Türk Ceza Hukuku açısından:
TCK 216/3 maddesinde tanımlanan "halkın bir kısmının benimsediği dini değerleri aşağılama" eyleminin suç olması için “fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması” şartı vardır. Mahkeme, aşağılama eyleminin “kamu barışını bozmaya” ne surette elverişli olduğunu soruşturmadığı müddetçe vereceği mahkûmiyet kararı yasaya aykırıdır.
İnsan Hakları Hukuku açısından:
1. TC Anayasa 90/son maddeye göre, insan hakları hukukuna ilişkin uluslararası sözleşme hükümleri amirdir. Türk mevzuatı ile uluslararası sözleşme hükümleri çeliştiğinde ikincisi esas alınır.
2. AİHS dokuzuncu maddede korunan “din, vicdan ve düşünce özgürlüğü” hakkı, AİHM içtihatlarına göre “insan yaşamının herhangi bir ciddi ve önemli boyutuna ilişkin felsefi inançları” (Campbell ve Cosans davası, 1983) ve somut olarak “tanrıtanımazların, agnostiklerin, şüphecilerin ve umursamazların” inanç ve düşünce özgürlüğünü (Kokkinakis davası 1993) kapsar.
3. AİHS onuncu maddede korunan “ifade özgürlüğü” hakkı, AİHM içtihatlarına göre “sadece genel kabul gören veya zararsız veya önemsiz sayılan bilgi ve düşünceleri değil, devletin veya nüfusun bir bölümünü inciten, onları şoke eden veya rahatsızlık veren bilgi ve düşünceleri” de koruma altına alır (Handyside davası 1976).
4. AİHM Otto-Preminger Institut davasında (1994) din-karşıtı söylemin “dini inançlara sahip insanların dinlerini uygulama ve ifade etme özgürlüğünü kullanılamaz hale getirmesi” halinde kısıtlanabileceğini karara bağlamıştır. Azınlık dinleri mensuplarının sözel saldırı ve tacizlerle yıldırılmasına karşı etkili bir önlemdir.
5. AİHM Wingrove davasında (1997) dine yönelik hakaretin “‘önemli’ (significant) boyutta olması ve ileri bir küfür düzeyine (a high degree of profanation) varması” halinde devletin tedbir alma yetkisini tanımıştır. Din sebebiyle çıkacak kargaşa ve çatışmaları önlemek devletin görevidir.
6. Mahkemenin, peygambere hakaret kovuşturmalarında yukarıdaki İKİ İLKEDEN BİRİNİN ihlal edildiğini, yani hakaret olduğu ileri sürülen söylemin “insanları dinlerini icra etmekten men edici” nitelikte olduğunu VEYA “ileri bir küfür düzeyine vardığını” göstermesi gerekir. Bunun yapılmaması halinde, verilecek olan mahkûmiyet kararı hukuka aykırıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder