Geçen hafta ilkokul arkadaşım canım Tülay'ımın Güzel Sanatlar Fakültesi'nde verdiği sanat tarihi dersinin misafir öğrencisiydim. Sabah bende bir heyecan erkenden uyandım yeni üniversiteye başlayan çaylaklar gibi :) (Bu arada ben Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri'nden mezun oldum, sonra 2 yıl Amerka'da New York Institute of Technology'de master yaptım...) Üniversite havasını soluyalı 10 sene geçmiş üstünden... Eski günleri yad edecek olmanın heyecanıyla kahvaltımı yapıp erkenden çıktım evden, bir taksiye binip hemencecik Acıbadem'de olacaktım hesapta ama İstanbul'un korkunç sabah trafiğini ve taksilerin önümden dolu dolu geçip hepsinin arkasından küçük emrah gibi bakacağımı hesap edemedim! Derse 15 dakika geç kaldım neyseki hocam çok tatlı olduğu için bu gecikmeye ses etmedi ;)
Dersimiz Rönesans mimarisiydi... Hemen bir sandalyeye oturdum, önümdeki öğrenciden bir kağıt isteyip başladım ders notlarını almaya ;) Slaytlar eşliğinde Gotik mimari ile Rönesans mimarisi arasındaki farklara, beşik tonozdan çapraz tonoza, Filippo Brunelleschi, Leon Battista Alberti ve Andrea Palladio gibi Rönesans'ın ünlü mimari temsilcilerine kadar çok faydalı bilgiler öğrendim o gün...
Dersimiz bitince başladık fakülte içinde bir gezintiye...
Şunların güzelliğine bakar mısınız! Eğer yeniden seçme şansım olsaydı GSF'de kesinlikle tekstil veya heykel bölümlerinde okumak isterdim :( Orda olanlar çok şanslı olduğunuzu bilin lütfen!
Bu fotoğraf da züğürt tesellisi oluyor hee hee :)
Gözüme çarpanlar arasında ennn hoşuma gideni sona sakladım! Öğrenci mi mezun mu yoksa öğretim görevlisi mi hiçbir fikrim yok ama Hakan Yılmaz'ın çay kaşıklardan ortaya çıkarttıklarına ben bayıldım!
Sedyede hasta taşıyan kaşıklar & steteskopla hastasını dinleyen Dr. Kaşık :)
Akrobasi yapan kaşıklar :)
Arkada duran bir duvar ustası kaşık :)
Basketbol oynayan & ip atlayan kaşıklar :)
Bu da ütü yapan kaşık :)
Salıncakta sallanan aşıklar & banyoda yıkanan kaşıklar :)
Nasıl yaratıcılıkta sınır yok öyle di mi?
Fakültenin çıkışında Espas'ın kurmuş olduğu kitap standında ne zamandır aradığım rahmetli Bedrettin Cömert'in kaleme aldığı "Mitoloji ve İkonografi" kitabı ile tamamen bana hitap ettiğini düşündüğüm Clive Scott'un "Sokak Fotoğrafçılığı" kitaplarını aldım.
Cebimde değerli bilgiler, çantamda okunmayı bekleyen kitaplar ve öğrencilik yıllarıma geri dönmenin verdiği mutlulukla terkettim fakülteyi...
Canım arkadaşım kendimi çıtır bir öğrenci gibi hissettirdiğin ve bu güzel günü bana yaşattığın için çoook teşekkürler :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder