Her gün aklıma bir şekilde düşüyor. Gülen gözleri mi yoksa 19 yaşındaki gençliği mi bilmiyorum ama son aylarda beni bu kadar çok etkileyen bir başka insan olmadı sanırım. Belki biraz da senin, benim gibi olması. Üniversite hayatı, idealist tutumlar, cesurca öteki için savaşmak.. Yani Ali İsmail aslında Gezi'de 80 ilde ortaya çıkan polise karşı direnen binlerce insandan birisi, o kadar sen.. o kadar ben. Pink Floyd manyağı, son tivitinden anladığımız kadarıyla da PES hastası.
Dün olmuşçasına belki bu yüzden üzülmeye devam ediyorum.
Babası diyor ki: 'Ben oğlumdan çok şey öğrendim. Daha da öğrenecektim. müsade etmediler..' Sonra devam ediyor acılı Baba: Oğlum, öğretmen olmak istiyordu. Dayanışma içindeydi, paylaşımcı ve haksızlıklara karşı tavizsiz tutumu vardı. 2007 yılında kalp ameliyatı geçirdi. Dirençliydi. Oğlum, saldırıda bir dar sokağa sıkıştırılarak, sivil faşistler ve polis tarafından öldürüldü."
Abisi şiir yazmış arkasından..
içim içime sığmıyor,kabullenmek zor geliyor.
abi şu filmi izle diyecektin,
daha çok kitap tavsiye edecektin bana.
çektiğin fotoğrafları kritik edecektik,
belki de ışık ters olmuş diyecektim sana.
şimdi hangi filmi izleyeyim söyle,
tavsiye ettiğin son filmi de izlemiştim oysa,
bira içecektik oturup karşılıklı,
oğlum göbek yapıyor rakı içelim diye söylenecektim sana.
yeğeninizin kavgasını yapacaktınız Fırat'la;
amcasını mı daha çok seviyor, dayısını mı diye.
söylenecekti babam sana,
böyle saç traşımı olur,kes şu sakalı diye.
biliyor musun artık ben gidiyorum bakkala,
Ali süt almaya git diyor bazen annem bana,
sonra duraksıyor ve “ahıtkada ali” diyor göz yaşlarıyla.
içim içime sığmıyor,kabullenmek zor geliyor.
sen gittin ya, dünya bize dar geliyor.
20 Kasım Sabahı Kayseri'de (Eskişehir'den kaydırıldı) saat 9'da duruşması var. Yalnız kalmasın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder