Öyle böyle değil, cümbür cemaat…
Amca, babanne, dede, yeni doğmuş 20 günlük kuzen, diğer kuzen, üstüne arkadaşlarımız...
3 bebek + 3 çocuk + 9 yetişkin birlikte başlayıp birlikte tamamladık parkuru...
En büyük bebek İpekti, her trekkingin en küçük üyesiyken bu kez en büyük bebek oydu. Kendinden küçük iki gezgin daha vardı:) 20 günlük kuzeni ve 6 aylık arkadaşı ile...
Yürüyüş öncesi kahvaltı edildi önce ormanda...
Sabah hızlıca hazırladım çantamızı
termosta çay
peynir, kaşar, bal, ceviz, fındık ezmesi, zeytin, labne, meyve suyu...
daha ne olsun
Simitler ve ekmekler en tazesinden güzelinden Bahçeköy’deki Taddoy fırınından...
Ormanda kestane zamanıydı, gözlerimiz kestane aradı yerlerde ve buldu da:)
İncecik kabuğundan ayırıp taze kestane tüketmek çok güzeldi...
Kestane avındaki ekibimiz:)
Kestaneleri kirpiye benzer yuvasından çıkarmak için ayağınızın ucuyla eşeliyorsunuz. Kabuktan ayrılıp ortaya dökülüveriyorlar. Kestanelerin bir kısmını da eve sakladık. 250 gr kadar kestanemiz oldu sanırım:)
Mantarlar vardı çeşit çeşit yol boyu ancak bilmediğimizden hangisi yenilir hangisi yenilmez uzak durduk sadece fotoğrafları çekildi..
Ormanda yol şaşırıp kendimizi hiç bilmediğimiz yerlerde bulduk, dere tepe aştık…
Yolu uzatıp 8 km sonra başladığımız noktaya döndük velhasıl…
Ama çok eğlendik, keyif aldık, tadında bir yorgunluk vardı…
En büyük alkış 20 günlük Sarp kuzene ve annesine...
Sezeryan doğuma rağmen 8 kmyi şikayetsiz tamamladılar ana oğul. Hem kendini hem bebeğini taşıdı taze annemiz...
Ormandan en çok keyif alan bebeler ve çocuklar sanırım. 8 km yi koşa-yürüye bitirdi çocuklar. Arada tek mırın kırın eden Can'dı:)
Böylece sonbaharın ilk orman yürüyüşünü yapmış olduk.
Dileğimiz son olmayıp iki elin parmak sayısını tamamlamak bahara kadar:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder