19 Ocak 2011 Çarşamba

Masal Ülkesinden Sesleniyorum...


Masal ülkesi derdim hep kendisine, bu son ziyarette Masalların değişmez ülkesi olduğunu üstüne basa basa kanıtladı...
Mekan Flims-Laax...
Can kızak kaymaktan yorulmuş, ilk kardanadamını yapmış sanki hep karlı memlekette büyümüş karla haşir neşirmiş gibi kartopu yapıcam ben deyip bizden önce kartopu yapıp atmaya başlamış...
Ah Caillou sen nelere kadirsin...
Şimdi de uyuya kalmış yanı başımda yatıyor. Otel odasındayız. Dışarda tatlı tatlı kar yağmakta, karşımda sis kaplamış karlı yer yer çam ağaçları kaplı dağlar...
Babamız halen kaymakta boardu ile mutlu mesut hasret gidermekte...

Farkettim ki son 3 senedir 3 büyük tatil yapmışım hepsinin ana merkezi Masal ülkesi, her yıla tek tatil bana yeter olmuş. Nasıl yetmesin...

Dün Heidi'nin köyüne, evine gitmişiz, önceki gün Çikolata fabrikasına, daha da önceki gün peynir fabrikasına...
Dağlara çıkmış, köy evlerinin yanıbaşından geçmişiz sürekli. Otobanlardan hep kaçmışız masalsı havayı daha çok solumak için. Her yanda dereler çaylar akıyor, geçen hafta yağan yağmur karları eritmiş de akıyorlar keyifli keyifli... Yolumuza ne güzel bir tat katıyorlar haberleri var mı? Önceki kaldığımız mekanın hemen önünden geçiyor o çaylardan biri, ilk geldiğimiz akşam bizi karşıladı gürül gürül sesiyle de ilk selamı ondan aldık...
Sonra o tipik İsviçre evleri, ağaçları bazısının kararmış, bazısı rengarenk boyalı, kimisinin sıvası artık aşınmış, ama hepsi orjinal yapısını korumakta... Köy evlerinin çoğu halen sobayla ısınıyor olmalı ki odunlar istiflenmiş. Gübre kokusunu insan içine çeker mi egzos kokusundan bıkmış bu ciğerler öyle bir çekiyor ki havayı o köylerden geçerken... Sanki dünyanın en güzel kokusunu soluyorum... Özlemişiz, özleyeceğiz...
Korkaraktı bu gelişim kışın soğuğunda nasıl olacak deyip ama iyi ki gelmişiz... Her mevsimin tadı bir başka burada.
Masal ülkesi her mevsim güzel...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder