3 Temmuz 2014 Perşembe
Cesare Prandelli
Futbolu oyunlaştıran, insanı yücelten adam: Cesare Prandelli
Islak ve arkaya doğru taranmış saçların sertleştirdiği bilindik İtalyan mizacına sahip olsa da yumuşak bir gülümseme vardır onun yüzünde. Değişik bir adamdır 2010 yılından bu yana İtalya mili takımının başında olan Cesare Prandelli. Yaşadığı derin acıların olgunlaştırdığı büyük teknik adam bir derviş edasıyla takımı yöneterek başarı kazanıyor. Sahanın içerisine öyle hakimdir ki her rakibe farklı bir kurgu ile çıkarak favori olmadığı turnuvalarda dahi olağan dışı sonuçları alabilecek yetkinliktedir. Gelin görün ki Prandelli daha çok sahanın dışında konuşur. Futbolla yatıp kalkan İtalyan halkına "Futbol her şey değil ve sadece bir oyundur" der. Söylemek kolay, eylemek zor mu? İtalya'da büyük bir takım çalıştırmak için vargücüyle çalışan Prandelli 14 yılın sonunda Roma'nın teklifi ile hayallerine kavuşmuştu. Bu teklifi kabul ettikten bir gün sonra sözleşmeyi tek taraflı olarak fesheder eşinin gögsünde bulunan tümörün büyüdüğünü öğrendiğinde. 18 yaşında bir görüşte aşık olup evlendiği Manuella'sının kanser ile mücadele ettiği son günlerinde bir an için bile olsun yalnız bırakmamak için tırnaklarını kazıyarak ulaştığı hayalinden vazgeçer. Futbol her şey değil, sadece bir oyundur. 2012 Avrupa Şampiyonasının hemen öncesinde patlak veren şike operasyonu sonrasında "Ahlaki açıdan temizlenmemize yardımcı olacaksa Avrupa Şampiyonası'na gitmeyelim" teklifinde de bulunur. Futbol onun için sadece sözde değil eylemde de her şey değil ve sadece bir oyundur.
O bir taktik dehası.
Öyle bir sistem kurdu ki İtalya aynı anda hem çok defansif hem çok ofansif olabiliyor. Kadro kalitesinin yetersiz geldiği noktada onun taktiksel zekası ön plana çıkıyor. Eşinin vefatından sonra Fiorentina'nın başına geçip mor menekşeleri yeniden ayağa kaldıran Prandelli'nin ismini çok daha erken duyacaktık Şampiyonlar Ligi'nde finale kalan Van Gaal'in Bayern Münih'ine ofsayt gollerle haksızlık sonucu elenmeseydi. Her iki maçta da iyi olan taraftı onun takımı. Gözlerden kaçmıştır belki ama İtalya Milli Takımı'nın başına geçmeden önce hakem faciası yaşanmasaydı Şampiyonlar Ligi Kupası'nı dahi kaldırabilirdi. Gelin görün ki Prandelli'nin bu saha içerisine olan hakimiyetinden ziyade onu başarıya götüren etken futbola bakışı, sahanın dışındaki duruşudur. Başka türlü yüz yıllık İtalyan futbol tarihinin dahi en çılgın beş futbolcusu arasına girecek olan Cassano ve Balotelli ile Almanları madara edip Avrupa Şampiyonası'nda final oynamak nasıl mümkün olabilirdi ki? Tek başına hakimi olduğu taktiksel içerik bu iki futbolcuya yeter miydi?
Balotelli ve De Rossi
Prandelli sorunlu bir yaşam sürmüş Balotelli'ye başka bakıyor. Onu zorlu geçmişinden bağımsız düşünüp değerlendirmiyor. Nihayetinde Ganalı göçmen bir ailenin dört çocuğundan birisi olan Mario Balotelli henüz 5 yaşında iken maddi sorunlar yaşayan ailesi tarafından Francesco ve Silvio Balotelli çiftine evlatlık olarak verildi. Bağırsaklarından sorunlu minik Mario pek çok kez yattığı ameliyat masalarında ölümlerden döndü. USO Mompiano takımın tek siyahi oyuncusu olarak sayısız kez ırkçı saldıralara maruz kaldı. Tüm bu gerçeklerin farkında olarak Balotelli'nin yaşayacağı sorunları bütünün olağan bir parçası olarak kabul edip hoş görerek onu sürekli milli takıma çağırırken Roma derbisinde Mauri'nin yüzüne tokat atan De Rossi'yi ise milli takımın Fransa kadrosundan çıkarmaktan da kaçınmadı. Önce "ahlak" derken Balotelli ve De Rossi'ye karşı olan yaptırımlarıyla ne demek istediğini de açıkça ortaya koydu.
Georbe Best ve Johann Cruyff
O bir italyan ve memleketi teknik direktörler konusunda fabrika gibi çalışıyor. Düşük tempolu sonuca odaklı taktiksel içeriklerden ziyade güzel futbolun mimarlarından Johann Cruyff'u antrenörlük mesleğinde örnek aldığını açıkladı. Koyu katolik olan ve muhafazakar yapısına rağmen italyan teknik adamın futbolculuk döneminde idolü George Best idi. Bu bir çelişki değil her insanın kendi yaşamını belirleme hakkına duyduğu saygıdan ileri geliyor. Alessandro Cecchi Paone ve Flavio Pagano'nun sporda eşcinselliği işlediği ‘Il campione innamorato’ kitabına yazdığı önsözde ise "Homofobi ırkçılık suçudur" diyerek futbolda eşcinsellerin korkmadan kendisini ifade etmesi için destek olmaktan da çekinmiyor. Saha dışında kazanıyor Evet, Cesare Prandelli büyük bir taktik dehası. Savunma önüne yerleştirdiği üç çift yönlü oyuncu ve iki hücumcu bekle beraber sekizli savunma hattı kurabildiği bir maçta 7li hücum hattı da oluşturabiliyor. Gezgin iki santrforla beraber rakibe göre birbirlerine taban tabana zıt pek çok formül geliştirse de asla duvar çekip savunma oynatarak sonuç almayı düşünmüyor. İtalya futbol kültürünü kökünden değiştirecek atılımları yapan bu cesur adamın tüm başarısının ardında yaşadığı derin acıların yeşerttiği insani bakışın yattığın söyleyebiliriz. 2014 Dünya Kupası'nın ölüm gurubunda yer alan İtalya en büyük rakibi İngiltere'yi 21lik skorla geçmesinin ardından herkes zafere odaklanmış iken Prandelli aşırı nem ve sıcakta futbolcuların 45 dakika ara vermeden oynamasının yaratacağı sorunları dile getiriyor. O her yerde önce "insan" diyerek kazanıyor.
İtalya 2014 Dünya Kupası'nın favorileri arasında bile değil belki ama her takımı alt edecek bir formül geliştirecek üst düzey taktik zekasına sahip bir teknik direktöre sahip. Öte yandan bu güzel adamın başarısının altında futbolu oyunlaştıran insanı yücelten ahlaki değerleri yatıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder