bebek de sever ise bir sonraki slingimiz bebeğin de ağırlık gelişimine bağlı olarak Ergobaby ya da Lillebaby olacak. The babaslingin dezavantajı ağırlığı tek omuza bindirmesi çünkü… Bebek büyüyüp ağırlaştıkça uzun yürüyüşlere çıktığımızda bize daha ergonomik bir ürün gerekecek. Bunu o dönem ihtiyaca göre temin etme niyetim var.
Lillebaby Sling

Ergobaby Sling


Ve son olarak emzirme önlüğü, Can’da iken emzirme yastığını çok geçmeden sipariş edip gerçekten büyük memnuniyetle de kullanmıştım. Bebek ufakken rahatlıkla taşınıyor ancak ilerleyen aylarda emzirme süresi de uzun olunca kollara büyük yük biniyordu. Emzirme yastığı bu işi mükemmel çözüyor.


Aynı yastığı kısmetse yine kullanmaya devam edeceğim. Emzirme önlüğünü ise daha sonraları görmüştüm internette. O vakit Can 1 yaşını geçmişti sanırım. Aslında ürüne ihtiyacım da vardı ama idare ettik almadık yine… Şimdi ise alıp hazır ettim bile. Köşe bucak aramayıp bebeği emzirebilmek istiyorum rahatça… İncecik bir ürün olması da güzel yazın sıcağında bizi bunaltmayacak… Aslında çok basit bir ürün, evinizde bile yapabilirsiniz. Ancak fiyatı da bir o kadar makul olunca ne gerek var uğraşmaya diyor insan. Uğraşmak isterseniz evinizde çeşit çeşit emzirme önlükleri yapabilirsiniz kendinize. Dikdörtgen bir kumaşa kumaş bir şerit ya da kurdela geçirmeniz bile yeterli olur sanırım.



Geriye sayımda son 9 haftayı alışveriş notlarıyla aktarmış oldum...

İlk doğumgünü şenlikleri...

Çekirdek aile ile doğumgünü kutlaması yapacağız demiştim ya..çekirdek aile Anane, Dede,Babanne, Ayse, Alara, Siso, Kero,Mete bizdeydi, artık aileden olmuş Kijotlar, Sed ve Sebo'larda...aman bizim Mini bir eğlenmek, bir kahkahalar bir sevimlilikler...başım ağrımadan ilk doğumgününü atlattık hep birlikte..gecenin ilerleyen saatlerinde parti bittiğinde hepimiz yorgun ama mutlu yataklarımıza

HOMUR NKP MİTİNGİNDE










HOMUR'UN YENİ SAYISI 24 NİSAN PAZAR GÜNÜ YAPILAN "NÜKLEER SANTRALLERE HAYIR" MİTİNGİNDE DAĞITILDI


ATAY SÖZER'den GÜNCEL

TİYATRODA YENİ EĞİLİMLER



HEM ŞİFRECİ HEM İNTİHALCİ ALİ BEY



HOMUR İZMİR TUYAP'DA

Lütfü Çakın ve Mustafa Yıldız


16. kez kapılarını açan İzmir Kitap Fuarı, karikatür sergilerine ev sahipliği yaptı. Karikatürcüler Derneği İzmir Temsilciği standın da “Besleyenler ve Beslenenler” sergisi açılırken, Homur “Allianoi” sergisi ile izleyici karşısına çıktı. Her gün yüzlerce mizah severin akınına uğrayan sergiye, yerel yöneticiler, yazarlar ve sanatçılar da ziyaret etti. Portre karikatür çiziminin yanı sıra karikatür albümü, mizah dergileri ve kartpostalların da bulunduğu standa çocuk ve gençler yoğun ilgi gösterdi.


HOMUR SİLİVRİ'DE



Coşkun Göle




Herkes Homur okuyor




Muharrem Akten'den portre çizimleri





Atilla Atala


Ahmet Erkanlı'dan çocuklara karikatür dersi


22 Nisan 2011 Cuma

You rock Elton!

Bugaboo'nun kullanımı her gecen artıyor, en son benim çok sevdiğim Elton John'da gördüm..You rock Elton demeden geçemedim.Bu arada sevenlerine Elton John 5 Temmuz'da Küçük Çiftlikte. Biletler oldukça tuzlu ama gitmeye değer.

Ne zaman adam oluruz?

Bizim Kero'nun Danimarkalı bir ailesi var, geçen yıl AFS ile gittiği Danimarka'nın küçük bir köyünde evlerini ve kalplerini açan. Bu hafta onlar geldiler, Kero'yu özlemlerinden. Dün gece de bize geldiler, kısa bir kahveye. Sohbet sırasında öğrendiklerim adam olmamıza daha çok olduğunu hatırlattı bana. Bizim liderlerimiz insanımızı pirinçle, çekyatla kandırırken, millet nerelerde diye derin derin

21 Nisan 2011 Perşembe

Neee Doğumgünü mü dediniz?

Estim akıllı der annem bana..aklıma eseni yaptığımdan..çok takmadığımdan gelenek görenek..şu yaşıma geldim hala da gelenek görenek dediler mi hemen ikilerim ortamdan..bunların çeşitlemeleri var elbette,aşırı geleneksel işler, gınalar, gelin hamamları, sünnetler, salonlara tıkışılan düğünler mesela...amanın...derhal.Oğlan dünyaya geldi, sünnet birinci gün..çat..cemiyet mi...ahahaha...ben almayayım

20 Nisan 2011 Çarşamba

GERİYE SAYIM BAŞLADI -10!-

Geriye sayım…

Son 10 hafta…

Bir türlü buraya yazmaya fırsat olmadı şimdiye dek. Önce başka konular, yazılar vardı sırasını bekleyen. Onları bitirip yazmaktı isteğim ama olmuyor bitmiyor…

Ayrı bir yazı olmalıydı bu…




Baktım 10 hafta kalmış geriye, bundan iyi başlık mı olur dedim ve yazdım işte…

10 hafta kala tartı, başlangıcın 8 kg üstünde…



İlk 4 aydaki beslenme sıkıntılarımı ve 5. ayda yaşadığımız amniyosentez deneyimini saymazsak rahat bir hamilelik diyelim…

En önemli işim Can’ı kardeş fikrine alıştırmak...
Şimdilik iyi gidiyor, bir problem de gözükmüyor. Esas durum ise kardeş dünyaya geldiğinde belli olacak. Dikkat, sabır ve anlayış gerekecek bize... Okuyorum şimdi bol bol, bakalım uygulamaya döktüğümüzde durum ne olacak…

Çocuk-bebek konusu dışında da okuyorum bol bol, 10 hafta sonra vaktim olmayacak uzun bir süre muhtemelen…

Ve hazırlıklar bir taraftan…

-Yeni çocuk arabası, eskisi gezmelerimize dayanamayıp havaalanlarında, yollarda kırılıp döküldüğünden artık…

-Yeni Oto koltuğu abiye, küçüğü artık kardeşin olacak…

-Başka yeniler, Can’da alamadığım ama alsamıydım hep dediklerim… Keşke artık çok da kullanamayacağım idare edeyim demeseymişim, alsaymışım. Şimdi alıyorum...

Bir tanesi emzirme önlüğü,

Bir tanesi Sling…

İyi ki almışım ne güzel kullanıyoruz diyebilmek dileğiyle…

Geriye sayım…

10!

19 Nisan 2011 Salı

İyi ki dediğim günlerden biri.

İyi ki dediğim günlerden biri bugün..iyi ki anne olmuşum dediğim birgün..iyi ki Leo Ali'yi yapmışız dediğim.. Bugün Leo'nun doğumgünü..aramıza geldiğinin 1.yılı.Benim tüm dileğim hayatının tamamının en az ilk yılı kadar neşeli, keyifli ve sevgi dolu geçmesi, geriye kalan, para,pul, başarı, nasılsa gelir iyi olanı bulur.Şimdi müsadenizle ona özel bir not:"Seni çok seviyorum! Bilebileceğinden,

18 Nisan 2011 Pazartesi

HOMUR 77.SAYI

HOMUR İNDİRME LİNKLERİ :



sayı 75




sayı 74 https://rapidshare.com/files/458049803/homur_74_pdf.pdf sayı 73 https://rapidshare.com/files/458050396/homur73.pdf sayı 72 https://rapidshare.com/files/458051388/homur_hukuk_72.pdf sayı 70 https://rapidshare.com/files/458051949/Homur_70_sabahgrevi.pdf

ALTERNATİF ANNE & RAHMİ KOÇ MÜZESİ

Alternatifanne.com'da gezi köşesi artık bizim, Can'lı gezmelerimizi paylaştığım bir köşedir... İlk yazım uzun zamandır bloğa da yazmak istediğim bir müzeye ait, Rahmi Koç Müzesine... Defalarca gittiğimiz bu eşsiz müzenin bizim için de yenilikleri vardı bu son gidişimizde... Bu masa ve üzerindekiler benim bir süre şaşkınlıkla dolaşmama sebep oldu... IMG_1480

29 Mayıs a kadar açık kalacak olan "Görünmez Müzisyenler" konulu sergiyi gezebilme fırsatını kaçırmayın. İnanın büyük bir keyif yaşayacaksınız maaile...
IMG_1368

IMG_1364IMG_1354

IMG_1363



IMG_1351 IMG_1343

Serginin üst katı da yenilenmişti, Fen bilimleri köşesi zenginleştirilmişti. Mimar Sinan'ın prensibinden gidip kendi köprümüzü yapıp altında keyifle poz verdik...

IMG_1219

Çocukların keyifle saatlerce bıkmadan vakit geçirebileceği bir mekan burası, gezmediyseniz biran önce yolunuzun düşmesi dileğiyle...
IMG_1251IMG_0976

İki kişilik bir aşktı bizimkisi

Gecen sene bugün yazmışım şu yazıyı..aşağıya da kopyaladım, üşenmeden.İki kişiliktir benim bildiğim tüm aşklar...bugüne dek hep iki kişi olduk biz..iki kişi yaşadık biz duyguların en çoşkulusunu..iki kişi kişi idik sonsuza dek evet derken...iki kişi idik tüm ilklerde..seyahatlerde..taşınmalarda..adada...rüzgar yüzümüzü yalayıp gecerken motor tepesinde...u2 konserinde...Londra'da...orda burda...

14 Nisan 2011 Perşembe

GEÇ KEŞİF: EKMEK MAKİNESİ

IMG_0674_resize


Geç kavuştuk kendisine... Kavuşmamızın hikayesi ise Fransızların Brioche lezzetinden gelmekte... Neslihan'ın yaptığı Brioche'dan bir dilim eve getirmem ve bu dilimi koca kişisinin bulmasıyla başlıyor hikayemiz. O dilimin yenilmesiyle de "Sen de yap Pınar bundan" demesi karşılığında verilen cevap "Ama canım bu ekmek makinesinde yapılmış, ben yapamam ki şimdi" bahanesi sıralanıyor. Bahaneler işlemiyormuş gördük. Ertesi hafta eve bir ekmek makinesi paketi geldi hiç haberim olmadan. Bahanemiz yok artık, hal böyleyken evde en çok pişen ekmek Brioche'dur.

IMG_0662_resize


Sade Briochelardan sonra kayınvalidemin önerisiyle paskalya çöreğine çevrildi tarif ufak bir damlasakızı ve mahlep ilavesiyle...
IMG_0656_resize

Böylece de pişti Brioche'lar üstüste...

IMG_0649_resize


Brioche çeşitlemelerimiz devam edecek ancak elbet tek pişenler brioche'lar değil bu makinede... Zeytinli ekmek pişme sayısına göre 2. sırayı takip ediyor. Sonrasında Köy ekmeği, Fransız Ekmek, Sandwich Ekmeği, Üzümlü Ekmek, Kefirli Ekmek... Ve bir deneme de pizza hamuru olarak geldi. Sonuç hepsinde başarılıydı... Sayelerinde artık işyerinde kahvaltılar ev yapımı sandwichlerle şenleniyor. Bina önünde satış yapan simitçi ve sandwichiyi bir aydır terkeylemiş durumdayım. Her sabah önlerinde oluşan kuyrukta ki yerimi bıraktım gitti başkalarına. Aynı durum koca kişisinde de mevcut. Artık keyifle sandwich hazırlanıyor evde sabahları...

$RJ7J7K7


Bir diğer keyif ise ekmeği oğlumla beraber yapmak. Makinede ekmek yapmak hakikaten çocuk oyuncağı... "Can ekmek yapalım mı" diye her seslenişimde.. "Tamaaaaaaaammm" deyip koşarak geliyor mutfağa, sandalyesini çekiştiriyor tezgahın önüne... Malzemeleri 1-2 dakikada ekleyip düğmesine bastıktan sonra da bir süre seyrediyoruz karıştırmasını... O başlat düğmesine her basışta da sanki uzaya uydu gönderiyormuşçasına önce bekliyor bekliyor da sonra parmağını havaya kaldırıp getirip basıyor ya kocaman bir gülümseme yapıştırıyor yüzüme:) Seviyorum seni...

BAHARI ORMAN'DA KARŞILAMAK...

IMG_2891

Pazar günü olur, Orman’a gidişin mutluluğu vardır… Kahvaltılıklar alınır, akşamdan yapılan börek alınır. Çok erken kalkılmasına rağmen oyalanılır evde… Çıkma vakti gelir, Bahçeköy’den Taddoy’dan ekşi mayalı ekmek ve simitler alınır. Orman'a varılır. Park edecek yer bile bulmak zordur artık ama Oğuş ailesi pek güzel bir masa ve yer seçmişlerdir. Hemen o yöne dönülür aynı sakinlikte yer bulunur. Kalabalık bir masa beklerken Oğuş ailesi sessiz sakin kahvaltılarını etmektedirler… Derken bir aile daha gelir. Kahvaltı edilir sadesinden güzelinden. Sonra haydi deyip yola koyulur. Derken benim arabaya geri dönmem gerekir. Yol uzundur, gereksiz eşyalar geride bırakılmalıdır. Geri dönüp tekrar grubu yakalamak istediğimde ise ortada grup filan yoktur. Hayda ne olacak şimdi denilir. İlerlenir yol boyunca hızla, oradan geçenlere sorulur, hayır çocuklu aileler hiç görülmemiştir. Yine de devam edilir ta ki yol artık balçık ve su halini alıp içinden zıplayan kurbağalar görülene kadar. Anlaşılır ki bu yoldan gidilmemiştir. Geri dönüp başka bir yol aramaya geçilmişken kaybolmuş babamızla ve Can ile karşılaşılır:)Mutlu olunup keyiflenildiği andır. Ne kadar güzel bir hava olduğundan, ne güzel bir yürüyüş olduğundan bahsedilir. Hep gelelimdir.

IMG_2974

Biraz daha ilerleyince çok geçmeden grubumuzla karşılaşılır. Mutluluk daha da artmıştır. Bir 3 saat dura kalka yürünülmüştür. Gezi bittiğinde tadı damağımızda kalmıştır. Erin ve Erin’in bisikleti sayesinde Can’ın en çok yürüdüğü ve hatta çokça bisiklete yetişeceğim diye koştuğu gezi olmuştur:) Orman’ın verdiği enerji bambaşkadır, o enerjiyle önce markete sonra eve gelinir, mutfağa girip akşam misafirlerimiz için hazırlanılır bir de üstüne.

IMG_2964

Bu bahar Orman’ın yolunu bırakmamak hep o havayı solumak enerjiyi almak dileğiyle… Bunu erkenden fark etmemize vesile olduğun için sonsuz Teşekkürler Ayça… Çoluk çocuk kamp yapmanın güzelliğini de fark etmek de dileğimiz:) Yediğim en lezzetli keklerden biriydi Ayça'nın keki, orman içerisinde oturup kopara kopara pay edilerek yenilmesinin kattığı bir lezzet vardı muhakkak...

IMG_2937

Ayça'nın yazısı da burada

2011-03-28