27 Mayıs 2013 Pazartesi
Dünya Neden Var? Jim Holt
"Yılın En İyi Kitabı!
Dünya Neden Var? - Varoluş Üzerine Bir Dedektiflik Hikayesi...
Zehir mi zehir bir kozmik hafiyeyle birlikte kadim dünyadan günümüze varoluş muammasının izini sürmeye ne dersiniz?...
..hazır sizi yakalamışken kapakta kullandığımız fotoğrafın hikayesini de anlatalım. Neden bir evren olması gerekiyor? Neden bizler bu evrenin bir parçasıyız? Neden Hiçbir Şey olmayacağına Bir Şey var? sorularına cevap arayan bu kitabın bir kısmı Café de Flore’da yazıldı.
Varoluşçuluğun babası Jean-Paul Sartre’ın tüm bu sorulara meydan okuduğu Varlık ve Hiçlik de Café de Flore’da yazıldı. Bu kafe sanki bu soruları kucaklıyor… Nihayetinde Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir’ın onlarca yıl önce gündelik karargahları haline getirdikleri bir yer…
Sartre, en etkili felsefi denemesi Varlık ve Hiçlik’i 1941-42 kışında, Paris, Alman işgali altındayken burada kaleme almıştı. O kış amansız bir soğuk yaşanmıştı; ama kafenin sahibi Mösyö Boubal, karaborsadan en azından içeriyi asgari derecede sıcak tutacak kadar kömür ve sigara içen müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar tütün bulmakta mahirdi. Sartre ve de Beauvoir, sabah ilk iş olarak buraya geliyor, sobanın yanındaki masaya yerleşiyorlardı. Sartre, sütlü bir çay söylüyordu; gün boyunca da başka bir siparişi olmuyordu. Sonra, parlak turuncu kürk ceketine sarınmış bir halde, gözünde yuvarlak çerçeveli kemik gözlükleri, başını kağıttan neredeyse hiç kaldırmadan saatlerce yazıyordu; Beauvoir’ın anılarında anlattığı üzere, yere eğilip, başka bir müşterinin attığı sigara izmaritini alıp piposunu doldurmak için ara veriyordu.
“Hiçlik, varlığın yakasına yapışıyor,” diye yazmıştı Sartre. Ona göre dünya, engin bir hiçlik denizinde yüzen, mühürlenmiş, küçük bir varlık kutusuydu. Bir Paris kafesi bile, çardakları ve aynaları, dumanlı atmosferi, canlı sesleri, çınlayan kadeh sesleri, tıngırdayan fincan tabaklarıyla, “varlıkla dolu olduğu” güzel bir günde bile yokluk için bir sığınak sunabilirdi. Sartre, dostu Pierre ile randevusu olduğu için Café de Flore’a uğrar. Ama Pierre orada değildir. İşte: Küçük bir hiçlik gölü, varlık alanını çevreleyen muazzam hiçlikten varlığa sızar. Çünkü hiçlik, yıkılan umutlar, boşa giden beklentilerle dünyaya girer.
İşte böyle...
Jim Holt yazdı, Ebru Kılıç çevirdi, biz de yayınladık... çok güzel kitap oldu vesselam... "
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder