Uykusuz'dan Fırat Budacı yazmış..
Fırat’ın MacBook ekranından rengarenk bir top dönüyor. Steve Jobs, Windows hakimiyetindeki bilgisayarlarda ekran donunca beliren kum saati yerine renkli bir top döndürmeyi uygun görmüş, Jobs’a bir şey diyemezsiniz, adam bir dahi! Ekran donunca dönen renkli topu izlemekten başka bir şey gelmiyor Fırat’ın elinden. Ona da bir şey diyemezsiniz çünkü bilgisayar konusunda adam tam bir gerizekalı. Bırakın herhangi bir müdahaleyi, dönen renkli top bir tür mikro Baby TV etkisi yarattığından yaklaşık 3 yaş seviyesinde Fırat da donuyor. Zaten mesele dönen top değil, herhangi bir şey döndükten sonra bakar Fırat, dert değil. Mesele bu topun neden döndüğü?
Aslında açılışı Hürriyet.com.tr ile yapan, gidebileceği en uç nokta DNS ayarlarıyla hallolan düz bir kullanıcı Fırat. Kendisine sorsanız şiddetle itiraz eder ama bu tür kullanıcılarda ekran donmaları genelde “hot young girl” ün memeleri yüzündendir. Fırat, internet dünyasını haber siteleri, Vikipedi ve edebiyat dünyası’ndan oluşan bir sacayağının üzerine inşa ettiğini iddia etse de, kendisine, “O zaman niye oynayıp duruyorsun oğlum DNS ayarlarıyla” diye sorduğunuzda, o boncuk gözleri birer top gibi dönerken suratı tıpkı ekran gibi donar kalır. Siz, onun sürekli toplumsal bir mevkide tertemiz yaşıyormuş gibi durduğuna, minik gözlüklerinin arkasından aydınlık bir geleceğe entelektüel bakışlar fırlattığına bakmayın; ufak bir araştırma yapılsa bilgisayarının history’sinin “erotizmin tarihi”ne denk geldiği rahatça belgelenebilir. Bu karışık tarih, bünyesindeki virüs kuvvetiyle topu da döndürür, kum saatini de. Bu elbette bir suç değil. Sonuçta her erkek gibi, DNS ayarı isteyen Hot young girl’ler Fırat’ın da hakkı. Bir Erkeğin ekranında kum saati yada renkli top dönüyorsa bu işin başka açıklaması yok. Hot young’u izleyen her erkek bir süre sonra topu izlemeye mahkumdur. Çünkü topun sahibi Hot Young Girl’dür.
Donmaları arttı Fırat’ın. Renkli top, Tayyip Erdoğan, “Bu habere çok şaşıracaksınız”, “Acun Ilıcalı” “Kanserin korkutan 7 belirtisi”, Fatih Terim demeden neye tıklarsa tıklasın hemen dönmeye başlıyor. Fırat dilinden anlamasa da bilgisayarının “Zamanında öyle yerlere girdin ki şimdi Fatih Terim bile ağır geliyor bana, şu an düşünmem lazım, az bekle, beklerken de topa bak” dediğini anlıyor ama çözüm bulmak konusunda elinden başka hiçbir şey gelmiyor. Bütün tıklamaların dönen bir topa dönüştüğü bir hayat gittikçe ağır gelmeye başlıyor Fırat’a. “Kiracılara müjdeli haber’i dönen top yüzünden bir türlü öğrenemediği bir gün, bütün çaresiz kullanıcılar gibi bu işlerden anlayan bir arkadaşa başvurmaya karar veriyor. Bu noktada bir alt başlık oluşturmak gerekiyor.
İsten Anladığını Sanan Ama Aslında Anlamayan Arkadaşlar Merhaba!
Bir iki defa dönen kum saatlerini durdurmayı başaran bu arkadaş aslında ilk defa dönen renkli bir topla karşılaşıyor. Fakat çıkıp da Fırat’a “Mac biraz farklı abi” demiyor. Aksine, Fırat’ın daha önce hiç görmediği bazı pencereler açıp manalı gözlerle pek de manalı görünmeyen bazı harflere bakıyor. O, ekrana bakarken Fırat da bir süre ekrana, sonra bir bok anlamayınca onun yüzüne bakmaya başlıyor. Adam tıraş olurken çenede sakal bırakmış. Fırat’ın bakması uzayınca o da dönüp Fırat’a bakıyor. İki erkeğin yaklaşık on santimden birbirine bakması hoş değil. Önlerinde sorunlu bir bilgisayar olmasa öpüşmeye çok yakınlar. “N’oldu lan ne bakıyorsun” diye soruyor adam. “Çenende sakal kalmış” diyor Fırat. Böyledir Fırat, asıl meseleye hakim değilse mutlaka ilgiyi dağıtır. Çenede kalan sakalı sorun olarak algılamadığından ekrana dönüyor adam. Fırat, bir süre daha suratta kalıp “Kes oğlum şunu” diyerek sakaldan devam etmek istese de cevap alamıyor. Dönen topun peşinde dakikalar geçiyor. Gözlerinde gittikçe artan bir umutsuzluk, dudaklarında sorunu çözemeyeceğini belli eden bir ifade ve çenesinde minik bir sakalla, “Abi formatlayalım gitsin” diyor adam. Bi dakka! Fırat’a böyle şeyler söylerken dikkatli ol. Her ne kadar çevresinde rahat bir adam olarak tanınsa da iç dünyasında şaşırtıcı kaygılara sahip biridir kendisi. Düşüne düşüne besleyerek, olmadık kurgular ekleyerek büyüttüğü kaygılarını dışarı salmadığından sinüslerine kadar bütün boşlukları doludur Fırat’ın. Fazla zorlandığında başının ağrıması bu yüzdendir. Format ağır geliyor Fırat’a. Arkadaşının aslında duruma hakim olmadığı için büyük finali erkenden sunduğunu hissediyor. Formatçı “Baştan kuralım abi, nolcak tertemiz” diye ısrar ediyor. Sakalını bile doğru dürüst kesemeyen bu adamın Steve Jobs’un dünyasını baştan kurma isteği tedirgin ediyor Fırat’ı. “Yedekledim abi merak etme” diyen bu minik sakallının bütün dosyaları uçurduğu bomboş bir hayatın ürpertisini içinde hissediyor. “Mac farklı abi, boşver” dışında herhangi bir argümanı olmadığından “Ne farkı var oğlum, Time Machine’le daha bile kolay” ısrarı karşısında, çenedeki sakala bakmaktan başka bir tepki veremiyor.
Format işleminin daha başında sorunla karşılaşıyorlar “Gereken bileşenlerden biri yüklenemedi”. Bilişim dünyası karşısında çaresiz kalınca uhreviyata sığınan bütün teknoloji işgüzarları gibi “Allah Allah” diyor formatçı. Eliyle çenede kalmış minik sakalını oynuyor. “Dedim ben sana” diyor, aslında “Mac farklı abi” dışında herhangi bir şey demeyen Fırat. “Gereken bileşenler” karşısında ikisi de çaresiz. Demek ki Formatçı, Fırat’ın hayatı için gereken bileşen değil. Demek ki Formatçı’nın halletmesi gereken Fırat’ın bilgisayarı değil kendi sakalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder