Moskova'ya veda etmeme son 5 gün kaldı! İçim kıpır kıpır çünkü bu demek oluyor ki bebeğime merhaba dememe her geçen gün daha da yaklaşıyorum! Buraya aylar sonra adımımı attığımda yanımda bana eşlik eden küçük bir prenses de olacak, buna hala inanamıyorum! Miniğimiz aramıza katılmadan, prensimle Moskova'daki baş başa son yemeğimizi yedik bugün... Ağır ağır, sakin, hiç acele etmeden :) Ehh ne de olsa bundan böyle "yedek bezini aldın di mi?", "ay emzirme önlüğümü evde unutmuşum!" telaşları arasında böyle sakin yemeklerimiz pek olmayacak gibi hii hii :)
Bu arada size birşey itiraf ediyim mi? Ben fotoğraf çektirirken elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen tiplerdenim. Kollarımı salık bıraksam baston yutmuş gibi bir halim oluyor. Yok önümde kavuştursam bu sefer de karşı tarafa negatif elektrik verdiğimi düşünüyorum. Çok şükür bu sorunuma geçici bir çözüm buluverdim. Ellerimi hemen göbişime koyuyorum ve çizzzz :) İşte bu kadar basit :)
Hava atmak gibi olmasın ama bugün 24 dereceydi bizim havamız ;) Tüm Moskovalı hatunlar olarak cıbıldak bir hale büründük :) Ohh be dünya varmış! Yürüyüşüm her geçen gün daha da penguenleşirken üstümde bir de kar montu hiç çekilmiyordu doğrusu! Tüy gibi hafifim şimdi!
Tüy gibi demişken... Tüylü küpelerde ne zamandır gözüm vardı, içimde kalmasın istedim :)
Yalnız ben küçük bir çocuk olsaydım bu tüylere yapışır bir seferde koparırdım ha! Nedense bende böyle bir hissiyat oluşturdular :) Anasına bak kızına al tezi eğer doğruysa Nil'in elinden zor kurtarırım ben bunları kihh kihhh :)
Hepinize içindeki çocuğun muzırlıklar yaptığı bir hafta sonu dilerim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder