Böylesine bir acı üzerinden şu yazdıklarım için utanıyorum her şeyden öte.
Bir yazı yazdım. Nihayetinde yazının çıkış noktası ne olursa olsun 19 yaşındaki bir çocuğun belki Fenerbahçeli belki de Galatasaraylı olan altı tane hayvan tarafından katledilmesinin Fenerbahçe'nin yıkılmazlığıyla özdeşleştirmenin çok da doğru olmadığı üzerine bir fikir olmuştu. Ki gelen yorum sonrası en azından toplumsal algı değil çıkış noktasında besteyi yapanların çelişkisi olmadığını da gördüm doğru bir itiraz sonucu. Ve fakat öyle garip ve öyle aptalca tepkiler aldım ki şu içi boş, saçma sapan fanatizm içerip GS ve FB gibi çok parçalı bütünden ilgisiz bir ayrıntı koparıp aptalca bir kolaj çalışmasına cevap vermek durumundayım.
Yeri gelmiş, burada bir yazıdan onlarca blog aynı anda hakkımda yazmış çizmiş. Bunları mesele dahi yapmam ama aklını sevdiğim arkadaşlarım öyle güzel saçmaladılar ki yazmak şart oldu.
Yazdığım yazı aşağıdaduruyor. Bakın buna nasıl bir cevap yazılmış.
“Şampiyonluk yemegini Baransu ve Karlıbel'i çağıran, locasında Öz'ü ağırlayan 20 milyon oyun pazarlığını yapan bir camia, stada konmasına rağmen devletin kucağından inemeyen bir camiayken sen önce bir kendine bak derler adama.”
Laf ola beri gele. Ben şampiyonluk yemeğine birisini çağırdığımı hatırlamıyorum. Gerizekalı mısınız? Galatasaray’ın yöneticilerinin yaptığı her eylemi ben sahipleniyor muyum? Ünal Aysal’ın ROK gibi ne olduğu belli olan adamla sarmaş dolaş olmasından, Ergun Gürsoy’a kadar tarih içerisinde içerisinde olmadığım tonla saçmalıklardan sorumlu muyum? Ben Galatasaray yöneticilerinin eylemlerinden sorumlu muyum? Peki sen? Gün-Güven Sazak’tan Ömer Çavuşoğlu’ndan Aziz Yıldırım'dan X’den Y’den olan bitenden mi sorumlu musun?
Ben kimim?
Galatasaraylılar bir beste yapmış, kız arkadaşımla metrobüste dinledim, utandım. Burada şu linkte de okuyabileceğiniz rezil beste diye yazı yazdım. Balili’ye ırkçı tezahürat edildi, yuh olsun diye yine yazıyazdım. İnsan ne olduğu belirsiz, hırsızı, katili, iyisi, kötüsü, öküzü, manyağı, sapığı olan ülkenin milyonlarca insanını içeren bir grubun ortalamasıyla kendisini ya da bir başkasını özdeşleştirebilir mi? Bunları savunacak ya da yaşama olan bakışımı benzemez otuz milyon ve yöneticilerinin yaptıklarıyla mı belirleyeceğim? Beşiktaş, Fenerbahçe ya da Galatasaray için de aynı şeyler söz konusudur. Mevzu bahis konu yaşam biçiminin ne oldu ya da ideoloji ise bir takımın taraftarlarlığı skimde bile değildir. ırkçıysa redderim, etik açıdan kusurlu bulursam kara çalarım. Ali İsmail Korkmaz'ı da gerekirse o yazıda da belirttiğim gibi "FENERBAHÇE YIKILMAZ" diyerek anmaya devam ederim.
Bu yazılarınları aklı başında insan ciddiye alır mı?
İlla ki bir cevap vermek gerekirse AKP’ye karşı olan mücadele içerisinde Aziz Yıldırım içeride olduğu vakit Kadir Topbaş’ın oğlunu, RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN DÜNÜRÜ Fenerbahçe yönetiminde seçime girilmedi mi? İçeride kazanılan seçimin yönetim listesinde kimler vardı arkadaşım? Ali İsmail Korkmaz'ı o yönnetimle mi destekledi binlerce genel kurul ya da Aziz Yıldırım?
Çıkarcılık nedir? Ali İsmail Korkmaz’ı gündeme getirdiği için FENERBAHÇE YIKILMAZ diye bir Galatasaraylı olarak bağırıyorum diye yazı yazmak mıdır? Birbirlerinden farklı her türlü görüşü ve niyeti barındıran 2o ya da 10 milyonu bir sepete koyup yaşama ideoloji biçmek gerzekliğinde bulunmadığım için mi? Üç kuruşluk ajitasyonla tavlayacağın fanatik ergenler adına mantıktan kopup senin gibi uçmadığım için mi? Şu mantığı güdenin adam olduğu yerde kaypaklığı öpüp başımıza koyarız.
“Aziz Yıldırım'ı beğenirsin beğenmezsin ama bugün tribünlerde bu kadar rahat tezahürat yapabiliyorsan kulübü kendi ihtiras ve egosundan başka hiç bir şeye bağlamadığı için... Peki sen öyle misin?”
Topla çıkar ek biç ve bir bütüne bağla ki Nobel ödülü versinler. Birileri de bunu alkışlıyor fanatizm adına ya ona yanarım ben.
“O yüzdendir ki Devrim diyemez ki "Ali İsmail Korkmaz Galatasaray yıkılmaz." Devrim maksimum "Düzen bozulmaz Galatasaray yıkılmaz" der. Çünkü Ali İsmail Korkmaz'ı sahiplenecek maçası yoktur. Çünkü Galatasaray kendi rahatlığından kendi karakterinden vazgeçtiği kadar rahat vazgeçemez. O yüzden Galatasaray türk futbolunun Nazlı Ilıcak'ıdır.”
Yazıyı okudunuz. Hadi diyelim ki kavrayışınız kıt, okuduğunuzu anlamakta güçlük çekiyorsunuz.
11 Kasım’da şunu yazdım. Sonrasında ve ötesinde, berisinde çok şey yazdım ettim. ne alaka? Yüzlerce Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi sahiplendi bu tezahuratı. Fenerbahçelilik tekeline mi alındı 19 yaşındaki çocuğun öldürülüşüne üzülmek? Sizin ben mantığınızı sikeyim.
Bunu da geçin.
Beni ekşi sözlük’ten, blogdan, twitter’dan, facebook’dan günler aylar değil yıllar yılı takip edenler Ali İsmail Korkmaz ve benzer durumlarda ne şekilde tepki verdiğimi bilir. Bunu yazan insan da bilir. bilir de ergen üç tane fanatik alkışlayacak diye soytarılığa soyunur.
Nedir bu?
Bu paragrafın bir anlamı var mıdır? Fenerbahçe cici Galatasaray böcü demekten öte tek bir anlam bütünlüğü, dayandığı bir dayanak var mıdır?
“Ama Fenerbahçe bugün onca şeye rağmen arada Aziz Yıldırım merkezli falsoları da olsa hala direnmiştir ve direniyordur. Ondan Ali İsmail Korkmaz'ı sahiplenmek onun hakkıdır. Galatasaray Ali İsmail Korkmaz olsaydı Gezi olaylarını ntv'den seyrederdi... Fenerbahçe olduğu için orada can verdi.”
Ali İsmail Korkmaz’ı döverek öldürdüler. Ali İsmail Korkmaz’ın babası misal Tayyip’in dünürü ile kolkola seçime girip oğlunu kurtaramadı. Ali İsmail Korkmaz’ın babası bugün Aziz Yıldırım gibi Tayyip’e teşekkür edemiyor, en büyük Fenerbahçeli Rıdvan gibi “ne güzel yardım etti oğlumun katillerini buldu” diyemiyor. Ali İsmail Korkmaz öldürüldü, aklın mı kıt ne olduğunu idrak mı edemiyorsun? Adil ya da değil.. Verilmiş yargı kararının sonuçlarından Fenerbahçe’yi kurtaranlar tarafından öldürüldü.
Hadi şimdi beraber söyleyin
İkisi de özgürlük mücadelesi veriyormuş da.. Üç kuruşluk liseli beyniyle bir çocuğun ölümünü kaymak tabakanın kendi arasındaki rekabetle, çıkar savaşıyla özdeşleştiriyor. Fenerbahçe kurtulacak, hak yığınları özgürleşecek. Bu noktaya vardıracak kadar cıvatalar kopmuş.
Buradan aynı yazıya tepki veren Galatasaraylılara da söyleyeyim.
Varsa bu yaşamda bir üst kimliğim o bir futbol takımı taraftarlığı değildir. Mümkünse Fenerbahçelileri de Beşiktaşlıları da aranıza alıp BAŞKA ORTAK PAYDALAR içerisinde takımsız bir "yaşam biçimi" benimseyin hayata karşı. En azından benim derdim mevzu bahis konu yaşama bakış ve anlamlandırış, yaşama karşı herhangi bir duruşsa bu herhangi bir takımın taraftarlığıyla da ilgisi yoktur. Birbirlerinden farklı milyonlarca siyasi görüş, karakter ve benzemezliklerin toplamına sahanın dışında anlam koyamam, siz de alınganlık yapmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder