9 Nisan 2014 Çarşamba

Kına





Geçtiğimiz hafta sonu halamın oğlunu evlendirdik. Bebekliğini bildiğiniz aile üyelerinin artık kendi yuvalarını kuruyor oluşu insanı gerçekten çok duygulandırıyor, ehh işin içinde bir de yaşlandığımın tescil edilmiş olması var ki bu konuya lütfen hiç değinmeyelim :) Düğünden birkaç gün önce kına gecesi vardı. Zamanla değişikliğe uğrasa da özündeki manayı kaybetmeden geçmişten günümüze gelebilen geleneklerimizden biri de bu kına geceleridir öyle di mi?




Dikkat ettim eğer ailecek özel bir geceye katılacak isek kendimden çok Nil'e daha çok özeniyorum :) Kına gecesine uysun diye kızımı kırmızı renkte giydirmek istedim, dolapta yeğenlerimden kızıma geçen çok cici bir geleneksel Rus elbisesi vardı, Nil'in üstüne de tam olunca giysi arayışım son buldu. Ben de yıllar önce Libya'da yaşadığımız dönemde annemin kendisine alıp biçtiği ama sonrasında benim el koyduğum dantel elbiseyi giydim, saçımı da kendim evde topuz yaptım. Fakat tüm gece Niloş'un peşinde koşturmaktan ne fotoğraf çektirebildim, ne de oturabildim, gerçekten çok yorucu bir gece oldu benim için...




Önce yemekler yendi, ardından kına yakma merasimine geçildi...




Yüksek yüksek tepelereeee ♫ Yok gelinimizi ağlatmak öyle sandığımız kadar kolay olmadı :) 







"Türk halkının gelenek ve görenekleri arasında önemle korunanlardan biri kına yakma geleneğidir. Kına, Arapça hına sözünün dilimize kına olarak geçmiş biçimidir. Kına, iki çeneklilerden kına ağacı denilen bir bitkinin kurutulmuş yapraklarının tozudur. Geline kına yakılır, çünkü gelinin ailesi kızını gelenek ve göreneklerimize göre baba ocağından başka bir eve göndermekte, kocasına ve yeni evine kurban etmektedir. Kına aynı zamanda temizliğin, saflığın, iyi niyetin simgesi olduğundan geline kına yakma coşku ile kutlanır. Bu kutlama gününe kına gecesi denir. Kına gecesi, gelinin ve güveyinin gerdeğe girmeden önce yapılan büyük eğlencenin ve şenliğin adıdır. Bu gecenin en çarpıcı uygulaması ağıtlarla birlikte yakılan kınadır. Kınanın bir tepsi içerisinde üzerinde yanan mumlarla taşınması, buna gelinin kız arkadaşlarının eşlik etmesi gelenektendir. Kına yakan kimsenin çoğunlukla başı bütün olarak tanımlanan evli, mutlu ve ilk çocuğu hayatta olan bir kimse olmasına özen gösterilir. Gelinin avcuna kına yakılırken kayın valide gelinin avucuna altın koyar. Oyunlar, türküler, mâniler, deyişler kına gecelerinin en önemli unsurlarıdır. Kına yakılırken söylenen mâniler, türküler, yakımlar kız ile anasında duygu çelişkilerini açığa çıkarmaktadır. Bir taraftan ağlanır, öte yandan eğlenilir."





Kaynak: "Geleneksel Kültürümüzde ve Âşıkların Dilinde Kına" - Yard. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı





Kınalar ellere yakıldı...




Ve eğlence faslı başladı :)




Dünyalar güzeli Tuğba ve kuzenim Tolgan'a bir ömür boyu mutluluklar diliyorum, yüzlerindeki gülümseme sonsuza dek sürsün ve hep mutlu olsunlar inşallah 




Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetineee :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder