Başka oyuncuları belki yeteri kadar iyi tanımayabilirim ama İlkay başka. Ben henüz daha herhangi bir resmi maç yapmadığı halde sadece İlkay oynuyor diye Bochum'un hazırlık maçını izlemiş, onun hazırlık maçı dahil ilk defa oyuna gireceği ana şahit oldum. O ilk an sonrası Bochum'daki altyapı hocası Michael Oenning'nin ikinci ligde kötü giden Nürnberg'e geçmesiyle beraber İlkay'ı oraya aldırması ve bu süreci yakından takip ettim. Nihayetinde Mehmet Ekici ile beraber iyi bir sezonun ardından Dortmund'a geldiğinde İlkay'ı çok iyi biliyordum. Nuri'nin yerine yapamaz dedim. Öyle de oldu, sezona çok kötü başladı İlkay. Dortmund da Şampiyonlar Ligi'nden elendi, kötü bir süreç yaşadı taa ki İlkay orta ikiliden aforoz edilesiye kadar. Bir süre yok oldu İlkay. Sezon sonu 119.dakikada Fürth teknik direktörü penaltı kurtarsın ve atsın diye kalecisini dahi değiştirdiği esnada İlkay'ın golü geldi hatırlarsanız..
Bambaşka bir İlkay çıktı sahaya. Benim o güne kadar tanıdığım İlkay'ın dışında bir şey. Ama en çok neyi dikkat çekti biliyor musunuz? Saha görüşünün muazzamlığı ve Nuri gibi 30-40 metreye muazzam paslar atması.. Böyle bir oyuncu değildi bu diyorum.. Ve bakın burada henüz şampiyonlu kazanmamış bir Jürgen Klopp röportajın bir kısmı var. (Ağustos 2009) Sanırım bu her şeyi çok daha iyi anlatıyor, özellike Life Kinetik ayrıntısı çok çok önemli..
........
Geçenlerde Bayern'den kovulan Jürgen Klinsmann'ın şu sözünü bilirsiniz. "Her gün her oyuncuyu biraz daha iyi yapmak". Bir oyuncuyu geliştirmek nasıl oluyor?
Basında sıklıkla “sistem” ya da “antrenörün rolü” kavramları sıkça kullanılır ama gerçekte bir oyuncunun gelişmesi için hangi idman metotları gerekiyor ya o oyuncudan istenilen nedir gibi sorular pek cevaplanmıyor.
Ve?
Pedagojik olarak işin doğrusu oyuncunun zayıf yönlerini eleştirmek yerine güçlü taraflarını öne çıkarmak. Biz bu yüzden biz oyunculara “Sen bunu yapamıyorsun, sen bunu yapamazsın” gibi yaklaşım göstermiyoruz. Ben oyuncuma güvenip onun kendisini nasıl geliştireceğini gösterdikten sonra geriye iki şey kalıyor; bana ve kendisine inanması.
Tek başına inanması yeteneğin yerine geçmiyor nihayetinde. Zayıf tarafları nasıl geliştirilecek?
Üzerine çalışılacak. Yine ve yeniden antrenman edecek. Çok iyi bir örnek olarak bizim savunma oyuncumuz Felipe Santana’yı konuşabiliriz. Gerçekten istisnai bir fiziğe sahip ve en iyi atlet oyuncuların başına geliyor. Her türlü ikili mücadeleyi kazanabilir ama tekniği zayıf. Şimdi bu sorunlu tarafı düzeltmek için şu soruyu yeniden sormalıyız: Bir stoperin takımdaki fonksiyonu nedir? Ne şekilde bir stoper maçta belirleyici olur? Bir stoper sıklıkla son noktadır. Doğru pası atmaz, rakibi zamanında durdurmaz ve o gerekli müdahaleyi yapmazsa yüzde yüzlük gol şansını rakibe verir. Dolayısıyla bu pozisyonda oynayan stoperin ortalama bir tekniğe de ihtiyacı var. Biz Santana’ya üç konuda sürekli idman yaptırdık. Top kontrolü, pası alma ve pas verme. Sürekli bu üç ayrıntıda idman yaparak ancak kendisini geliştirebilir.
Peki diğerleri bu basit konularda çalışması karşısında alay etmiyor mu?
Saçma. Alay etmiyorlar çünkü herkesin başına gelebilir ve geliyor da. Antrenman dediğin tekrardır. Bu bir müzisyen için nasılsa sporcu için de öyledir. Geçenlerde baterist üzerine bir film izlemiştim ve orada olayı içselleştirmek için 1600 kere ritmi tekrar ederek çalışması gerekiyordu. Adam nedeni üzerinde düşünmüyor, bütün gün bateri çalıyor, aynı ritmi tekrar tekrar çalıyor. Badadam badadam.. Bu futbolda da böyledir ve elbette 1600 kere değildir ama Santana her antrenmanda 60-70 kez bunu farklı pozisyonlarda çalışıyor. Sürekli.. Top kontrolü, pası alma ve pas verme..
Yetiyor mu bu?
Sadece bu yetmez, oyuncu zayıf tarafını kabullenip üzerine kendisi de ekstra emek harcamalıdır.
Şimdi Santana topu durdurabiliyor?
Bu tekniğin ön koşulu. Sonraki adım oyun zekâsı. Burada oyuncu bireysel olarak kendisini geliştirmeli ama takımın kolektif oyun zekası da geliştirilebilir. Kolektif ve bireysel. Bu esnada video analizleri iş başındadır. Statlarda sadece bu amaca yönelik kameralar yerleştirilmiştir.
İyi de bu analizleri göstermeden önce sizin bunları izlemeniz gerekmiyor mu?
Ben normal bir doksan dakikayı değerlendirmem için sürekli ileri geri sardırmam gerekir ve bu aşağı yukarı beş saat sürüyor.
Bunu ne zaman yapıyorsunuz?
Pazar günleri. Her Salı hafta sonu oynanan maçtan iyi ve kötü ayrıntıları takımla beraber yeniden değerlendiriyoruz. Bunu takımın her parçası için yeniden düzenliyoruz. Mesela savunma dörtlüsüne gösteriyoruz ne zaman ve ne şekilde sağa ve sola kaydıklarını, geç ya da erken yapıp yapmadıklarını, nasıl reaksiyon verdiklerini v.s. En sonunda her oyuncunun kendilerine ait olan görüntülerinden oluşmuş kısımlar yer alıyor.
Peki bu bireysel eleştiriler takım önünde mi oluyor?
Elbette ama biz daha çok o insanı değil oradaki pozisyonu tartışıyoruz. Gelişim nihayetinde geri dönüşlerle ve düzeltme ile ancak mümkün oluyor.
Haftada kaç idman yapıyorsunuz?
Salı günleri çift antrenman. Çarşamba Life Kinetik ve bir idman daha. Perşembe ve Cuma birer idman ve Cumartesi maç.
“Life Kinetik” ?
Ünlü kayakçı Felix Neureuther’in başarıyla kullandığı ve kinetik öğretmeni Horst Lutz’un bize tanıttığı muhteşem bir metot. Konsantrasyon ve koordinasyon ’un yanı sıra gözleri eğiten, saha görüşünü geliştiren bir çalışma metodu. Havada üç topu sürekli çevirmenin çok daha kompleks versiyonlarını çalışıyoruz. (İki zarı havaya atıp ellerini çapraz bir şekilde yapıp yakalıyor) Biz bununla gerçekleştirilmiş aksiyonun her bir parçasının beyindeki karşılığını öğreniyoruz. En önemlisi bu ve pek çok ayrıntı bu metotla antrene edilebiliyor.
Ve bunları oyuncular algılayabiliyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder