İpek madem henüz teşrif etmedi deyip Kilyos sahillerinin yolunu tuttuk...
Hepimize çok iyi geldi bu gezi...
En sevdiği uğraşlardan biri toprakla kumla oynamak...
Ameliyattan geriye mızmızlanmalarımız ve biraz da hastalık psikolojisi kaldı sanırım. Boğaz+kulak ağrıları 10.gün itibariyle sona erdi ancak şimdilerde de diş ağrısından bahseder oldu bir iki gündür :( Bu durum devam ederse dişçiye görünmemiz şart.
Bu psikolojiyi atmaya çalışıyoruz şimdi de. Düşüp de dizi sıyrılsa en az bir yarım saat ağlar oldu. Eskiden böyle değildi durum, düşse bile devam ederdi kaldığı yerden, uzun ağlamalar yoktu...
Bu durumun da tez vakitte düzelmesi dileğim. İpek doğmadan önce bu yönde bir şifaya da ihtiyacımız var.
İpek ile biz de deniz kenarında şemsiye altında manzaranın ve dalgaların sesini dinlemenin keyfini çıkardık... Bu hafta sadece denize şöyle bir girip çıktık, suyun tadına baktık...
İpek Kızı artık bu haftadan itibaren ikna çalışmalarına başlamamız gerekiyor, eğer gelmeyip biraz daha keyif yapmak ister ise...
Yüzmenin doğumu çabuklaştırdığı söylenir. Eşimin teyzesi ilk hamileliğinde denizden çıkıpta doğuma gittiğini anlatır.
İpek kızın elbet geleceği bir vakti saati vardır ancak o vakit bu haftaiçi olmaz ise, her haftasonu bol bol yüzerek geçecek benim için demektir:)
Geriye Sayım 4 Gün ise Polonezköy taraflarında doğayla içiçe geçti. 2.Köprüden çıkar çıkmaz saptığımız Çavuşbaşı-Polonezköy yolu boyunca İstanbul'dan çok uzaklara gittik sanki. Ormanın şifasına kavuştuk yol boyunca ve kahvaltı süresince . Havanın yağışlı oluşu ve serinliği ile birlikte, Karadeniz'den diyarlara ışınlanmıştık sanki bir anda köprü sonrası...
Doğanın içindeydik gerçekten, sağımızda solumuzda onlarcasını gördüğümüz bu tırtıllar ile mutlu olduk. Gerçekti, doğaldı... Hepsi bir süre sonra şahane birer kelebek olacaklardı...
Polonezköy'den yola çıkıp Pendik taraflarına gidelim dediğimizde ise yol üzerinde solumuzda beliren göl bizi kendine çekecekti. Zaman zaman yağmurlu, zaman zaman ise güneşten gökyüzüne bakamadığımız vakitler vardı. Ama rüzgar her daim vardı ve bu uçurtma demekti bizim için... Tam vaktiydi, bir başka şifa kaynağı oldu bize...
Polonezköy'den yola çıkıp Pendik taraflarına gidelim dediğimizde ise yol üzerinde solumuzda beliren göl bizi kendine çekecekti. Zaman zaman yağmurlu, zaman zaman ise güneşten gökyüzüne bakamadığımız vakitler vardı. Ama rüzgar her daim vardı ve bu uçurtma demekti bizim için... Tam vaktiydi, bir başka şifa kaynağı oldu bize...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder