Türk-Osmanlı elitinin hanedanla manevi bağı daha Abdülaziz zamanında zayıflamıştı. Abdülhamid istibdadının son 10-15 yılında tamamen koptu. Tüm dünyada tüm rejimlerin altüst olduğu 1918-sonrası ortamda hanedanın sürmesi, veya sürse otoritesini koruması mümkün değildi.
Fransa’yı da unutma. O devirde Türk-Osmanlı eliti için medeniyetin tek referansıdır. 1871’de orada cumhuriyet ilan edilince, buradaki saltanatın da miadı dolmuştu. Geçmiş olsun.
Geriye kalan iki ihtimal var, onları da gözden geçirelim.
Bir, Sultan Reşat modeli. Siyasi gücü olmayan, etliye sütlüye karışmayan, ombudsman tipi bir monarşi yürür müydü? Rauf Bey mesela o karta oynadı. İngilizler de muhtemelen o ihtimali değerlendirdi, ama sonra vazgeçtiler. Bence yürümezdi. Türkiye gibi siyasetin çok sert oynandığı, 1918’den sonra daha da sertleştiği bir ülkede zayıf monarkın şansı yoktur. Kurtlar sofrasında kuzu olur, çıtır çıtır yerler.
İki, Napoleon (ve Rıza Pehlevi) modeli. Diktatörün kendini hükümdar ilan ettiği bir yeni-monarşi yürür müydü? Belli ki bu ihtimal düşünüldü. 1 Kasım 1922’den 29 Ekim 1923’e dek opsiyonlar açık tutuldu. Mustafa Kemal Paşanın Aralık 1922’de birden evlenmeye niyet etmesini bir de bu açıdan düşünün derim.
Bana sorarsanız bu model de yürümezdi. Bir kere Bolşevik Rusya’dan esen rüzgârlar vardı, 1922-23 Türkiye’sinde kuvvetle hissediliyordu. Almanya’da, Avusturya’da monarşiler devrilmiş cumhuriyet kurulmuştu. Türk elitinin o devirde yakın temasta olduğu Arnavutluk ve Azerbaycan cumhuriyetçi coşku içindeydi. Monarşinin çağı kapanmış görünüyordu.
Sonra Paşa, Napoleon’un akıbetinden haberdardı. Babadan gelmeyen saltanatı yürütmek zordur. Ağzınla kuş tutsan, bütün Avrupa’yı fethetsen, gene de meşruiyetin sorgulanır. Ömrünü tamamlayıp tahtı sağ salim evladına devretmedikçe gerçek anlamda padişah sayılmazsın. “Nereden çıktı bu zibidi” diye soran olur.
Bu da bizi en önemli detaya getiriyor. Gazi’nin evladı olmadığı, olacak gibi de görünmediği bir durumda hükümdarlık ilan etmenin faydası ne? Dört senede bir kendi elceğizinle seçtiğin meclise seçim yaptırır, kendini Reis, Münci, Lider, Duce veya Führer seçtirtirsin. Keyfince yönetir, “Beni buraya Halk seçti, Halktan başka kimse tanımam” diye havanı da atarsın. Fena mı?
İşte bu yüzden, akılcı ve doğru bir kararla, 29 Ekim 1923’te cumhuriyet ilan edildi. Hepimize kutlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder