6 Ekim 2012 Cumartesi

Tık Tık Tık





Huuu huuu kimse var mı? Beni unutmadınız di mi? Ben kendimi unuttum deeeermişim :) Bilgisayarımı en son ne zaman açtım inanın hatırlamıyorum! Nil'imin uzun süredir geçmeyen ishali beni perişan etti. Yavrucağım önceleri kakasını yapamıyordu sonra bir yaptı pir yaptı, ortasını bulamadı bir türlü! Özel hastanelerin "tamamen duygusal" yaklaşımı ile tahlil üstüne tahlil yaptırdık. Ataşehir Memorial'ın pediatri bölümüne burdan selamlarımı gönderiyorum!!! Bir daha kapısından geçmem. İstediğim anda ulaşamadığım çocuk doktoru mu desem, yanlış teşhiste bulunan gastro doktoru mu desem, yanlış bilgi verip tahlil sonucunu geciktiren laboratuvar hemşiresi mi desem, yoksa telefonu bağlarken üfleyip püfleyen desk çalışanı mı desem hangi birini söylesem! Bir de şu tahlil yapılsın bakalım bilmem ne virüsünden mi değil mi anlarız diye diye bizi kaz gibi yoldular sağolsunlar. Hadi yolunmayı geçtim işin en vahim tarafı bebeğimin süte alerjisi yokken nasıl olduysa alerji teşhisi koydular, alerji maması verip bebişimi daha beter hasta ettiler! Neyseki imdadıma canım Evom yetişti de bizi buradan kurtardı, kendi doktoru ile tanıştırdı. Şimdi bebeğim emin ellerde ve çok şükür (tahtalara vurayım!) kendini toparladı. Memorial'ın pediatri hizmetinden memnun kalan anneler olabilir ama ne yazık ki bizim tecrübemiz pek acı oldu...




Hastane maceramızın yanında bir de izinsiz fotoğraf kullananlar ile uğraştım. Blog takipçilerime burdan kocaman teşekkürlerimi gönderiyorum, ben herşeyden bihaber iken onlar sayesinde bu tip hırsızlıklardan haberdar oluyorum. Daha önceden profilinde benim fotoğrafımı kullanıp facebook'ta sahte hesap açan biri çıkmıştı. Şikayet edip hesabını sildirmiştim. Bu sefer de Kadınlar Kulübü diye bir sitenin bir önceki yazımda yer alan Nille ikimizin fotoğrafını izinsiz bir şekilde kendi sitelerinde emziren anne diyeti başlığı altında kullandıklarını öğrendim. Tabii hemen kendilerine mail attım ve fotoğrafı kaldırmazlarsa yasal yollara başvuracağımı söyledim. Kısa süre içinde fotoğrafı kaldırdılar. İzin almadan, kaynak göstermeden birinin fotoğrafını bu kadar rahat kullanabilmelerine şaşıyorum doğrusu! Bu tip şeyler yüzünden bloguma fotoğraf koymaktan artık korkar oldum. İşin kötüsü bu durum beni blog tutmaktan da soğutuyor... Umarım herkesin birbirine saygı duyduğu günler gelir!




Ay neyse tatsız konuları bırakıyım biraz pamuk şekerime dalıyım :) Ben çiçeği burnunda ve de sabırsız bir anne olaraktan kızımın doğum günü elbisesini şimdiden hazır ettim hii hii :) Bağdat Caddesi'ndeki Chic Frog mağazasına her gittiğimde bu kıyafet gözüme çarpıyordu dayanamadım aldım :) Nil'imin bunu giyebilmesi için kocaaa bir 10 ay beklemek durumundayım benim gibi sabırsız bir anneye yapılır mı bu pöffsss :)




Nil'im 2 aylık oldu bile! İnanamıyorum zaman ne çabuk geçiyor. Çocuğu olan herkes bunu söylerdi, gerçekten doğruymuş, zaman su gibi akıp geçiyormuş! Hızlı ama bir o kadar da zor. İlk ayda yanımda prensim vardı, işim çok kolaydı. İkinci ayda o Moskova'ya döndü, ardından Nilim hastalandı, ben grip oldum, tek başıma herşeyin altından kalkarım güçlüyüm oyum buyum diye hava atan ben (ve sevgili sinir sistemim) isyan bayrağını çekti. Canım annem babam imdadıma koştular sağolsunlar, onlar sayesinde toparladım kendimi... Annelik konusunda oldukça toyum ve iyi bir anne olmayı ben de yeni yeni onunla öğreniyorum... Bu süre zarfında kızımı her yere ama her yere taşımayı iyi öğrendim ama ;) Mobil aile olduk diyebilirim! Havalar güzel gidiyorken, yaz bitmemişken bu günlerin tadını birlikte çıkartalım istiyorum. Zaten Nil de evden çok dışarıda durmaya bayılıyor, anası gibi gezenti olacak belli ki ;) Sokaklarda iyi fink atıyoruz da bu kilolar olduğu gibi duruyor ayol! Tartı 66 ile 68 arasında gidip geliyor daha 65'i görmüş değiliz böhüüü! Doğum yapalı 2 ay oldu, belki kilo konusunda biraz aceleci davranıyor olabilirim (size sabırsız bir yavri olduğumu az önce söylemiştim!) ama yine de şu çıkık göbek canımı sıkıyor. Anneannem geçenlerde ay tombişim benimmm diyordu ben Nil'e diyor sandım meğer o tombiş benmişim fırk fırk :,( Prensi de yolladım Moskova'ya oranın çiroz yavruşkalarından sonra gözüne kesin daha bir ekstra large görüneceğim!


Bu yazıyı hızlı hızlı yazarken gözüm de bir yandan Nil'de... Zaten herşeyi o kadar çabuk o kadar seri yapıyorum ki ben bile kendime şaşıyorum! Dolabın karşısında aheste aheste bugün ne giysem diye düşünen ben artık iki dakikada giyinir oldum. Bulaşık makinasını 2 bilemedin 3 dakkada yerleştiren biri oldum. Restoran sahibi olsam valla benim gibi birini kaçırmazdım ;) Bir yemek yiyişim var görseniz bu kız kıtlıktan yeni çıkmış dersiniz. Halbuki her an Nil uyanabilir korkusuyla yapıyorum tüm bunları :) Bu yazıyı yazarken de aynı korku sardı beni, mazallah her an uyanabilir ve ben bloga bir 15 gün daha giremeyebilirim. O yüzden ben bir an önce yayınlıyım. Anaaa vallahi uyanıyooo!







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder