Sakağı, halk arasında karakabarcık denilen ölümcül hayvan hastalığı. Fransızcası charbon (şarbon), İngilizcesi carbuncle. Ciltte kabarcıklarla çıkıyormuş. Türkçe *sakmak gibi bir fiilden türemiş olması lazım, ama böyle bir fiil bilmiyoruz. Daha doğrusu TDK Derleme Sözlüğü, Divanı Lugati Türk, Çağatayca Sözlük vb. elimizin altında olmadığı için bakamıyoruz.
Moğolca sağsay-k fiili varmış, "kabarmak" anlamında (aynı zamanda "tüylenmek"). Sağari "yara kabuğu" ve "nasır". Moğolca ile Türkçe arasındaki ilişki kafa karıştırıcıdır. Ortak köken ilişkisi var mı yok mu açık değil, yok diyen dilbilimciler bana daha inandırıcı geliyor. Ama eski bir tarihte, her halükarda MS 1. binyılın ilk yarısında veya daha önce, Moğolca Türkçe ile, daha doğrusu Türkçe'nin Oğuzca'ya benzeyen bir lehçesiyle çok yakın temasa girmiş; kelime hazinesinin yarıya yakını oradan almış. Türkçe'de kaybolmuş bazı kelimeleri o yüzden Moğolca'da bulabiliyoruz.
Ses eşdeğerliği kuralları var. Moğolca sağsay-k biçimi Türkçe *saksla-mak, sağari ise *sakız telaffuzunu verir. Sesliden önce kalın k Moğolca'da ğ olmuş, hatta modern telaffuzda tamamen kaybolmuş. (Bkz. alakan "kırmızı" > ulağan > ulan, Ulan Bator'daki gibi). Kelime sonundaki -ri daima Türkçe -z eşdeğeri.
Peki acaba sakal, "tüylenme, kabarma" anlamına gelir der miyiz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder