26 Kasım 2014 Çarşamba

Geldimmmm!





Ben geldimmm :) 1 haftalık bir aranın ardından yine aranızdayım. İzmir tatilimde sevdiklerimle hasret giderdim, boyozundan lor kurabiyesine, Reyhan'ın balka'sından Sevinç'in lavantalı kurabiyesine varana dek tüm tatları lüplettim (benim rejim gitti yine!), tesadüfen karşımıza çıkan bir gemi-müzeyi gezdim (fotoğrafları blogumda ayrıca paylaşacağım), Elfony'ciğim ve Doorstepping ile buluştum, bir de çok sevdiğim bir takıcıyı sizler için fotoğrafladım. Kaldığım son günü saymazsak İzmir'de çok güzel bir hava vardı, ara ara güneş yüzünü gösterdi kemiklerim bayram etti, neyse ki son gün soğudu da aklım kalmadan döndüm İstanbul'a :)




Bırrrr bu ne soğuk! Moskova'nın buz gibi havasını solumuş - hatta burnundaki kıllar dona dona solumuş - biri olarak (eksi 22'yi bile gördü bu beden!) bunu söylemem komik ama ben ütüyommmm! Kihhh kihhh iki yaşında bir bıdıkla  24 saat birarada olunca bebek dili kaçınılmaz oluyor, beni mazur görünüz efenim, inşallah ben de güzel Türkçe'mizi pek yakında ona öğreteceğim yani öyle umuyorum :)




Güzel Türkçe'miz dedikten sonra ardından oversized kaban dersem haklı olarak beni topa tutarsınız di mi :) O yüzden asla öyle bir şey demiyorum ;) Bu kış için bol bir kaban istiyordum, aslında gözüm ne zamandır bu mor kabandaydı ama ben karar verene kadar tükendi :( Ben de ona benzeyen bu gri renkli kabanı seçtim... Ayakkabılarımı da bu son gidişimde Bostanlı'da sevdiğim bir ayakkabıcıdan aldım.




Kırmızı berem ise blog arkadaşım sevgili Cansanat Tasarım'ın el emeği göz nuru! Cansanat Tasarım ile ilk kez Blogger Bazaar'da tanışmıştık. İkinci buluşmamız ise İzmir seyahatim öncesinde Cafe London'da oldu, öğlen molasında kahve içip sohbet ettik tabii Niloş bize izin verdiği müddetce :) Gülünce gözlerinin içi gülen, tatlı Tülay'cığıma bu güzel bere için çok teşekkür ediyorum, ellerine sağlık canım!






Bu arada gelir gelmez saçlarımı kestirdim :) Uçlardaki sarılar gitti, aslında kendi rengime dönmüş oldum ama gözüm pek alışamadı, belki gidip yine uçlarını açtırırım, bakalım hala düşünüyorum, ahh ne olacak benim şu kararsızlığım!








Hem yapmam gereken çok iş var hem de bloguma koymam gereken birçok yazı, ikisi bir arada nasıl olacak bilmiyorum ama en yakın zamanda bu sefer bir sergi yazısında buluşmak dileğiyle diyorum!






Kaban: Sheinside


Elbise: Front Row Shop


Bere: Cansanat Tasarım


Çanta: Zara


Oxford: Park Store (İzmir)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder