29 Ekim 2012 Pazartesi

Kurban sözcüğünün etimolojisine dair


Kalın k (qof) ile korbân קֹרְבָּן veya kurbân קֻרְבָּן, İbranice.  Az bilenlerin “Tevrat” adını verdiği Yahudi Kutsal Kitabında toplam 81 defa geçiyor. Bunların 77’si Musa’ya atfedilen Levi’ler ve Sayılarkitaplarında. İkisi Nehemya, ikisi Ezekiel peygamberde.
Yaklaşık aynı anlama gelen diğer kelimeler zebaḥ זֶבַח , ˁolaעֹלָה ve minḥa מִנְחָה. Bu üçü, kurban’dan çok daha sık kullanılmış. İlk ikisi arasında teknik bir ayrım olduğu anlaşılıyor, ancak ayrımın niteliği konusunda farklı kaynaklar arasında görüş birliği yok. Sonuçta hepsi, “kusursuz” bir koç veya boğayı ibadet amacıyla ve belli duaları söyleyerek öldürme ve daha sonra açık ateşte kebap ederek dumanını tanrıya adama fiilini (veya bu fiilin çeşitli vechelerini) ifade ediyor.  [Strong’un konkordansı elimin altında değil; ama http://lexiconcordance.com/ adresinde harikulade bir arama makinası var.] 
Kurban sözcüğünün hafifçe farklı bir nüansı olabileceği, Leviler 1.3 (ve Yoşua 22.26)’da hissediliyor. Sanki zebah ve ola spesifik birer işlem, kurban ise tanrıyı memnun etmek amacıyla armağan edilen her şey, alelumum "adak" veya “sunu”. Latinceye çoğu yerde oblatio diye çevirilmiş; İngilizcesioblation, sözcük anlamı “yakına-getirme (bring by)” demek. Genellikle, “sunak masasına (altar) getirilen şey” olarak yorumlanıyor. Latince offerre ve İngilizce offer aynı kelimedir. [Latince ferre “getirmek, taşımak” fiilinin perfekt kökü latus, latio gelir. Düzensiz fiillerdendir. Ob-ferre = ob-latioOb edatı “yakın, beri, yüzyüze” demek.] 
“Allaha yakın olmak” düşüncesiyle görünür bir alakası yok. Pek mecazi bir anlamda, belki. Ama daha ziyade kına gecesi gibi bir ortamda “hediyesi olan çıksın beri gelsin” gibi bir şey çağrıştırıyor. 
*
Aramice ve Süryanice kaynaklarda kurbanâM 1. yüzyıldan itibaren son derece yaygın. Anlamı 1. Tanrıya sunulan adak, özellikle hayvan kesmek suretiyle yapılan ibadet, 2. genel olarak hediye, armağan. Bir detay dikkatimizi çekiyor. Tekvin 4.1’de Habil ile Kabil’in Allah’a sundukları adak/kurban İbranice metinde minha iken, bu sözcük Onkelos Targum’unda kurbanâ קֻרְבָנָא sözcüğüyle tevil edilmiş. Bkz. http://www.mechon-mamre.org/i/t/u/u0104.htm . Onkelos’un yazım tarihi yaklaşık M 115. Targum bildiğimiz tercüme’nin Aramcası.  
Merak ediyoruz, İlyas/Elijah peygamberin Baal rahibiyle yaptığı kurban yarışmasında hangi sözcük kullanılmış? İbranice Krallar I 18.36’da minha, 18.38’de ˁola geçiyor. Aramice targum internette mevcut değil maalesef, ya da ben bulamadım. 
Merakımızın sebebi şu. Kuran’da kurban قربان sözcüğü iki kere geçiyor.
Ali İmran 183: الَّذِينَ قَالُواْ إِنَّ اللّهَ عَهِدَ إِلَيْنَا أَلاَّ نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىَ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ النَّارُ “Allah bize ‘ateşin yakıp tükettiği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmayınız’ diye ahd etti.”  Bu ifadenin Krallar I 18.37-38’e atıfta bulunduğu apaçık.
Diğeri Maide 27: وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِن أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الآخَرِ “Onlara Adem’in iki oğlunun kıssasını anlat. İkisinden birinin kurbanı kabul edilmiş, diğerininki edilmemişti.” Buradaki hikâyenin de Tekvin 4.3 ve devamına gönderme olduğu şüphesiz. Soru: Acaba hikâyeler Tevrat’tan alıntı olduğu gibi kurban sözcüğü de Tevrat’tan, daha doğrusu Aramice popüler versiyonundan aktarılmış olabilir mi?
Klasik devir Arap filologlarına (Suyuti, Sibaweyhi, Cawaliki) göre fuˁlân vezninde olan hiçbir sözcük öz-Arapça olmayıp Aramice/Süryaniceden alıntıymış. Kur’an, subhan, furkan, tufan, burhan… bunlardanmış. Kurban sözcüğünün de öyle olduğu anlaşılıyor.
Maamafih alıntının Muhammed’den önceki döneme ait olması daha kuvvetli ihtimal. Habeşçe kurbân ቁርባን tam aynı anlamda mevcutmuş. Habeşçe ile Güney Arapça arasında İslamöncesi dönemde mevcut olan yakın ilişki göz önüne alındığında, aynı sözcüğün Arapçada da kullanılıyor olması mantıklı görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder