22 Ağustos 2010 Pazar
AFFENBERG (MAYMUN ADASI)
İsviçre-Almanya gezisinde uğradığımız, hepimizin ayrı ayrı çok keyif aldığı, Can’ınsa bir başka keyif aldığı mekân Affenberg…
İsviçre üzerinden arabalı feribot ile Bodensee gölünden karşıya Almanya tarafına,
Konstanz’a geçip bir süre daha yol aldıktan sonra varıyoruz bu mekana…
İçinde maymunların özgürce dolaştığı bir orman, bu ormanda bir patika, patika boyunca patlamış mısır ikramını bekleyen maymunlar… Bu yürüyüşte maymunlarla haşir neşir olup, onları elinizle beslemek çok doğal bir durum. Hatta eşim gibi kol kola sırt sırta verip fotoğraf çektirmek…Onları orman içinde uyurken seyretmek,
Ya da yavrusunu sırtında taşıyıp gezdirmesine şahit olmak…
Ya da bir daldan bir dala atlayıp ormanın içine doğru dalmalarını seyretmek…Bu seyri tel örgüler, sınırlar olmadan yapabilmeniz için bütün maymunlar aşılanmış, ancak yine de uyarı var dikkatli olmanız, çok yaklaşıp rahatsız etmemeniz yönünde. Çünkü maymundur, belli olmaz, ısırabilir de tırmıkta atabilir, eşimin başına geldiği gibi… Bir anda bir başka maymunun attığı çığlık ile irkilen maymun yanı başında tokalaşmak için duran eşimi kolundan yakalayıverdi, ben de güya tokalaşmanın fotoğrafını çekecektim:) Sesle korkan hayvancağız eşimin kolunu, tutunacağı bir ağaç dalı olarak düşündü herhal:) Sakinleşip kolu bırakan maymunun yaptığı hareket karşısında sakin kalmayı başaran eşim kolunda bir sıyrık anısıyla ve derin bir soluk ile kalakaldı… Can ise daha evcil olan maymunlarla kurdu diyalogunu, onlara bol bol patlamış mısır ikram etti, insanlarla daha bir samimi olan bu maymunlar, ziyaretçilere mısır dağıtan görevlinin bulunduğu patikada yol üzerinde sağlı sollu bekleşiyorlar.
Ziyaretçilerin patlamış mısır ikramını bekliyorlar, avuçlar patlamış mısırla dolduruluyor durmadan, maymunlarda durmadan mısırları yiyor.
Uzattığımız mısırları elleriyle avucumuzdan tek tek itinayla alıyorlar. Her seferinde tek mısır tanesi...
Can bu ikramdan sonsuz keyif aldı, onun keyfine şahit olurken de biz…
Avucumuzu kapatıp mısırları sakladığımızda ise tek tek parmaklarımızı açıp mısırı almaya çalışmalarıyla devam eden oyunumuz da çok güzeldi:)Bu oyunlarla keyif şaşkınlık iyice arttı.
Maymun adasının tek sakinleri maymunlar değildi, bunun dışında ördekler, kazlar, kuğular…
ve Leylekler… Bu seneyi bu kadar gezgin halde geçirmemize sebep olan sevgili dostlarımız…
Uzun gagalarını birbirine çarptırarak karşılıyorlar bizi. Bunu meğerse birbirleriyle olan iletişimleri için yapıyorlarmış. Çünkü leyleklerin erişkinliğe adım atmalarıyla ses telleri işlevini yitiriyormuş. Nereden mi öğrendim? Patika boyunca parkı dolaşırken çeşitli sorular içeren tabelalardan… Ön yüzde sorusu ve 3 cevap seçeneği mevcut. Arkasında ise cevapları… Kendimi bir çocuk merakı içerisinde tabeladan tabelaya koştururken buldum. Maymunlarla ilgili birçok ilginç konu da vardı. Örneğin bir maymunun dişi mi erkek mi olduğunu nasıl anlarız :) Leyleklerin her yıl yuvalarını terk edip kışın güneye göç edip seneye yine binlerce km katedip tekrar eski yuvalarına geldiklerini biliyor muydunuz? Önce erkek Leylek yuvaya gelir yuvayı bir güzel elden geçirir, temizler, onarır, dişisi gelene kadar hazır hale getirirmiş. Centilmenliğin böylesi dedirtiyor:)
Maymun adasına gitmeden önce bir diğer alternatifimiz Çiçek Adasına fotoğraf çekmeye gitmekti. Tavsiyesini ikidir alıp ikidir es geçiyoruz. Maymun Adası'nın Can için daha ilginç olacağını düşünüp tercihimizi Maymun Adasından yana yaptık. Önümüzdeki yıllarda bu diyarlara olan geziyi tekrarlayıp bu seferde Çiçek Adasından fotoğraflarla dönebilmek dileğiyle...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder