İşte battaniyemin yerindeki görünüşü. Yetmiş iki tane motiften oluşuyor. Kenarları için biraz daha kalın farklı bir iş yapmayı düşünürken işin sonuna geldiğimde hayli yorgun ve bitkin düşüyor insan, elimde kalan ipini saklayıp ilerleyen bir vakitte kenarlarına rötuş yapmayı düşünüyorum.
Cuma akşam üzeri müthiş bir yağmur vardı Ankara'da. İzlemesi güzeldi, haftasonu aralıklı yağışlı ve kapalı görünüyor belki arada bir göz kırpıp kaçacak güneş o kadar.
Şemsiye gibi, küçük kırmızı dut ağaçlarını bilirsiniz belki. Çocukluğumda doyasıya yediğim, yüzüm ellerim kapkara boyanmış halde çıktığım en güzel evcilik oyun mekanımızdı kırmızı dut ağacımız. Çınar'ın da o ağaçtan boyalara bulanıp yemesini çok isterdim. Şu an kendi ağacımız durmasa da başka ağaçlara rastlıyoruz arasıra, geçmişten gelip de tadının bozulmadığı yediğimiz anda beni taa o günlere götüren değişmemiş tek şey oluşu mutlu edici.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder