18 Eylül 2011 Pazar

Zurab Tsereteli Studio Museum

Modayı seviyorum. Kim sevmez öyle di mi? Hele biz kadınlar, ahhh hep yeni bir şey çıkar, aklımızı çeler, her sezon başka bir parça alınacaklar listemize girer... Ama ben sadece modanın benim görsel yanımı beslemesini istemiyorum, uzun süredir de buna başkaldırı halindeyim :) Ne zaman darlansam soluğu bir mağazada değil sanat galerisinde alıyorum. Sizi bilmem ama bana çok iyi geliyor. Gezdiğim her müze, gittiğim her sergi, izlediğim her eser beni besliyor, yaratıcılığıma yeni ışıklar tutuyor. Ve kendimi daha çok şey yapmalıyım, yaratmalıyım, boş durmamalıyım derken buluyorum...
Barrikadnaya'da bulunan Moskova Modern Sanat Müzesi aslında sizlerle uzun zamandır paylaşmak istediğim bir müzeydi... Ama çektiğim milyon fotoğrafı ayıklamayı bir türlü beceremediğim için (daha doğrusu hiçbir eseri elemeye kıyamadığım için) fotoğraflar uzun süredir bilgisayarımda durmuş elden geçmeyi bekliyordu. Nihayet bunu gerçekleştirdim, işte karşınızda büyük çoğunluğu ünlü heykeltraş Tsereteli'nin elinden çıkmış olan heykel ve tablolar...
Esasında Gürcistan doğumlu olan Tsereteli bir gün Tiflis'te büyük bir heykel yapar fakat heykel ilk rüzgarda yerle bir olur. Halkın büyük tepkisiyle karşılaşan sanatçı tası tarağı toplar ve Rusya'ya sığınır. Yakın arkadaşı olan Moskova belediye başkanı Luzhkov sayesinde şehirde büyük projeler üstlenir. Böylece Moskova'da bulunan hemen hemen her heykelin altından Tsereteli imzası çıkar. Tarihi binalar sanatçıya hediye adı altında verilir. Bu durumu bilen Rus halkı sanatçıdan pek hazzetmemektedir. Tüm bunlar Rus öğretmenim tarafından bana aktarılanlar... Fakat ben önyargılarımı müzenin dışında bırakıp, gördüklerimin sadece birer sanat eseri olduklarını düşünerek müzeyi dolaşıyorum...
Müze 3 kattan ve büyük bir bahçeden oluşuyor. Önce katları dolaşıyoruz, ilk katta bizi mine sanatının (emay) birbirinden güzel örnekleri karşılıyor...
Mine, metal bir yüzeyin sert ve parlak bir cam katmanla kaplanmasıyla elde edilen bir bezeme biçimidir. Mine yapmak için çok sıcak bir fırında özel bir ısıtma işlemi uygulanarak metal ile cam kaynaştırılır. (Kaynak: Temel Britannica)
2. kata doğru yol alıyoruz...
Tsereteli'nin elinden çıkmış bir Picasso büstü... Açıkçası sanatçının birçok eserinde Picasso'dan esintiler görmek mümkün.
Ve Şarlo... Charlie Chaplin de sanatçının birçok tablosunda ya kıyıdan köşeden ya da tam ortasından karşımıza çıkabiliyor...
Tüm katları dolaştık, şimdi müzenin içinden yandaki bahçeye geçiyoruz...
Bahçe o kadar büyük heykellerle dolu ki hangisine bakacağımızı şaşırıyoruz!
Bu devasa heykeller arasında kendimi minicik hissediyorum, adeta Gulliver hikaye kitabına girmiş gibi :)
Sanırım herşeyi gördük derken bu sefer bahçenin yan tarafında buluyoruz kendimizi!
Ne okuyorsunuz mösyöö? Aaaa muzır neşriyaaat!
Tsereteli ile ilgilili anlatılanlar ne kadar doğru bilmiyorum. Sonuçta hayat bana göre Yin ve Yang gibi. Her beyazın içinde bir siyah, her siyahın içinde de bir beyaz var. Ama ben siyahlarla ilgilenmiyorum. Kısacası 2 hafta önce gezdiğim bu müzeden ben iyi duygularla ayrıldım o kadar ki kendimi resim sınıfına kayıt olurken buldum, Davina'nın sanat atölyesinde artık benim de bir yerim var yuppi ;)
Adres: 15, Bolshaya Gruzinskaya Street
Pazartesi-Pazar: 12.00 - 20.00
Her ayın son pazartesi günleri müze kapalı...
(Barrikadnaya metrosundan çıkar çıkmaz sağa sapın, biraz yürüdükten sonra karşınıza çıkan sağdaki ilk sokak Bolshaya Gruzinskaya caddesi oluyor.)
Yarın sabah erkenden dersim var, artık yatsam çok iyi olacak...
Hepimize iyi haftalar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder