2 Haziran 2009 Salı

Halaskâr Gazi

(Taraf 2 Haziran 2009)

Ağır irtica kokan bir kelime: iki kez İslami referanslı, üstelik Güzel Türkçemizin fonetiğine kökten aykırı. Siz hiç Halaskârgazi kelimesini doğru telaffuz eden taksi şoförüne rastladınız mı? H kalın l ince s kalın k ince g kalın söylenecek, ilk a kısa, sonraki üç a uzun. Yok mudur milleti bu eziyetten kurtaracak bir çağdaş yaşam şeysi diye düşünüyor insan.

Ulu Önder biliyorsunuz hayatı boyunca belli aralarla isim değiştirmeye meraklıydı. Önce Mustafa’ydı, sonra Kemal oldu. 1921’de Meclis kararıyla Gazi unvanını aldı. Bundan sonraki 13 yıl boyunca adı hemen her yerde Gazi Hazretleri diye geçer, diğer isimleri neredeyse hiç telaffuz edilmez. 1925-27’de Halaskâr eklenir, olur Halaskâr Gazi Hazretleri. Sonra bilmediğim nedenlerle bu ad terkedilir. Şişli Caddesinin adı, cumhurreisinin İstanbul’u ziyareti onuruna Temmuz 1927’de düzeltilmiştir; o kalır.

Halâs Arapça. Esas anlamı “arınma, temizlenme, aklanma”, ikincil olarak “bir kirden veya sıkıntıdan veya tehlikeden kurtulma.” İhlas’ın geçişsiz halidir, edilgen anlamlı bir masdardır. Yani halâs OLUNUR, biri veya bir şey halâs edilmez. Dolayısıyla buna Farsça kâr (“eden”) ekleyip “kurtarıcı” anlamını yüklemek dil hatasıdır, zorlamadır. Osmanlıcada halaskâr diye bir terkip olduğunu sanmıyorum. 1910’ların başında ordu bünyesinde birdenbire zuhur eden bir siyasi neolojizmdir. 30’lar olsaydı kurtulgan derlerdi mutlaka. Kurtulgan Savaşman Anayolu mu dediniz?

Aklı başında insanlar bir yıldan beri bu caddeye Hrant Dink Caddesi adını veriyor. Size de tavsiye ederim, öyle deyin. Mektup gönderecekseniz öyle gönderin; birkaç kez geri gelir sonra alışırlar. Taksiciye öyle söyleyin. Anlamazsa hayret edin, “karşının şoförü müsün” diye kılçık yapın. Telaffuzu da Türkçe fonetiğe nisbeten daha uygun. Bir-iki yıla tutmazsa şaşarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder