17 Eylül 2011 Cumartesi

KAMUSAL SANAT, BİENALE KARŞI





12. İstanbul Bienalinin açılışında karşıt performans gösteren Kamusal Sanat Laboratuvarı; manifestosunu bu etkinlik ile kamuoyuna duyurdu.

Tarihin kirli sayfalarından Holding Kurucusu Vehbi Koç tarafından 3 Ekim 1980 tarihinde darbenin mimarı General Kenan Evren’e gönderilen emirlerle dolu ve “emrinize amadeyim” le biten mektubu bienal kartlarına basılarak kazıma yöntemiyle ziyaretçilerin interaktif katılımıyla yeniden günışığına çıkarıldı. Bienal basın tanıtım toplantısında Ana Sponsor, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'a ve Bülent Eczacıbaşı’na performans kapsamında “isimsiz mektup” lar verildi







“…EmrinizeAmadeyim Paşam”

Uluslararası İstanbul Bienali 2007 yılından beri Koç Holding’in sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Bu durum önümüzdeki on beş yıl boyunca da böyle devam edecek. Hatırlayacağınız gibi geçen seneki 11. İstanbul Bienali Bertolt Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera" adlı eserinden yola çıkmış ve Koç hanedanlığı, Türkiye’de yaşayan sanatçılara, “İnsan Neyle Yaşar?” sorusunu sorarak bir çağrıda bulunmuştu. Sermayenin Brecht’i şevkatle bağrına basması tartışmalara neden olmuş hatta “İstanbul Beğenal, Direnal ve Alternatif Platform” yaratıcı eylemlerle de protesto etmişlerdi.

Şimdi bir kez daha, küresel kültür başkenti İstanbul’da 12 Eylül’ün hemen ertesinde aynı sahne yeniden kurulacak. Herkes yerlerini alsın! Sermaye yaldızlı sanat maskesini takacak. Silah sanayi ve kültür endüstrisinin, finans kenti ve kültür başkentinin tek ve aynı sistemin iki farklı yüzü olduğunu ispat edercesine Koç Holding gururla sunacak: “İsimsiz.” Açıkçası bu kez de başlık bize biraz korkakça geldi; utanmış da saklanmış gibi, muhbir gibi, itirafçı gibi. Bienalin başlığı faili meçhul isimsiz mektupları düşündürdü. Biz de imzası belli, ismi üzerinde sahici bir mektup bulalım dedik. Adı konsun bu işin artık. Okunsun ve hatırlansın. Kültür sanat hamisi babacan sermaye Türkiye’nin ekonomik düzenini kurarken elleri titremeden imzaladı bu mektubu.

Koç Holding’in kurucusu ve sahibi Vehbi Koç’un 3 Ekim 1980’de Kenan Evren’e yolladığı mektuptur:

"Yakalanan anarşistlerin ve suçluların mahkemeleri uzatılmamalı ve cezaları süratle verilmelidir. Polis teşkilatı teçhiz edecek ve onu kuvvetlendirecek imkânlar genişletilmeli, gerekli kanunlar bir an önce çıkarılmalıdır. İşçi-işveren ilişkilerini düzenleyecek olan kanunlar asgari hata ile çıkarılmalıdır. Bazı sendikaların Türk Devleti’ni ve ekonomisini yıkmak için bugüne kadar yaptıkları aşırı hareketler, göz önünde bulundurulmalıdır. DİSK’in kapatılmış olmasından dolayı bir kısım işçiler sendikal münasebetler yönünden bekleyiş içindedirler. Militan

sendikacılar bu işçileri tahrik etmek ve faaliyeti devam eden sendikaların yönetim kadrolarına sızarak davalarını devam ettirmek niyetindedirler. Bu durum bilinerek hazırlanacak kanunlarda gerekli tedbirler alınmalıdır. Komünist Parti’nin, solcu örgütlerin, Kürtlerin, Ermenilerin, birtakım politikacıların kötü niyetli teşebbüslerini devam ettirecekleri muhakkaktır, bunlara karşı uyanık olunmalı ve teşebbüsleri mutlaka engellenmelidir. Zatıalilerine ve arkadaşlarınıza muvaffakiyetler temenni ediyorum. Emrinize amadeyim. "

Bu mektup sömürü düzeninin kuruluş sözleşmesi, faşist iktidarın protokolü, işçiler, öğrenciler, san

atçılar ve ülkenin tüm ilerici güçleri için idam fermanıdır.

On yıl boyunca bir dize şiiri, bir paragraf romanı, bir muhalif resmi işkencelerde, cezaevlerinde sanatçıların burunlarından fitil fitil getiren bir güç hangi sanata destek çıkar? Sosyal devlet anlayışı

gereği sanata, eğitime, sağlığa harcanması gereken paralar, şişirme operasyonlarla dağları taşları bombalayarak harcanırken devletin savunma ihalelerini alan bir firma neden biz sanatçılara sponsor olur? 90’lı yıllarda yapılan bir araştırmaya göre devletle işbirliği içinde olan büyük sermaye gruplarına borcu olmayan insan yokken, hatta bu holdinglere borçlu çocuklar doğmuşken, Koç hanedanlığı bu dikensiz gül bahçesinde neden sanat ve sanatçıya sponsor olur?

Unutturmak iktidarın en büyük silahıdır. Ama biz o isimleri hiç unutmadık. Ne insanca yaşam

ak için bedel ödeyenleri ne de yaşamı pazarlamak için can alanları. Gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için, üzerindeki yaldızı çekinmeden KAZIYINIZ. Göreceğiniz bu ülkenin geçmişi, bugünü ve geleceğidir.

SERGİ:

“Diyarbakır Hapishanesi Ne Yana Düşer”

22 Eylül – 19 Ekim 2011


Bilgi Üniversitesi – Sempozyum alanı

Karşı Sanat Çalışmaları

Evrensel Sanat

15 Eylül 2011

Kamusal Sanat Laboratuarı


HOMUR Mizah ve Karikatür Grubunun da aralarında olduğu KAMUSAL SANAT LABORATUARININ gerçekleştirdiği eylemle ilgili görüntüler...

(Fotoğraf sanatçısı Özcan Yaman tarafından kaydedilmiştir)

http://vimeo.com/29152619



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder