28 Kasım 2014 Cuma

.


.
Tam bu dönemde aşık olduğunuzda o kıza hava attığınızı sandığınız zamanlar vardır. Ben mesela bu yaşlarda delicesine aşık olduğum kızı gördüğüm zaman tam da onun önünden geçecek şekilde çılgınlar gibi koşardım. Büyük bir gururla..

Hiç unutmam, yine o oyunu oynuyorduk. Bir  sınıf ikiye bölünmüş ve karşılıklı düz çizgi çekmişti. Her grup yanındaki ile kenetlenerek sıkı bir hat oluşturup karşı gruptan bir ismi çağırarak hızlıca koşmasını ve o hattı delip geçmesi için teklif yapardı. Geçerse o gruptan bir kişi alıp karşıya götürür, geçemezse o gruba katılırdı..

Aklımda kaldığıyla böyle bir oyundu.

Benim ismim de çağrıldı sonunda.. Hedef belli: Nilay'ın olduğu yere girip tam onun elleriyle yanındakini tuttuğu noktadan geçip kirişi kırmak, Nilay'ı da kendi grubumuza kazandırmak.

Koştum ağa.. Öyle hızlı, öyle kendini bilmez bir şekilde koştum ki hattı geçip karşıdaki duvara toslayıp kafamı kırdım. Oyun yarıda kesildi, her şey kafadan akan kanlarla son buldu İzmir Fatih Kolleji, 1988, 89 zamanları..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder