29 Mart 2010 Pazartesi

EMİRGAN PARKI

Kimden Blogger Pictures
Bir Çiçek çeşidi, İlkbahar ve İstanbul deyince 4 harfli bulmacayı çözmek zor olmasa gerek…
Bir devri açan ve kapatan çiçek ya da…
Lalemizin her çeşidini görmeye de illa ki Emirgan Parkı’na… Hollanda’ya değil efendim İstanbul’a…
Kimden Blogger Pictures
Her sene yapılan ziyareti aksatmayıp yine gittik, biraz acele ettik sanki, lalelerin hepsi açmamıştı, kimisi de açmış, çoktan solmaya yüz tutmuştu bile…
Tekrar gitmek gerek… Bu günlerde Florya Parkının methini çok duyuyorum. Bir ziyaret de oraya yapmak gerek belki de…
Kimden Blogger Pictures

Sadece lale değil buram buram Sümbül koklamaya da gitmek gerek…
Kimden Blogger Pictures
Çiçek resmi çekmekten hoşlanacağımı düşünmezdim hiç, şu fotoğraf çekme hevesi nelere kadir böyle… Çamur toz gübre demeden yerlere uzanıp fotoğraf çekmek üstelik…
Tamam, o kadar da değil, gübrelere dikkat ettim, köpek gezdirmenin kısmen serbest olduğu bir yer de size de dikkatli olmanızı öneririm…
Kimden Blogger Pictures

Bu güzel manzaraların oluşmasında emeği geçen herkese teşekkürler...
Kimden Blogger Pictures

Kimden Blogger Pictures

Kimden Blogger Pictures

Kimden Blogger Pictures

24 Mart 2010 Çarşamba

DİYARDAN DİYARA...

Cumartesi geçirilen şahane bir günün ardından(Bibi Partisi) Pazar günü kursun Sultanahmet civarındaki fotoğraf gezisine gitmek pek içimden gelmedi. Oğluma doymak, ailecek vakit geçirmek aynı zamanda da fotoğraf çekmek mümkün deyip eşimi de sürükleyerek, arkaya annemi de katarak uzak diyarlara tarihi eserleri görmek üzere yola çıktık. Aaa! 10 dakika sonra da geliverdik. Aldığımız uçan halı iyi çıktı, bizi bir çırpıda oradan oraya taşıyıverdi, helal olsun üreticiye...

Mardin evlerine de gittik,

Kimden Blogger Pictures


İzmir'e Efes'e de...

Kimden Blogger Pictures


Bosna Hersek’e Mostar Köprüsüne de…

Kimden Blogger Pictures

Antalya’ya Aspendos’a da gittik… Oturduk basamaklarda dinlendik…


Kimden Blogger Pictures


Çanakkale’ye Şehitlik’e de gittik, andık şehitlerimizi tam da yıl dönümü zamanında…


Kimden Blogger Pictures


Bizden çaldıklarını görmeye British Müzesine bile gittik Londra’ya…

Kimden Blogger Pictures



Beğendim efendim, tebrik ediyorum Büyükşehir Belediyemizi, bu projeyi başlatan, yürüten, emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyor, teşekkür de ediyorum. Oluşan sorulara yanıt: MiniaTürk’den bahsediyorum.

7 yıl kadar önce üniversitedeyken, yurtdışından staj değişim programı için Türkiye’ye gelen yabancı öğrencileri götürmüştük buraya. Minatürk’den çıkıp Koç Müzesine de gidilmişti o gün. İstanbul’daki müzelerin içerisinde şiddetle gidilmesini tavsiye edeceğim iki mekandır. Eşim benden yıllar önce İstanbul’a gelmiş olmasına ve üstelik buralara yakın oturmasına rağmen benimle birlikte tanıdı gördü bu iki mekanı:)
Gezmek görmek için çok uzaklara gitmeye gerek yok, yanıbaşımızda olanların kıymetini bilmek gerek. Yollarda vakit harcamak yerine özellikle haftasonu tatillerini dolu dolu yaşayabilmek için bu yanıbaşımızdaki mekanları bir daha gözden geçirmek hiç fena olmaz...
Durun da bu konuda kendimi bir alkışlayayım. Yakınımda olup da ziyaretini yapmadığım/gitmediğim bir mekan yok gibi. İstanbul’da yaşamanın o kadar külfetini çekiyoruz, sefasını da sürmek hakkımız olsun…
Şu fotoğraf çekme arzusunun diğer güzel yanı, gezme tutkusunu da yaşatması, bu tür keşiflere yol veriyor olması…

MiniaTürk’ü neden beğendim. Bir kere her eser müthiş bir incelikle birebir ölçü ve benzerlikte yapılmış. Hayran olmamak mümkün değil. Bakın görün, kaldırım taşlarından, kiremitlerine, duvardaki yosundan, kırık merdiven basamaklarına, balkonundan, taşına toprağına kadar ince ince düşünülmüş yapılmış.

Kimden Blogger Pictures


Doğal olarak yapım aşamalarını merak ediyorum, ayrı bir köşede slayt olarak bir gösterim olsa hiç fena olmaz. Bu merakımızı gidermiş olurduk. Bulduk bir eksik, hadi bakalım.
Kimden Blogger Pictures

Miniatürk’de her eserin önünde size sesli olarak özet bir bilgi veren cihazlar mevcut. Bileti okutuyorsunuz, anlatmaya başlıyor. Cahilliğimi hoş görün, Sultanahmet Cami’nin mimarını bilmeyen ben öğrenmiş oldum bu sayede. Bilgileri pekiştirmeye tekrar tekrar gideceğim bu kesin…
Bilet türünüze göre de konuşma dili değişiyor. Bunun için ayrıca bir ücret ödemiyorsunuz. Türkçe, İngilizce ve Arapça) Tebrik ettim. Arıza yok, problem yok, eserlerin %99 u gösterimde, bakımda olan birkaç eser vardı sadece.

Doya doya geziyorsunuz, onlarca eser var, yorulursanız atlayın Miniatürk havayollarına yukardan gezin…

Kimden Blogger Pictures



Çocukları ne güzel düşünmüşler. Mini trene biniyor, içerde bir tur atıyorsunuz. Kalın sünger kaplı bir çocuk oyun bahçesi mevcut. Pat küt düşseler de bir şey olmuyor. Trambolin var, bu şahane, Avrupa’daki parklarda olur, keşke bizde de olsa derdim. Oldu… Can 2-3 yıl sonra buraya sık sık gelecek kısmetse…
Oyun bahçemizde Truva atımız mevcut, çıksın tırmansın, enerjilerini atsınlar…

Sonra bir masal ağacımız var, atıyorsunuz 1 lira başlıyor masal anlatmaya… Ben bayıldım buna. Masalları çok seviyorum galiba…


Kimden Blogger Pictures


Yine sadece bir lira atıyorsunuz, Atatürk Olimpiyat stadında başlıyor marş çalmaya. 4 büyük takımdan hangisine atarsanız o marş çalıyor. Can, Trabzonspor’u seçti, marşımız eşliğinde başladık oynamaya:)

Sonra bir labirentimiz var, bir uçtan girip diğer ucu bulmaya çalışıyor çocuklar. Benzerini Eurodisneyland’a görmüştük. Alice Harikalar diyarında…

Engelli vatandaşlarımız düşünülmüş, kafesi, restorantı, ücretsiz otoparkı var. Trafik problemi olmayan sakin bir mekanda, Sütlüce'desiniz. Buradan çıkıp yine çok yakındaki Rahmi Koç Müzesine gidebilirsiniz, Piyerloti'ye çıkıp manzara eşliğinde çay içebilirsiniz. Santralİstanbul'a geçip Enerji Müzesini gezebilirsiniz. Ya da biz acıktık gelmişken Sütlüce'de bir Uykuluk yiyelim diyebilirsiniz. Bütün günü doya doya bu mekanda geçirebilirsiniz.

Müzede beni çocukluğuma götüren bir eser vardı. Annemi çeke çeke anne bak anne bak o medrese dedim. Görüp tanıdığım ilk tarihi eserdi, Pınar daha 7 yaşında bile değildi belki.
Tarihi eser gördüğüne sevinmişti. Kendi kendine tanımış bilmişti ordan geçerken, bu eserde bir farklılık olduğunu, eski olduğunu, önemli olduğunu hissetmişti, bu gözle bakmıştı…

Kimden Blogger Pictures

Beni tekrar anılara götüren bir eser daha vardı: Haydarpaşa Tren Garı...
İstanbul'a ilk ayak bastığım mekan, denizini ilk kokladığım, hayranlıkla seyreylediğim bir daha da hiç bırakamadığım şehrimin beni karşılayan kollarıydı Haydarpaşa Tren garı...

Kimden Blogger Pictures

MiniaTürk’ü gezip görmek için şu aylar mükemmel bir zaman. Açık havada olması yazın gezmeyi çok zorlaştırıyor, güneş tepenizde oluyor, kışınsa hava soğuk olur, yağmur olur, üşürsünüz. Ama şu bahar günleri keyifle gezersiniz. Bu yüzden fırsatınız varsa, İstanbul’daysanız, yapın planınızı ve gelin MiniaTürk’e bahar vakti biran önce… Burada geçen fotoğraflar eserlerin 100de biridir ancak. Sakın bu kadarı bize yeter gitmeye gerek yok demeyin, çok önceden gitmiş gezmiş olanlar da bir daha gezsin, bir çok yeni eser ve aktivite var. Son haliyle bir daha görün bakalım...
Leyleği havada gördüğümüz bir yıl olsun cümleten...

22 Mart 2010 Pazartesi

BİBİ HOŞGELMİŞ...

Bir zamanlar Blogistan diye bir memlekette birbirinden güzel blog insanları yaşarmış. Bu insanlar birbirlerine yardım etmekten mutluluk duyar, neşelerini üzüntülerini paylaşırlar, böylece neşeleri bin kat artar, üzüntüleri bin kat azalırmış. Birbirlerini iyi ve kötü günde yalnız bırakmazlarmış. Her yeni bebeğin gelişi ile blog insanları bir araya gelir, kutlamalar yaparlar, pek eğlenirlermiş. Bu kutlamalarda hasret giderilir, güzel sohbetler olur, bir de pek güzel masalar kurulurmuş. Çeşit çeşit lezzetler olurmuş bu masalarda…



Kimden Blogger Pictures



Bu masalı gerçek yapan insanlarla bir aradaydık bu haftasonu…
Dediğini eninde sonunda yapan yiğit annemizin 2. bebişi Bibiye hoş geldin demek için…



Kimden Blogger Pictures


En son Sencer Paşa’nın gelişi sebebiyle böyle cümbür cemaat pastalı börekli bir buluşma yapmış idik. Buluşma adetinin başlangıcı Can doğmadan önce yapılmış idi. Hayatımın en anlamlı en güzel günlerinden biriydi.
Aradan 2 yıl geçmiş, nihayet özlenen buluşma gerçekleşmiş, Bibi hoş gelmiş demeye Ayşem’e gidilmiştir.

Kim ne yapmış;
Yasemin pastamızı yapmış… O ilk şeker hamurlu Fenerbahçe pastasının üstünden 1,5 yıl geçti sadece ama azmin&aklın ve yeteneğin geldiği son noktayı gördük, tattık…


Kimden Blogger Pictures




Münevver Ablamız ne yaparsa bilin ki çok farklı bir o kadar da çok ama çok lezzetlidir.
Çok nadide ve özel bir lezzeti tadıyor olursunuz, tadarken bile yiyişiniz değişir, serçe parmak havaya kalkar, yavaşça tüm lezzeti damağınızda hissederek çiğnersiniz.Bu kurabiyeleri yerken benim halim buydu.
Yeşil Çaylı ve Hibiscus lu kurabiyeler…


Kimden Blogger Pictures



Bu kurabiyeler marka olmalı pastanelerde satılmalı, herkes bu lezzeti tatmalı diyorum…


Kimden Blogger Pictures



Her zaman masalarımızın baş tacı, kısırımız, Hünerli ellerden geldi… İlk lokma, en çok lokma hep kısırımızdan…


Kimden Blogger Pictures



Tahinli kurabiyeler; kıyır kıyır ağızda dağılan, tam kıvamında, daha fırının ılıklığı üstünde nefis. Kariyer de yaparım kurabiye de diyen sevgili Hocamız Fadime’mizden…

Kimden Blogger Pictures




Ayşem sen dur biz sofrayı kurarız, yaparız da ederiz de deyip kurulu bir sofra ve bu lezzetle bizi karşılayan Ayşem… Fransızca mıydı, İspanyolca mıydı hatırlayamadım bu lezzetin ismini, kusurum affola:) Tarifi Ayşem’in peçete notlarında …


Kimden Blogger Pictures



İnanamıyorum, koca cheesecake dilimini yemeye koyulup fotoğrafını çekmemişim:(
Neslihancım ellerine sağlık, cheesecake son dakikaya kadar sofrada yer almayıp buzdolabında bekleyince fotoğraf kısmında yer alamadı… Ama Sencer'in buluşmasında ki fotoğrafınu buldum kayıtlarımdan:)

Kimden Blogger Pictures



Selen bize otlu çörek yapmıştı. Dereotunu sevmeyen ben bile dereotuyla barıştım bu çörekler sayesinde


Kimden Blogger Pictures




Ben de naçizane o sabahtan açma yaptım, kabarmadılar istediğim gibi ama günün sonunda bitmiş olduklarını görmek beni mutlu etti:) Aşağıdaki fotoğrafı Bahanem Mügem çekti, İnsanın hünerli&yetenekli arkadaşların olması ne güzel... Nefis bir kare, kendiminkini kaldırdım hemen:)
pınarın poğaçaları



Yine olsun böyle güzel sofralarımız, buluşmalarımız...
Bu özlem bitmez:)


Kimden Blogger Pictures



En lezzetli lokmayı sona sakladım: Biraraya gelmemize sebep olan Bibi... Sen ne kadar da çirkinsin böyle! :) Maşallah sana, 2 ay sonra daha da bir bal olursun sen şimdi, tadından da yenmezsin...

Kimden Blogger Pictures




20 Mart 2010 Cumartesi

SU GİBİ SERGİ


Homur Mizah ve Karikatür Grubu, İstanbul Sultanahmet’te bulunan Kirkit Sanat Galerisi’nde mart ayı sonuna kadar suyun ticarileştirilmesine karşı çizdikleri karikatürlerden oluşan bir sergi açtı. Bizim de ilgimizi çeken bu konu üzerine, Homur Mizah ve Karikatür Grubu’ndan 26 karikatürist arkadaşlarımızın adına Canol Kocagöz ile bu konu üzerine konuştuk.Homur mizah gazetesi 10 yıllık bir gazete. Parayla satılmıyor, ücretsiz dağıtılıyor. Dönem dönem finansal destekçileri değişti. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Tabipler Odası, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Adli Tıp Uzmanları Derneği gibi. Sömürüye, zulme ve savaşa karşı, emekten, halktan yana geleneksel mizah çizgisinin izini süren bir yayın Homur. İlkelerini her zaman korudu. İşçiden ve emekçiden yana tutumunu hep korudu.»Şimdi, önce karikatür sergisine katılan Homur çizerlerinin adlarını sayalım, sonra da sergi konusu olarak neden ‘su’ seçildi, anlatalım Canol bey, ne dersiniz?Elbette. Alfabetik sıraya göre Ahmet Erkanlı, Asuman Küçükkantarcı, Atay Sözer, ben Canol Kocagöz, Devrim Demiral, Engin Selçuk, Eray Özbek, Ergin Gülen,Ergun Akleman, KKTC’den Hüseyin Çakmak, İlhan Değirmenci, İlker Ekici, Lütfü Çakın, Mehmet Zeber, Sırbistan’dan Milenko Kosonoviç, Muhammet Bakır, Murat İlhan, Cumhuriyet Gazetesi çizer’lerinden Mustafa Bilgin, Mustafa Yıldız, Nuri Bilgin, Oğuz Makal, Ömer Çam, Özhan Mercan, Sadık Pala, Tayfun Akgül, Umut Germeç ve Vahit Akça.‘Su’ konusuna gelince; 3-4 yıldır gündemimizdeydi. Bu konuda dergimizin editörü Yüksek Jeoloji Mühendisi Tahir Öngür’ün bilgilendirmeleriyle suyun ticarileştirilmesine karşı çiziyorduk ve biliyorsunuz ilginç bir şekilde yayın hayatına on yıldır devam eden Homur mizah dergimizde de yayınlıyorduk.‘PARAMIZ GİZLİCE CEBİMİZDEN ÇALINIYOR’Geçtiğimiz 2009 yılında suyu ticarileştirmek isteyen su tekelleri 5. Dünya Su Forumu’nu Türkiye’de gerçekleştirdi. Biz de ‘Suyun ticarileşmesine karşı bir platform’ oluşturarak karşısında yer aldık. Bu platforma TMMOB’a Bağlı Mühendis Odaları, Tabipler Odası, Eczacılar Odası, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimleri Odası, İşçi, Memur ve Çiftçi Sendikaları başta olmak üzere 150’nin üstünde yerel örgüt, dergi çevresi, üniversitelerden konunun uzmanı biliminsanları ve sanatçılar katıldı. Biz de ‘Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu’nun içinde yer aldığımız için zaten çalışmalarımıza eş düşen çalışmaya güç verdik. Konunun içine girince daha çok bilgilendik ve daha çok ürettik. Hatta bu konuda adı geçen platforma bir sayı Homur mizah dergisi çıkarttık. Buradaki karikatürleri de bir yıl boyunca Türkiye’nin çeşitli yörelerinde sergiledik. Şimdi de, 50 karikatürü burada Sultanahmet’te Kirkit Sanat Galerisi’nde sergiliyoruz.»Böyle özel bir konuyu işlerken zorlanmadınız mı?Tabii ki zorlandık. Çünkü böyle bir konu hep yüzeysel geçilmişti. Hep bu konu ‘sudan sebep’ sayılmıştı. Okudukça öyle olmadığı, gizlice paramızın cebimizden çalındığı hissine kapıldık.‘BİR DE KONTÖRLÜ SAYAÇLAR CIKTI’Tabii bizim bu konuda büyük şansımız vardı. Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu’nun çalışan bir bilim kurulu hep imdadımıza yetişti. Bilim kurulundan alınan bilgileri çizerlerimize aktarıyorduk. Oradan gelen çalışmaları yayın kurulumuz değerlendirdikten sonra dergimizi oluşturduk.Bu sayımızda mizah biraz eksik olmuştu ama o da muhtemelen 5. Dünya Su Kongresi’nin bize yansımasıydı diyebiliriz.»Bu sergi su konusundaki son serginiz mi olacak?Hayır, hayır… Bu sergiyi yeni üretimlerle destekleyerek başka illere, yörelere taşıyacağız.Suyun ticarileşmesine ilişkin tehlike çanları daha yeni başladı diyebiliriz.»Nasıl, su için başka neler olabilir?Çok şey var. Hidroelektrik Santrallar (HES) en başta olanları. Baraj yapımları vs. Ama şimdi en yakın tehlike Kontörlü Sayaç sorunu. Halk bu konuyu anlayıncaya kadar evlerindeki saatler çoktan sökülmüş, yerine kontörlü saatler takılmış olacak. Bence bunu, devamlı gündemde tutarak dikkatleri çekmek önemli gibi geliyor.»Demek yaşamımız kontörleşecek şimdi!Evet. Zaten cep telefonlarıyla, ulaşımla hayatımıza hızla giren kontör edebiyatı şimdi su saatleriyle de sulanarak hayatımıza girecek.»Son olarak serginizden kısaca bahsetsek biraz.‘Su Yaşamdır’ sergimiz adlı sergimize 26 Homur çizeri 50 karikatürüyle katılacak. Suyun ticarileşmesine karşı herkesi sergimize bekliyoruz.
GÜLŞEN ÇANDAR

İLKER EKİCİ

17 MART 20010 Birgün

HOMUR, SU YAŞAMDIR SERGİSİ

ENGİN SELÇUK
VAHİT AKÇA

Homur Karikatür ve Mizah Gurubu “SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE KARŞI “ çizgilerden oluşan Karikatürleri

“SU YAŞAMDIR”

Başlığı altında İstanbul , Sultanahmet KİRKİT Sanat Galerisinde açtı .

27 Homur çizerinin 50 eserle katıldığı sergi
13 Mart 2010 Cumartesi Günü Saat 19.30 da
KİRKİT Sanat Galerisi, Mimar Mehmet Ağa Caddesi Amiral Tafdil Sok No:12
SULTANAHMET-İSTANBUL adresinde bir kokteylle seyirciyle buluşacak.

13 ila 31 Mart 2010 Tarihlerinde açık olacak sergimizde siz dostlarımızı da
aramızda görmemiz bizleri onurlandıracaktır.

TAYFUN AKGÜL



SU YAŞAMDIR
Karikatür Sergisine katılan HOMUR çizerleri
1. Ahmet ERKANLI
2. Asuman KÜÇÜKKANTARCI
3. Atay SÖZER
4. Canol KOCAGÖZ
5. Devrim DEMİRAL
6. Engin SELÇUK
7. Eray ÖZBEK
8. Ergin GÜLEN
9. Ergun AKLEMAN
10. Hüseyin ÇAKMAK- KKTC
11. İlhan DEĞİRMENCİ
12. İlker EKİCİ
13. Lütfü ÇAKIN
14. Mehmet ZEBER
15. Milenko KOSONOVİÇ- SIRBİSTAN
16. Muhammet BAKIR
17. Murat İLHAN
18. Mustafa BİLGİN
19. Mustafa YILDIZ
20. Nuri BİLGİN
21. Oğuz MAKAL
22. Ömer ÇAM
23. Özhan MERCAN
24. Sadık PALA
25. Tayfun AKGÜL
26. Umut GERMEÇ
27. Vahit AKÇA


AHMET ERKANLI


MEHMET ZEBER

15 Mart 2010 Pazartesi

TURHAN SELÇUK HACIBEKTAŞ'DA



Vahit Akça

Fernandez
Lütfü Çakın


Dünyaca ünlü karikatür sanatçısı Turhan Selçuk, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde yüzlerce yurttaşın katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı. Törende yurttaşlar gözyaşlarına hâkim olamazken Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk ve kızı Aslı Selçuk, Turhan Selçuk’un Türk bayrağına sarılı tabutunun başından ayrılmadı.
Selçuk için ilk tören Hacıbektaş Belediyesi’nin önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlendi. Törene, ailesi ve yakınlarının yanı sıra Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, eski Meclis Başkanvekili Uluç Gürkan, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz, Şişli Belediye Başkanı ve Türkiye Değişim Hareketi lideri Mustafa Sarıgül, eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, Hacıbektaş Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Naki Selmanpakoğlu ile Kadir Doğruer, Aziz Yavuzdoğan, Nuray Çiftçi, Mustafa Bilgin, Hasan Seçkin, Bülent Okutan, Murat Özmelek, Mahmut Akgün, Yaşar Fırat, Muammer Kotbaş, Turgut Çiviler, Ekrem Borozan, Vahit Akça, Ali Şur, Ahu Doğan Ekmekçi, çok sayıda karikatür sanatçısı, Türk halk müziği sanatçıları Pınar Sağ ve Tolga Sağ ile gazetemiz yazar ve yöneticileri katıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Koç Ailesi, Dünya gazetesi sahibi Didem Demirkent, eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, ressam Fikret Otyam, Filiz Otyam, Üstün Sanver, Gülizar Cengiz, eski Kültür ve Turizm Bakanı İstemihan Talay, tiyatro sanatçıları Müşfik ve Yıldız Kenter, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı, avukat Esin Erer Özdemir, eski Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş törene çelenk gönderdi.
‘Yurduna hoş geldin’
Yurttaşlar tören esnasında Selçuk’un son karikatürünün yer aldığı bir pankart açtılar ve ellerinde Selçuk’u meleğe benzeten ve üzerinde “Yurduna hoş geldin” yazılı ve “Gün; birlik günü, laik, demokratik Cumhuriyete sahip çıkma günü” yazılı dövizler taşıdı. Törende Bakan Günay’ın başsağlığı mesajı yurttaşlarla paylaşıldı. Günay mesajında “Onun aslan ile ceylanı bir arada yaşatmayı amaçlayan Hacıbektaş Dergâhı’nda toprağa verilmeyi arzu etmesi de Anadolu’nun barışçı, birlik içinde yaşamayı amaçlayan insancıl düşüncesine ne ölçüde bağlı olduğunun unutulmaz bir işaretidir” ifadesini kullandı. Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu törende yaptığı konuşmada, “O Atatürk devrimlerinin kök salmasına harç koyan bir usta idi. O, siyaseti sanatla yoğurup, sempatikleştiren siyaset çizeriydi. O, derin kültürünü keskin zekâsı ve bilimsel aklı ile yoğurarak, çizgilere döken bir düşünürdü. O, her karikatürü üzerine kitap yazılacak ya da belgesel yazılacak bir aydındı. O laikliğe, demokrasiye, insana ve insan haklarına, tam bağımsızlığa, evrenselliğe, hukuka, kısacası Cumhuriyete sevdalı bir tutkundu. O, halktan ve haktan yana iyinin, dürüstün, ezilenin, çalışanın sözcüsü, sevgi ve hoşgörü sahibi olmanın, kısacası adam gibi adam olmanın örnek kişiliği idi. O zulme, haksızlığa, adaletsizliğe, tembelliğe, sömürüye, emperyalizme dik duruşun sembolü idi. O, Hacıbektaş öğretisini özümsemiş, Enel- Hak yolunu kavramış, Hz. Ali sofrasının yüceliğini benimsemiş bir insanlık anıtıydı” ifadelerini kullandı.
‘Onu sevgiyle kucaklıyoruz’
2005’te Selçuk’un kendisine “Bana Hacıbektaş’ta yatacak yer var mı Başkan” dediğini anımsatan Selmanpakoğlu, o zaman Selçuk’un kendisine “şaka yaptığını” düşündüğünü kaydetti. Selmanpakoğlu, “2007’de bu istek yinelendiğinde çok heyecanlandık. Geçen yıl noter ile Hacıbektaş’a, Alevi-Bektaşi gelenekleriyle toprağa verilmeyi gazeteci arkadaşı Miyase İlknur’a bildirmiş ve vasiyetnamesinde tanık göstermişti. Hacıbektaş büyük ustayı topraklarında bulundurmaktan onur duymakta. Sevgiyle onu kucaklıyoruz” diye konuştu. Selmanpakoğlu sözlerini, “O Hacıbektaş topraklarında düşündürmeye, aydınlatmaya devam edecek. Gönlün hoş olsun büyük usta” dedi.

Karikatürcüler Derneği Başkanı Peker, “Sevgili canlar, Turhan Selçuk demek, eşitlik, devrimcilik ve anti-faşistlik, anti-emperyalizm demektir” görüşünü dile getirdi. “Çizgilerin efendisini kaybettik” diyen Peker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Turhan Selçuk hayatının hiçbir döneminde çizdiklerinden en ufak bir ödün vermemiştir. Tazminatsız işten atılmıştır, yine de ödün vermemiştir. Başına bu yüzden çok işler gelmiştir. 12 Mart’ın faşist cuntacıları Turhan Selçuk ustamızın kaburgalarını kırmıştır. Turhan Selçuk’u uzun uzun anlatmayı ben gerekli görmüyorum. Çünkü Selçuk hayatı boyunca çizdikleriyle zaten hepimizin gönlüne yerleşti. Sevgili Selçuk’u Hacıbektaş’ın can dostlarına ve Pir’imize emanet ediyoruz.”

Selçuk’un kızı Aslı Selçuk, sözlerine, “Sevgili babacığım, içim rahat çünkü vasiyetin yerine geldi” diyerek başladı. Babasının huzur içinde hissettiğine inandığını kaydeden Selçuk, “Ben de huzur içindeyim. İçimden bir parça gitmiş gibi. Gerçi ben onun bir parçasıyım ama bu herhalde uzun süre gidecek böyle… Ama vasiyetin yerine geldi ve sen iyisin. Bu da benim için çok önemli. Sen benim Abdülcanbazımsın zaten, ben de senin Canbaziyen oluyorum. Sana veda etmiyorum. Ben buraya sık sık geleceğim ve seni yalnız bırakmayacağım” diye konuştu. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun ise şunları söyledi: “Biraz gözlerim yaşlı ve boğazım düğümlü. Çünkü Cumhuriyet gazetesinin bir büyük ağabeyini kaybettik. Aydınlanma devrimlerinin en büyük filozofunu kaybettik. İlhan Selçuk’la Turhan Selçuk bence sadece kardeş değildiler. İki ayrı bedende yaşayan tek bir vücut, tek bir kafa, adeta ruh ikizi gibiydiler.”

(Cumhuriyet Gazetesi 15 Mart 2010)

Fotoğraflar:Vahit Akça