Bazen inanması güç oluyor…
Sabah yatağımda bir bebek ve bir çocuk görüyor gözlerim
Görüyor ama inanamıyorum bir süre…
İnanmaya başladıktan sonra yüzüme bir gülümseme konuyor…
Bebek çocuğun elindeki oyuncağa azimle uzanmaya çalışıyor. Çocuk, oyuncağından bebeği uzaklaştırmaya çalışıyor.
Bebek kıkırdıyor bu duruma, hoşuna gidiyor bu oyun belli…
Bense uzaktan seyrediyorum…
Bir manzarayı keyifle seyreder gibi…
Bu çocuklar benim mi? İki çocuk annesi miyim ben şimdi…
Daha dün gibi değil mi dershanede deneme sınavları, üniversiteye kayıt, hatta o gün yemekhanede yediğim menü bugün gibi aklımda…
Aynalı yemekhane ne de hoşuma gitmişti.
Yayla Çorbası, Tavuk Şnitzel, Peynirli Spagettive Kavun… Yediğim en lezzetli yemekti sanki…
Fakülteye giderken çıkılan Maçka yokuşu, Maslak kampüsünde her köşeden çıkıveren, yurdun önünde bekleyen köpeklerimiz…
Ödev proje koşturmacası, etüd salonunda sabahlamak, ya da sabah ezanla birlikte oda arkadaşlarımı uyandırmadan etüd salonuna doğru şıpıdık şıpıdık terliklerle yol almak
Gözlerimi dinlendirmek için Levent gökdelenlerini seyre dalmak…
Staj sonrası iş telaşı… O kısma geçmek istemiyorum nedense, ömrümün kalanı da çalışan biri olarak geçeceğinden, ben o değerli 4 yıla odaklanmak istiyorum… Üniversite yıllarıma…
Özlemle anıyorum ne güzel, güzeldi, hatırlaması da yad etmesi de ayrı güzel…
Üniversiteme gidip içini şöyle bir arabayla dolaşıp çıkmak hoşuma gidiyor
Bazen durup düşünüyor, dalıyor insan...
Bir yumak haline dönüşüveriyor herşey
Hüzün, mutluluk, huzur, özlem...
Bir yumak oluveriyor...
Bazen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder