Ne zamandır kendimle ilgili bir post girmiyordum buraya... Bir süredir yoğun ama benim için geçmek bilmez haftalar geçirdim. Neyseki bu haftalar bitti ama benim İstanbul'daki tatilim bitmedi. Sanırım benim bir ortam yok. Geçen sene tüm kışı Moskova'da geçirmiş, 7 ay boyunca İstanbul'a gelmemiştim. Bu kış da İstanbul'dan çıkmak bilmedim :) Kışın eksi derecelerini burada bertaraf ettiğim için mutluyum ama öte yandan sinir bozucu 90-60-90 yavruşkaları, etrafındaki herkesi haşlamaya hazır huysuz ihtiyarları ve yerlere okkalı şekilde tüküren adamlarına rağmen Moskova'yı da özlemiyor değilim. Aaaa vallahi ciddi ciddi oraları da özlüyorum ben! Belki de bu yüzden Moskova ile ilgili planlarımızın uzama ihtimaline pek soğuk bakmıyorum... Sonuçta sevdiceğim yanımda olduğu sürece her ortam sütlimandan öte malibulu marina olur benim için hii hii :)
Malibu da içmedim, neden bu kadar sırıttığım ile ilgili hiçbir fikrim yok!
Bir fotomda şöyle cool ve havalı olsun ama yok yoook 32 diş her daim meydanda! Bu kadar güldüğüm için minik burnum her fotoda patlıcan gibi çıkıyor ona yanıyorum ben :P
Bu mor minik çanta canım ablamın hediyesi... Rengine bayılıyorum, küçük bir sapı var ama metal kısmı devamlı açıldığı için sapından tutamadım, elimde tutmak zorunda kaldım. Bu tip çantaların daha sıkı kapanması için bir formülü olan var mı?
Prensimle hafta sonu Abduction (Kaçış) filmine gittik. İlk yarı aksiyon filmiyken ikinci yarı hop diye gençlik filmine döndü ve saçma şekilde bir sonuca bağlanarak bitiverdi. Sanki film iki ayrı senaristin elinden çıkmış gibiydi, sinemada izlemeye değmez bence...
Karşınızda birçok çiçek! Böcekler kadraj dışındalar :)
Canım arkadaşlarımla ilk defa Moskova dışında toplu olarak bir araya geldik, onları görmek bana pek iyi geldi... Ayşe'cim çok yakında doğum yapacak, hepimiz heyecanla tatlı Betül'ü bekliyoruz, bebişini sağlıkla kucağına almanı diliyorum canım arkadaşım!
Şimdilik benden havadisler bu kadar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder