30 Nisan 2012 Pazartesi

✿ Nil'imin Sürpriz Baby Shower Partisi ✿





 Geçen hafta benim için çok ama çoook mutlu bir gündü! Herşeyden habersiz Zeynep'in evine pastacılık kursunda yeni öğrenmiş olduğu cheesecake tariflerini denemeye gittiğimizi zannediyordum. Kızlar beni fena oyuna getirdiler ;)




İçeri bir girdim ki sürprizzzzzzz! Duvardaki baby yazılarını ve masada "ye beni" diye bağıran mamaları görünce bunun Nil'im için hazırlanmış bir sürpriz baby shower partisi olduğunu anladım.




Yüzümdeki şu ifadeden ne kadar mutlu olduğum belli oluyor öyle di mi :) Bir sürü pasta çöreği görünce farkında olmadan saygı duruşuna geçmişim hii hiii :)




Açılın bebeklerim geliyorummmm içimde hepinize yetecek kadar sevgi var merak etmeyin hiçbirinizi ihmal etmiyciimmmm :) 




Süslemeler harikaydı!




Peçetelere bayıldım! 




Ay benim sinir olduğum bir huyum var ve bunu hep yapıyorum! Eğer bir yerde hoşuma giden birden çok şey varsa hangi birine bakacağımı şaşırıyorum :P Mesela peçeteyi elliyorum ama gözüm pastada :) Bunu bir mağazaya girdiğimde de istem dışı hep yaparım, eli işte gözü oynaşta böyle birşey oluyor sanırım :) 








Oyyy bu minik bezler yakında o minik popoyu saracaklar :)




Pasta ve kurabiye konusunda usta olan Zeynep o gün tüm hünerlerini döktürmüştü ;) Yemeye kıyamadım demek isterdim ama öyle bir yedim ki valla hiç acımadım bu güzelliklere :)











Tatlıları Zeynep tuzluları ise Neslihan, Fehiman, Banu ve Müge yapmış, hepsi birbirinden lezzetliydi! Kızlaaar bunu bir kere daha mı tekrar etsek acaba? Siz yine aynı mamaları hazırlayın ben de hiç haberim yokmuş gibi davranıyım nasıl olur ama ;)




Mmmm kısır çok ama çooook severim!




Günün yıldızı da mat fıstıklı ve çikolatalı pastaydı ;)






Tatlı Zeynebim bu kanaviçeleri de Nil'im için kendi elleriyle işlemiş, ikisine de bayıldım! İstanbul'a gider gitmez çerçeveleteceğim!






İçinde çikolata dolu olan bu kağıt patikleri de yine kendi hazırlamış. Zeyneeeep bence sen parti işine el atmalısın kesinlikle!






Canım arkadaşlarım Zeynep, Neslihan,Fehiman, Banu ve Müge bu güzel sürpriz için sizlere nasıl teşekkür etsem azdır! O gün beni o kadar özel hissettirdiniz ki... Ve bir o kadar da mutlu... Sizleri tanıdığım için çok mutluyum! Sizler sayesinde Moskova benim için çok daha güzel bir şehir haline geldi ;) İyi ki varsınız canlarımmm!








Dilerim kızım da annesinin izinde yürür ve yolu böyle muhteşem yüreklerle kesişir!



29 Nisan 2012 Pazar

Lüzumsuz kelimeler sözlüğüne katkı


İlahiyat Fakültesinde tez yazan bir hanımefendi yazmış, Kuran'da Yahudi din alimleri için kullanılan 'ahbar' kelimesinin neyin nesi olduğunu sormuş. Kaynağı nedir? Yahudice midir?

Bilmiyordum. Merak ettim. Kaç aydır raftan pek indirmeye fırsat bulmadığım kitapları indirdim. Şunları buldum:

Hem İbranice hem Aramice xbr חבר (birleşmek, ilişmek, uymak, eşlik etmek, çift olmak) fiilinden xbar vexabrâ "1.bir şeyin eşi, yoldaşı, kardeşi, eşlik eden, refik, 2. öğrenci veya tilmiz, softa, din alimi" . İbranicede sesliyi izleyen bet harfi /v/ şeklinde söylenir, o yüzden sözcüğün İbranicesi xaver חָבֵר şeklinde telaffuz ediliyor. Klein'ın Etimoloji sözlüğüne göre "1. friend, associate, companion, 2. schoolmate, fellow student, 3. a scholar's title" imiş. Kastedilen şey acaba "associate professor" gibi bir sıfatken genel anlamda ilim adamlarına hitapta kullanılan bir deyim olmuş? Yoksa ilim ehline “yoldaş, bir yola bağlanan kişi” gibi bir kavram mı yakıştırmışlar? Emin olamadım. 

Aynı kökten xavvâr "1. cinci, üfürükçü, 2. Zerdüşt rahibi" varmış. Yine aynı kökten bizim havra (Musevilerin dini toplantı mahalli) sözcüğümüzün esası olan xevrâ "dernek, cemiyet, birliktelik" anlamında.

Arapçada bu kökün eşdeğeri olan Hbr حبر kökü "güzel olma, güzellik" anlamına geliyor. İlk bakışta anlam ilişkisi yok gibi görünse de eski dillerin birçoğunda "güzellik" anlamına gelen sözcüğün "uymak, yakışmak" kavramından türetildiği düşünülürse mantık anlaşılıyor. Mesela Türkçe yahşi < yakşı = yakışan. Kozmetik sözcüğünden tanıdığımız Yunanca kosmê, “1. uyum, uygunluk, 2. güzellik.”  

İslam literatüründe geçen Habr حَبر ve çoğulu aHbâr أحبار "Yahudi din bilgini" anlamında şüphesiz Aramiceden alınmış bir deyim, çünkü Hbr kökünün Arapçada kullanılan anlamıyla bir bağı yok. (İslamiyetin başlangıç döneminde İbranice ölü bir dildi; onunla yakın akraba bir dil olan Aramice, Yahudi ve Hıristiyanların ortak kültür dili idi. İbraniceden direkt Arapçaya alınmış olsa sözcük xawr veya xawar ve axwâr şeklini alırdı.) 

*
Bunları yazınca acaba Ermenicede kullanılan axbar աղբար ("kardeş, yoldaş") bir Sami dilinden alıntı mıdır diye bir kurt düştü içime. Ama hayır, mümkün değil. Sözcüğün aslı eğbayr եղբայր ‘dır, genitiv eğbôrեղբօր. Hintavrupaca *bhratēr’in yansıması olduğu şüphesiz.

1 MAYIS EMEK VE BARIŞ İÇİN

Atilla  Atala

28 Nisan 2012 Cumartesi

Bugünkü Noni: Tüylü





Moskova'ya veda etmeme son 5 gün kaldı! İçim kıpır kıpır çünkü bu demek oluyor ki bebeğime merhaba dememe her geçen gün daha da yaklaşıyorum! Buraya aylar sonra adımımı attığımda yanımda bana eşlik eden küçük bir prenses de olacak, buna hala inanamıyorum! Miniğimiz aramıza katılmadan, prensimle Moskova'daki baş başa son yemeğimizi yedik bugün... Ağır ağır, sakin, hiç acele etmeden :) Ehh ne de olsa bundan böyle "yedek bezini aldın di mi?", "ay emzirme önlüğümü evde unutmuşum!" telaşları arasında böyle sakin yemeklerimiz pek olmayacak gibi hii hii :)




Bu arada size birşey itiraf ediyim mi? Ben fotoğraf çektirirken elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen tiplerdenim. Kollarımı salık bıraksam baston yutmuş gibi bir halim oluyor. Yok önümde kavuştursam bu sefer de karşı tarafa negatif elektrik verdiğimi düşünüyorum. Çok şükür bu sorunuma geçici bir çözüm buluverdim. Ellerimi hemen göbişime koyuyorum ve çizzzz :) İşte bu kadar basit :)








Hava atmak gibi olmasın ama bugün 24 dereceydi bizim havamız ;) Tüm Moskovalı hatunlar olarak cıbıldak bir hale büründük :) Ohh be dünya varmış! Yürüyüşüm her geçen gün daha da penguenleşirken üstümde bir de kar montu hiç çekilmiyordu doğrusu! Tüy gibi hafifim şimdi!




Tüy gibi demişken... Tüylü küpelerde ne zamandır gözüm vardı, içimde kalmasın istedim :)








Yalnız ben küçük bir çocuk olsaydım bu tüylere yapışır bir seferde koparırdım ha! Nedense bende böyle bir hissiyat oluşturdular :) Anasına bak kızına al tezi eğer doğruysa Nil'in elinden zor kurtarırım ben bunları kihh kihhh :) 




Hepinize içindeki çocuğun muzırlıklar yaptığı bir hafta sonu dilerim!



27 Nisan 2012 Cuma

Güzelcehisar Cafe





İstanbul'daki son günümüzde brunch için mekanımız Güzelcehisar Cafe oldu... Aslında bu cafe benim kalbimde bambaşka bir yere sahip. Marmara Üniversitesi'nde okuduğum yıllarda öğlen aralarındaki kaçış noktamız Güzelcehisar'dı... O zamanlar Anadolu Hisarı'nda deniz kenarında bir köşkün içinde küçücük bir cafe olarak işletiliyordu. Daha sıcak daha samimi bir havası vardı. Güzel havalarda masalar denizin hemen kenarındaki iskeleye kurulur, ekonomi iktisat gibi derslerden bunalan biz öğrenciler de bu keyifli mekanda öğle yemeğimizi yerken zaman hiç geçmesin isterdik. Sonra orası kapandı ve Otağtepe'de büyük bir cafe & restaurant olarak hizmete girdi. Büyüyen her işletmede olduğu gibi o sıcaklık kayboldu gitti, yerine sadece eşsiz manzarası kaldı... Burası yine de şehrin gürültüsünden kaçılabilecek güzel bir alternatif biz Anadolu Yakalılar için... Merak edenler için açık büfe brunch her cumartesi pazar 09.00 - 14.00 saatleri arasında ve kişi başı 40 Lira...
















Annemin blogunu takip edenler biliyordur, benim Çılgın Mevdoşum geri dönüşümden harika kolyeler yapıyor. Bu kolyede en son çalışması, beyaz taşları Ege sahillerinden toplamış, görünce bayıldım ve arsız bir kız olarak hemen el koydum :) Annemin yaptığı takıların bir kısmını El Eseri sitesinde görebilirsiniz...






Prensim manzaranın keyfini çıkartıyor ;)






Uzaktan koklamakla yetindim ;)










Güzelcehisar Cafe


Adres: Muhteşem Çıkmaz Sok. No:25 Otağtepe, Kavacık


Telefon: +90 (216) 462 35 30