Ronaldo yok. Rakip ilk yüzde yüzlük pozisyonu kaçırmış. Akabinde kırmızı kart görüp 10 kişi kalmış. Frikikten yenilen gole hemen karşılık verip moral da kazanılmış ve fakat 10 kişiden Ronaldo'suz Madrid sana 4 gol atıyorsa problem büyük demektir. Mancini'nin de eleştirilecek yönleri mevcut olsa da bu takımdan doğru bir on bir yeni bir transfer olmadan çıkması çok zor.
Dany
..konusunda Mancini’ye yapılan eleştiri yerindedir. Bugün değil Burak-Dany kenarı ile derbiye çıkmadan önce de benzer şeyleri söyledik. Daha maçın başında takımın 1-0 geriye düşmemesi Bale’in karşı karşıya golü atamamasından kaynaklı. Üstelik Dany seçimi sadece yerleşim hatası yapması ya da riskli oyunu nedeniyle pozisyon yedirmesi nedeniyle değil geriden oyun kurma aşamasında da takımı seçeneksiz bırakıyor.Nihayetinde Riera ihtimali varken Dany’i tercih eden Mancini yenilgide pay sahibi. Fakat genel anlamda savunma dörtlüsünün sorunsuz ideal bir düzen oluşturmasının mümkün olmaması daha çok bir buçuk yıldır sol bek transferi yapmayan Terim-Yönetim işbilmezliğidir. Buna Amrabat’ı da ekleyebiliriz kesinlikle. Lakin Amrabat-Bruma'nn bu kadar kötü oynamasının tek nedeni yeteneksizliği değil ve bu son paragrafta ele alınıyor.
Eray İşçan
Basit hata yapsa keşke. Manuel Neuer yaptı,Rene Adler yaptı. Oliver Kahn yaptı. Bildiğin net basit hatadan bahsediyorum. Topu elinden kaçırıp gol yedirebilir ya da baskıyı kaldıramaz sorun yaşatır. Lakin Eray bunları yapmıyor, sadece “çok iyi bir kaleci” olduğunu gösteren kurtarışları eksik. Basit hata yapmış olsa arkasında dururduk belki. Mesela Beşiktaş’ta Cenk’in arkasında durabilirsiniz çünkü kaleci yeteneği var. Mental açıdan eksiklikleri söz konusu. Eray’ın üst düzey kaleci olması için üst düzey yeteneğe sahip midir bilmiyorum sadece bugüne kadar olan performansında çok büyük hatalar yapmamış olmasına rağmen geleceğe yönelik ışık vermiyor. Sadece iyi olduğu zamanları dahi bir videoya çeksek “çok iyi kaleci” diyen birine yutturamazsın? Yaşı genç, konuşmak için çok erken ve daha beklemekte fayda var. Belki biz hiç yedek kaleciden yıldız kaleci çıkarmadığımız için inanmıyoruz, önyargılı yaklaşıyoruzdur. Nice yetenekteki ışığı çok çok öncesinde görmüş olduğumu bilirim ama Eray'da zorlaya zorlaya dahi olsa "süper ooo müthiş" diyeceğim aksiyon göremedim.
Savunma
Galatasaray 6-1 yenildiği Madrid karşısında çok çok iyi oynadı ilk yarım saati. Galatasaray deplasmanda çeyrek finaldeki ilk maçta da çok iyi oynadı. Yalnız öyle bir savunma dörtlüsü var ki gelen her atak yüzde yüzlük pozisyona dönüşüyordu. Yenilen bir gol sonra rakibin daha da üzerine giden Galatasaray fark yedi bu maçlarda. Maç sonrası şaşkınlık yaşıyor insanlar zira bu farkı oluşturacak oyun yoktu diyorsunuz. Oysa savunma kalitesi çok düşük ve bu nihayetinde skoru belirliyor. Bazı maçları sadece ve sadece yetersiz savunma dörtlüsü nedeniyle kaybettiğini söyleyebiliriz. Üstelik asıl problem nedir biliyor musunuz? Bugün var olan savunma oyuncularından ideal bir dörtlü çıkaramamanız. Tam bu noktada Mancini eleştirilemez. Üsteik Eboue-Chedjou-Dany-Riera gibi komple yabancılardan dahi savunmanın oluşturabildiği bu bölgeye en az iki transfer daha yapılması gerekir. Türkiye’de GS seviyesinde stoper ve bek bulunabilir mi? Dany ve Riera’dan iyisi bulunur ama sorunu tamamen çözecek bir akıl? Daha önce yazdığımda çok fazla itiraz geldi ama John Terry gibi bir tecrübe transferine ihtiyacı var. 7.5 milyonluk Chedjou transferine rağmen bir o kadar paradan daha çıkmanız gerekebilir zira stoper kalitesi değil "tarzı" doğru değil. Hızlı, atletik bir stoper değil yerleşim hatası yapmayacak, geriden oyun kuracak ve savunmayı yönetecek bir "akıl" transferi gerekiyordu. İkinci bir Semih değil Popescu, Blanc v.s. tarzı bir şef. Bu yabancı bolluğunda nasıl olur onu da ayrı bir şekilde düşünmek gerekir. Nihayetinde Chedjou kötü bir stoper olmamakla beraber oyun kurucu stoper olmaması ve savunmayı yönetecek liderlik vasıflardan yoksunluğu onu da en az Dany ve Amrabat gibi yanlış transfer hamleleri arasına katıyor.
Umut Bulut
Hakkına iki yazı yazdım takip edenler bilir. Burak ve Drogba'nın önünde olması gereken bir oyuncu. Madrid maçında öyle pozisyonlar oldu ki Umut'un tek başına yaptığı presten kaynaklandı. 18.dk buna bir örnek ama nice pozisyonu bizzat onun presi doğurdu. Drogba harika bir asist yaptı ve fakat şu kesin ki zaman zaman savunmaya gelip top çıkarmasını "pres yapıyor, savunmaya yardım ediyor" şeklinde yazanlar var. Drogba katkı sağlıyor amma velakin Burak ve Sneijder ile beraber oynadığı zaman Galatasaray'ın asli problemi pres eksikliği, hareketsiz oyun oluyor. Umut gerçek şu ki Burak ve Drogba'nın önündedir şu an. Muazzam oynadı, elinden geleni yaptı. Kırmızı kart gördürdü. Golünü attı. Pozisyonları doğuracak baskıyı yaptı. Daha ne olsun ?
Yabancı Kuralı
Almanya 2000’lerde krize girdi. Futbolcu yetişmiyordu. 2004’te Avrupa Şampiyonası’nda gruplardan çıkamayınca hemen yabancı kuralına el attılar. İlk reflekslerden birisi yabancı sınırlaması oldu. Üstelik sadece Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden gelen oyuncuları içeren 2005 yılınan itibaren geçerli olacak kural şuydu: 5 yabancı oynayabilir. Belçika’dan 11 tane getir ama Brezilya’dan sadece 5 tane oyuncu oynatabilirsin. Sizce bu kuralın devamı nasıl gelişti? 2005/06 sezonundan itibaren bu sayı 4’e indirildi. 2006/07’de ise bu sayı 3’e düşürüldü. Sanırım TFF buraya kadar Avrupa Futbol tarihini okumuş. Peki bundan sonra ne oldu?
Ocak 2006’da yeni kurallar koymak zorunda kaldılar, neden biliyor musunuz? Çünkü Alman takımları yabancı kuralı uygularken rakiplerinden misal Beveren 12 Fildişi sahili oyuncu ile rekabete giriyordu. Bu kural Alman takımlarının Avrupa arenasında zayıflattığı için Ocak 2006 sonrası komple kaldırıldı. Haksız rekabete yol açıp Almanları uluslararası arenada zayıflattığı için kural tümden kaldırılıp serbest bırakıldı. Bunun yerine her takım kadrosunda 12 yerli oyuncu bulundurmak zorundadır kuralın devreye sokup oyuncu yetiştirmeyi daha çok kulüplere dayattığı eğitim yurtları v.s. ile aştı. Almanya’nın bu kuralı kaldırmasının nedeni çok net şu cümle ile açıklanıyor:
“Wettbewerbsnachteile” (Uluslarası turnuvalarda dezavantaj.. )
Galatasaray’ın bizzat yönetiminin yaptığı hataları bir kenara bırakın. Bugünkü yabancı kuralı neye sebep olmuştur?
Lig maçlarında forma şansı bulamayan ve maç pratiği eksik olan Bruma ve Amrabat ile oynamak zorunda kalmıştır.
Bruma yabancı kuralı nedeniyle takımla maç yapamamış, performansı daha yavaş bir şekilde yukarı çıkmış. Geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi maçlarında gollerin ortasını yapan adam olan Amrabat yokları oynadı. Onun yeteneksizliği hepimizin malumu ama bu kadar kötü oynamasının asıl sebebi ise yabancı kuralı nedeniyle tribünde oturmak durumunda kalması. Diyelim ki tribünde oturmayanı oynattın? Bu da o zaman rakiplerin 24 kişilik kadroyla oynarken sen 20 kişilik kadroyla oynamak durumundasın. Haksız rekabet bu değilse nedir? Almanlar sadece bu yüzden yabancı kuralını kaldırdıysa biz çok mu başarılıyız da bu kuralı sertleştiriyoruz?
Avrupa Arena’sında yarışan takımların hepsinin 10 yabancısı bulundurduğunu varsayarsak eğer.. Aynı zamanda UEFA’ya kadrolar önceden verilip değiştirilemedğini de düşünürsek bu kadronun 4 oyuncusu GS’ın rakiplerine oranla maç eksiği ile sahaya çıkmak zorunda zira yabancı kuralı bu sonucu doğuruyor. Trabzonspor da aynı şekildeyse eğer?
Galatasaray yönetimi daha çok suçludur. Bu kurala göre hareket etmeyen Terim elbette başka bir suçlu. Lakin çok kısa süre içerisinde eldeki 4 yabancıyı hızlı bir şekilde elden çıkarmanın mümkün olmadığı yerde (örnek: Riera, Janko v.s.) bu yabancı kuralı Türk Futbolu’nu şu dönemde geriletmiştir. Dava açsalar kazanırsın, o derece net bir haksız rekabet ortamı yaratılmıştır bizzat Türk Futbolu'nu geliştirmek isteyenler tarafından Türk Futbolu geriletilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder