—Atatürk ve Muhammed ilginden şu sonucu çıkarmak mümkün mü: tarihi agency belirler fikri senin için belirleyici? Büyük adamların, dahilerin rolü ne kadar sence tarihte?
—İki ayrı soru bunlar. Tarihi agency belirler şüphesiz, aşikar bir gerçek. Birileri bir şeyler yapmasa tarihte hiçbir şey olmazdı. Ama o şeyleri yapanlar illa "büyük adam" ve dahiler değil. Onların rolü genellikle küçüktür. Çoğu zaman sıradan insanların korkuları, ön yargıları, modaya uyma güdüleri yön verir olaylara. "Büyük adamlar" nadiren belirir; genellikle diğerlerinin almaya cesaret edemeyeceği riskleri alırlar, akıllarına gelmeyecek yolları önerirler. Ama onlarsız da pekala yürür hayat.
—Mesih sendromu var mı sende? 7.yy'da yaşasan peygamberlik iddia eder miydin?
—Yeterince ciddi değilim. Kendi vahyine gülmeye başlayan peygamberi kim ne yapsın?
—Erdoğan "gel Sevan çok yattın içerde, şimdi gel bana kurum-yasa dizayn et" dese yapacağın ilk beş hamle ne olurdu?
—1. Güçlü başkanlık sistemi önerirdim. Ciddi reformlar gerçekleştirmenin ilk şartıdır.
2. Dar bölge sistemini bir daha düşün derdim. Türk demokrasisinin Chp illetinden -ve dolayısıyla ebedi sağ iktidardan- kurtarmanın tek yoludur.
3. Devlet memuru sayısını radikal olarak azaltacak Personel Kanunu reformunu yapardım. Memur maaşlarını özel sektöre eşdeğer seviyeye yükseltip, geri kalan işleri özel sektör koşullarında çalışacak sözleşmeli personele devrederdim.
4. Milli Eğitim'e İngilizce konuşan 40.000 yabancı öğretmen alma yetkisi verirdim. Ülke tarihinin en büyük devrimi olur.
5. Girişimci sermayesini teşvik edecek önlemler üzerinde çalışırdım.
Ahkam kesmek kolay tabii. Fikirden ucuz ne var? İktidar ise, hayal kurmaktan ziyade, varolan güç dengelerini idare etmek ile ilgili bir meslek. Memlekette kafası çalışan herkesin, aşağı yukarı bunları düşündüğünden eminim. Yapamıyorlarsa elbet bir sebebi vardır.
İktidarda olsam, entel danışmanlara gıcık kapardım.
—Türkiye'nin gelecek 20 sene sonraki eliti ve idarecileri nasıl bir background ortalamasından gelecek? Anadolu Fen Lisesi mi, Robert Kolej mi?
—Bugünkü gibi kalırsa eliti Robert'ten, idarecileri Anadolu liselerinden gelir. Ya da belki Anadolu İmam Hatip Fen liselerinden. Bugünün çıkmazı da o değil mi biraz?
—Cultural Relativism sence çok kötü bir şey di mi?
—Cultural illiteracy kadar kötü bir şey. Körlükle omurgasızlık arasında orta bir yol yok mu?
İkisinin ortak yanı temel/ahlaki felsefi değerlerin erozyonudur bence. Akılcı ve eleştirel bir duruşun yoksa, YA sorgulamadan kabul edilen geleneğin beyinsiz tutuculuğuna düşeceksin, utoya adasında çocukları katledeceksin veya Erzurum'da oruç yiyenleri linç edeceksin, YA DA her gelene eyvallah deyip, elalemin beyinsiz tutuculuğunun avukatı olacaksın.
Modernizm kördü belki. Postmodernizm, omurgasızlıktır.
—Amerika'da okul basıp tüm sınıf arkadaşlarını sniper ile öldürenler ile El Kaideci olup Suriye'de kafa kesenler aslında aynı şey değil mi? Biri bunu yaparken Allahuekber diyor diye siyasi mi oluyor?
—Temel motivasyon aynı muhtemelen. Ama iki büyük fark var. Amerika'daki marjinal, Suriye'deki ülkeyi (ve dünyayı) ateşe sürükleme potansiyeline sahip. İlkinin savunulabilir bir teorisi yok, ikincisinin dini rezonansa sahip bir ideolojisi var, bulaşıcı bir hastalık. Dünyanın selameti için o hastalığın kontrol altına alınması lazım. İlaçla olursa ilaçla, yoksa ameliyatla.
—İki ayrı soru bunlar. Tarihi agency belirler şüphesiz, aşikar bir gerçek. Birileri bir şeyler yapmasa tarihte hiçbir şey olmazdı. Ama o şeyleri yapanlar illa "büyük adam" ve dahiler değil. Onların rolü genellikle küçüktür. Çoğu zaman sıradan insanların korkuları, ön yargıları, modaya uyma güdüleri yön verir olaylara. "Büyük adamlar" nadiren belirir; genellikle diğerlerinin almaya cesaret edemeyeceği riskleri alırlar, akıllarına gelmeyecek yolları önerirler. Ama onlarsız da pekala yürür hayat.
—Mesih sendromu var mı sende? 7.yy'da yaşasan peygamberlik iddia eder miydin?
—Yeterince ciddi değilim. Kendi vahyine gülmeye başlayan peygamberi kim ne yapsın?
—Erdoğan "gel Sevan çok yattın içerde, şimdi gel bana kurum-yasa dizayn et" dese yapacağın ilk beş hamle ne olurdu?
—1. Güçlü başkanlık sistemi önerirdim. Ciddi reformlar gerçekleştirmenin ilk şartıdır.
2. Dar bölge sistemini bir daha düşün derdim. Türk demokrasisinin Chp illetinden -ve dolayısıyla ebedi sağ iktidardan- kurtarmanın tek yoludur.
3. Devlet memuru sayısını radikal olarak azaltacak Personel Kanunu reformunu yapardım. Memur maaşlarını özel sektöre eşdeğer seviyeye yükseltip, geri kalan işleri özel sektör koşullarında çalışacak sözleşmeli personele devrederdim.
4. Milli Eğitim'e İngilizce konuşan 40.000 yabancı öğretmen alma yetkisi verirdim. Ülke tarihinin en büyük devrimi olur.
5. Girişimci sermayesini teşvik edecek önlemler üzerinde çalışırdım.
Ahkam kesmek kolay tabii. Fikirden ucuz ne var? İktidar ise, hayal kurmaktan ziyade, varolan güç dengelerini idare etmek ile ilgili bir meslek. Memlekette kafası çalışan herkesin, aşağı yukarı bunları düşündüğünden eminim. Yapamıyorlarsa elbet bir sebebi vardır.
İktidarda olsam, entel danışmanlara gıcık kapardım.
—Türkiye'nin gelecek 20 sene sonraki eliti ve idarecileri nasıl bir background ortalamasından gelecek? Anadolu Fen Lisesi mi, Robert Kolej mi?
—Bugünkü gibi kalırsa eliti Robert'ten, idarecileri Anadolu liselerinden gelir. Ya da belki Anadolu İmam Hatip Fen liselerinden. Bugünün çıkmazı da o değil mi biraz?
—Cultural Relativism sence çok kötü bir şey di mi?
—Cultural illiteracy kadar kötü bir şey. Körlükle omurgasızlık arasında orta bir yol yok mu?
İkisinin ortak yanı temel/ahlaki felsefi değerlerin erozyonudur bence. Akılcı ve eleştirel bir duruşun yoksa, YA sorgulamadan kabul edilen geleneğin beyinsiz tutuculuğuna düşeceksin, utoya adasında çocukları katledeceksin veya Erzurum'da oruç yiyenleri linç edeceksin, YA DA her gelene eyvallah deyip, elalemin beyinsiz tutuculuğunun avukatı olacaksın.
Modernizm kördü belki. Postmodernizm, omurgasızlıktır.
—Amerika'da okul basıp tüm sınıf arkadaşlarını sniper ile öldürenler ile El Kaideci olup Suriye'de kafa kesenler aslında aynı şey değil mi? Biri bunu yaparken Allahuekber diyor diye siyasi mi oluyor?
—Temel motivasyon aynı muhtemelen. Ama iki büyük fark var. Amerika'daki marjinal, Suriye'deki ülkeyi (ve dünyayı) ateşe sürükleme potansiyeline sahip. İlkinin savunulabilir bir teorisi yok, ikincisinin dini rezonansa sahip bir ideolojisi var, bulaşıcı bir hastalık. Dünyanın selameti için o hastalığın kontrol altına alınması lazım. İlaçla olursa ilaçla, yoksa ameliyatla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder