Nil artık öyle hareketli bir bebek ki! Ve tehlikeli sularda yüzmeye bayılıyor; koltuklarda zıplıyor, iki saniyede sandalyeden masa tepesine çıkıyor, camları açmaya yelteniyor, ulaşabildiği tüm çekmece ve dolapları karıştırıyor, kaşla göz arasında rujlarımın tadına bakıyor, olmadık yerden bir kokteyl çubuğu bulup kulağına sokuyor vesaire... İki dakika içinde ne yapacağını kestirmek mümkün olmuyor. Tüm gün gözüm onun üstünde, yüreğim de ağzımda dolaşıyorum peşinde... Kendimi bir aksiyon filminin oradan oraya savrulan dublörü gibi hissediyorum, ehh haliyle gün sonunda dayak yemiş gibi oluyorum :)
Durum böyle olunca gün içerisinde bana enerji verecek şeylere daha çok ihtiyacım oluyor. Renkler de bunlardan biri mesela... Koyu renklerden alabildiğine uzak duruyorum ve kendimi cıvıl cıvıl renklere teslim ediyorum.
Etkisi oluyor mu peki? Kesinlikle!
Caddede uzuuun bir yürüyüş yaptıracak kadar hem de ;)
Yürüyüşün ardından güzel arkadaşımız Başobel'in nikahına katıldık. O kadar güzel bir gelin olmuştu ki... Şanslı prensiyle bir ömür boyu mutlu olsun inşallah, kesinlikle hakediyor bunu!
Ahhh uzun süredir görmeyi hayal ettiğim bir manzaraydı bu! Canım arkadaşım Evom'un kızı Naz ve benim nazlı kızım Niloş :)
Bu poz vermeler de yeni başladı, boşuna demiyorlar anasına bak kızını al diye, yakında ben elimi ayağımı çekip blogumu kızıma devredicem zaten hii hii :)
O zamana daha var ama ben şimdi gitsem iyi olacak, gözetlemem gereken bir yumurcak var!
Hepinize cıvıl cıvıl bir hafta diliyorum!
Bluz: Ambar (İzmir)
Pantolon: Pudra Butik (Bostanlı/İzmir)
Ceket: Persunmall
Çanta: Caesar David
Kolye: Diva
Nil'in elbisesi: GAP
Yağmurluğu: Bilstore
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder