Ayhhh böyle devamlı küstüm oynamıyorum tripleri yapmak istemiyorum. Ama ben dönem dönem (belki de arka arkaya post komasına girdikten sonra) bir nekahat dönemine giriyorum ve içimden tek kelime yazmak gelmiyor. Bir de çok uzun süredir blog dünyasının içindeyim, 2006'dan beri hedede hedede yazmak kolay iş değil :) İstanbul'dayken yazdım, sonra Moskova'da ne yaptım ne ettim yazdım, ehh bunun bir sonraki aşaması da Noni ve hamileliği (inşallahhh!), Noni ve annelik, bebiş Noni'yi nasıl delirtti, hamilelik kilolarımı hala veremedim imdaaat gibi yazılar olur heralde :P Eee bunun bir sonu yok mu? Bence olmalı.
Ben blog dünyasına girdiğimde o kadar azdık ki... Belki bir elin parmakları kadardık. Ama sonra çığ gibi büyüdük. Kimimiz kaliteli işler çıkardı, kimileri görgüsüzlüğün cılkını çıkardı (ama ne tuhaftır ki buna bile şapka çıkaranlar oldu!), kimileri modaya daldı, kimileri battı bir daha çıkamadı :) İşte ben artık ne kadar daha bu karnavalın içinde yer almalıyım bundan emin olamıyorum. (Karnaval derken herkes kendi hayat görüşüne göre bir şekilde bu alanda kendini eğlendirdiği için diyorum, kesinlikle küçümsediğim için değil ...) Şimdi etrafta çiçeği burnunda bu kadar hevesli bloglar varken kıdemli (ya da kart mı demeliyim bilemedim?!) bir blogger olarak inzivaya çekilip bu karnavalı uzaktan izlemeliyim diye düşünüyorum... Lütfen yanlış anlamayın benimkisi şımarıklık değil sadece yorgunluk, belki bir parça da kırgınlık, gücenme bla bla... Sanırım şimdilik bu kadar :) Sevgiyle kalın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder