İlk bebeğimi doğururken ikinci bebeğin doğumu daha kolay oluyor diye kendimi motive etmeye çalışıyordum. Eşimle ilk kızımıza bir kardeş yapmaya ve fazla arayı açmamaya karar vermiştik. Bir iki sene vücudun toparlanması için ara vermeyi önerse de doktorum yediklerime dikkat edersem başarabileceğimi söyledi.
Henüz ilk kızım 9 aylıkken ikinciye hamile kaldım. Bir sene kadar ilk kızıma evde kendim baktıktan sonra 6 aylığına işe geri döndüm. Yoğunluktan hamileliğimin nasıl geçtiğini pek anlayamadım. Hamilelik sırasında kızımı emzirmeye 6 ay boyunca daha devam ettim. Sanılanın aksine hamileyken emzirmek mümkün sadece iki bebek beslemek anneden daha fazla götürüyor, iyi beslenmek gerekiyor. İlk bebeğimi 15 ay emzirdikten sonra hamileliğimin son 3 ayında dişlerimin biraz aşındığını düşündüğüm için sona erdirdim. Aslında devam edebilir, iki bebeği de tandem emzirebilirdim. Biraz gücümü yeni bebeğime saklamak istedim. İlk hamileliğimdeki gibi ilk 4 aylık rutin kontrolleri yaptırıp son aya kadar yine ara verdim. Yoğun bir tempoda akşam 8’e kadar işte çalışmaya devam ettim. İkinci bebeğim için de ilk doğumumdaki gibi üzerinde doktorumla konuşup anlaştığım bir doğum planıyaptım. Ayrıca bebeğim doğduktan sonra yapılmasını istemediğim müdaheleleri de ayrıca hastanede hemşire ve çocuk doktoruna sunmak üzere bir dilekçe olarak hazırladım.
38. haftaki kontrolümüzde doktorumuz Meltem Özkan Girgin bize sürpriz yaptı ve 1-2 güne bebeğin doğacağının müjdesini verdi. Hamilelikte çok stres iyi gelmiyor. Zaten son bir iki gündür aşırı yorulma ve terleme hissetmeye başlamıştım. Sıcaklar basıyordu. Tansiyonum normalden çok yüksek rakamlara fırladı. Meğer strese giren vücut kendini rahatlatmak için bebeği erken çıkarmaya hazırlanıyormuş. Hemen müjdeli haberi ailemize verdik. Bu sefer elimizde saatlerle tüm aile sancıları sayar olduk. O gün sancılarım 15 dakika ile 30 dakika arasında düzensizdi. Kendimize güzel bir yemek ziyafeti çektik. Merakla bekleyen annem ve babam salondaki koltuklarda uyudular. Kardeşim ertesi gün doğumgünü olduğu için bana “gece 12’ye kadar tut, sonra sal” diyerek beni çok güldürdü. Gece oldu, güzel bir uyku çektim.
Ertesi gün sabah 11’de tekrar doktorumuza gittik. Açıklık 5cm olmuştu. Bebek doğum kanalına girmişti. Doktorumuzla sancılar 5 dakikada bire inince hastanede buluşmak üzere sözleştik. Eve geri döndük. İlk doğumumda hastanede doğum yaparken lavman yapılmış ve suni sancı verilir diye yememe izin vermemişlerdi. Bu da enerjimi çok düşürmüştü. Aç kalıp kendimi enerjisiz bırakmamak için güzel tatlılar yedim, hafif sebze yemekleri yedim. Sonra da bir güzel uyku çektim. Biz evde rahat rahat beklerken saat 16.00 olmuştu ki doktorum heyecanla bizi aradı. “Ne olur artık hastaneye gidin yoksa ben kalpten gidecem” dedi.
Hastaneye gittiğimizde bu sefer bizi hemen doğumhaneye aldılar. Lavman yapıldı. İçerideki TV ekranında romantik bir film açıktı. Eşim de yanımda biraz onu izleyerek, biraz dolaşıp nefeslerimi sayarak, biraz da belgesel kanalındaki büyük balıklara bakarak vakit geçirdim. Sonra doktorumuz geldi, sancılar arasında kitaplar ve edebiyat üzerine üçümüz sohbet ettik. Arada hemşire gelip bebeğin kalp atışlarının NTSR cihazına bağlayarak kontrol ediyordu. Geri kalan zamanı ayakta geçiriyordum.
İkinci tecrübem olduğu için ne başıma geleceğini bilmek rahat ve sakin durmamı sağlıyordu. Sancı anında bir dakika diyerek sancılarımı nefesle sayıyor bitince de sohbete kaldığım yerden devam ediyordum. Biraz plates topu üzerine esneme hareketi yaptım. İki saat sohbet ettikten sonra doktorum saat 18.00’de suyumu patlattı. Sonraki iki saat içinde hızla doğum kanalı açılmaya başladı. Artık saat 20.00’de sancılar çok sıklaşmaya başlayınca doktoruma bu işi nasıl hızlandıracağımı sordum. Sana biraz yardım edeyim diyerek bana nasıl iteceğimi anlatıp nereye ittirmem gerektiğini eliyle gösterdi. İlk tecrübemdeki son anda enerjimin bitmesi sıkıntısını yaşamamak için son ana kadar ittirmedim. Sancıların en kuvvetli olduğu an bebeğimle buluşmamıza az kalmıştı. Sonunda bir kaç başarılı ittirme denemesinden sonra tüm gücümü ve zihnimi de kullanarak ittirdim, ittirdim. İlk bebeğimi doğururken epidural almamış ancak suni sancı almış ve epizyotomi olmuştum. İdealimde bunlarsız da doğurmak vardı. İlk başın çıkışından sonrası kayarcasına çıktı. İkinci defa kızım olmuştu. Çok mutluydum. Hemen kucağıma verdiler. Sonrasında kordonunu babası kesti.
İlk doğumuma nazaran ikinci doğumda oldukça rahat doğurmuştum. Doktorum bana “bu sefer normal doğurmaktan tatmin oldun mu, seni mutlu ettim mi?” diye sordu. Evet ne epidural, ne epizyotomi, ne de suni sancı alarak doğurduğum ve bebeğime doğal yoldan kavuştuğum için çok mutluydum.
Başka bloglarda yer alan doğal doğum hikayelerinde çok güzel evde ve suda doğumlar okudum. Bir tane daha olursa bana güzel ışık tutacaklar hepsi. Hastanede de evdeki kadar rahat ve huzurlu olmasa da hemşireleri şaşırtacak şekilde az bir müdahale ile normal doğumlar gerçekleşiyor. İşte bunlardan ikisi de benim minik kızlarımın doğum hikayeleri. Haydi anneler normal doğuma...
Tüm güzel annelere haber olsun.
Başak Pirtini
http://miliyet.com.tr/bashico
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder