29 Haziran 2014 Pazar

Andy Warhol: Herkes için Pop Sanat





Geçtiğimiz hafta ablamla Pera Müzesi'nin iki katında yer alan Andy Warhol sergisini gezdik. Pop art akımımın en önemli temsilcilerinden biri sayılan Andy Warhol'un kağıt üzerine çizim ve serigrafilerden oluşan eserlerini özellikle Campbell's Soup serisini yakından görmek beni inanılmaz heyecanlandırdı! Çoook uzun bir süredir sergi gezememiş olmanın verdiği bir heyecan da vardı tabii ;) Sergi 20 Temmuz'a kadar Pera Müzesi'nde ziyaret edilebilir. Gidemeyenler için ben sergideki hemen hemen tüm eserleri fotoğrafladım ve notları aktardım, umarım sizin de hoşunuza gider, iyi gezinmeler :)




Sigmund Freud




Albert Einstein




Michael Jackson (1987)




Sol: Ryuichi Sakamoto (1983)


Sağ: Tanımsız Kadın (1982)




Sarah Bernhardt




Franz Kafka






Golda Meir




Louis Brandeis




George Gershwin




Martin Buber




Gertrude Stein




The Marx Brothers




Sol: Hallie May Frowich (1980)


Orta: Herman Hesse (1987)


Sağ: Tanımsız Kadın (1987)






Efsane: Gölge (1981)


1947-1959 yıllarını reklam tasarımcısı olarak geçiren Andy Warhol'un sanat kariyeri bu dönemin ardından başladı. Fotoğrafları doğrudan tuvale aktarmak için serigrafi tekniğini kullanan sanatçı, en iyi bilinen işlerini (kitlesel tüketim ürünleri, ünlülerin portreleri) 1962 ve 1966 yıllarında üretti. Bütün bu işler mesafeli, kişisellikten uzak ve bu yüzden belirsizdi; Amerikan gerçekliğinin övgüsü mü yoksa eleştirisi mi olduklarını söylemek zordu. Marcel Duchamp'ın hazır nesnelerini anımsatıyor fakat basit sınıflandırmalara da uymuyorlardı.


Her tür fotoğraf, reklam ve basılı malzemelerdeki varolan imgeleri sanatının konusu haline getiren Warhol'a göre "otuz, birden iyidir".


Çoğaltılabilir ve yeniden üretilebilirlik Warhol için çok önemliydi; bunlar bir anlamda onun keşfiydi. İki yöntem de söz konusu kişi ya da maddeyi gerçek olmayan nesne statüsüne indirgiyordu. Marilyn Monroe'yu bir Marilyn Monroe görüntüsüyle, Liz Taylor'ı bir Liz Taylor görüntüsüyle, Campbell's Çorba Kutularını Campbell's Çorba Kutuları görüntüsüyle değiştiriyordu. Söz konusu olan artık bireyler ve nesneler değil onların görüntüsüydü. Warhol insanlarla nesnelerin, tüketim maddeleriyle kitle tahayyülünün kahramanları arasındaki farklılıkları yok ediyordu.




Campbell's Çorbası II


(10 eserlik portfolyo)




Campbell's Çorba Kutusu resimleri sanatçının kariyerindeki imza imgesine dönüşmüştür ve elle boyanmış resimlerinden foto-transfer resimlerine geçiş için kilit bir noktadadır. Pop Sanat'ın yeni büyük sanatsal akım olarak ortaya çıktığı ilk yıllarda, 60'ların başında yapılmıştır.


Warhol'un kutularla ilgili tuval üzerine ilk denemeleri, Los Angeles, Ferus Gallery'deki sergiyle sonuçlanır. Sergiye tepkiler çeşitlidir; kimileri getirdiği yenilikten gözlerini alamazken kimileri kayıtsız kalır veya küçümser. Hatta yakındaki bir sanat tüccarı bu sergiyi parodileştirerek kendi galerisinde bir yığın çorba kutusunu sergiler.


Orjinal çorba kutusunu içeriğinden koparıp imgesine odaklanan Warhol, seri olarak üretmenin olabilirliğini ve seri imgelerin yarattığı görsel etkiyi fark eder.






Çiçekler


(10 eserlik portfolyo)




Çiçekler serisinin sıçrama noktası Patricia Caulfield'in Modern Photography dergisinin Haziran sayısında (1964) yayımlanan fotoğrafıydı. Warhol, özgün fotoğraftaki gülhatmileri bir kare şeklinde kesip çıkarttı ve dört çiçeğin bir siyah beyaz reprodüksiyonunu yaptı. Böylece, serigrafinin teknolojik süreci çiçeklerin duruşunu ve yassılığını vurguladı. Warhol, devamını yaratıcı bir biçimde getirdi; serigrafinin boyutlarını büyütüyor, her birini değişik renklere boyuyor, resmi 90 veya 180 derece çevirerek çiçeklerin rengini ve görsel kompozisyonunu değiştiriyor, böylece tek bir özgün motiften büyük bir çeşitliliğe ulaşıyordu. 




Çiçekler, tümüyle dekoratif olan ilk seriydi. İlk kez, 1964’ün sonunda Leo Castelli Galerisi’nde sergilenmişti ve 60’lı yılların ortalarında 900 parça kadar satıldı.




Üzümler (1979)




General Custer




Büyük Tutku






Rönesans Resimlerinin Detayları


(Dört eserlik portfolyo - 1984)






Torso (1977)


Warhol, 1977 yılında iki yeni seri üzerine çalışmaya başlar; Torsolar ve Se*ks Bölümleri. Torso resimleri kısa sürede klasik nülerin çizgisinde bir "yüksek sanat" olarak övülürken, ikinci seri sanat ve pornografi arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdığı için sert tepkiler alır.




Partiden Sonra (1979)




Mick Jagger (1975)




Sol: Martha Graham, Satirik Festival Şarkısı (1986)


Sağ: Martha Graham, Dünyaya Mektup (Tekme - 1986)




Kovboylar ve Kızılderililer (1986)


Gerçeklikten öte görünümünden etkilenen ve şöhret imgelerinin yarattığı etkiden ilham alan Warhol için, Kovboylar ve Kızılderililer hikayeleri, mitleri ve efsaneleriyle kariyerinin son dönemlerinde ilgi duymaya başladığı bir konuydu. Diğer işlerinde olduğu gibi, burada da altını çizmek istediği şey Batı topraklarının ve halkın gerçekliği değil, Batı fikrinin Batı algısı üzerindeki etkisiydi.


Son işlerinden biri olan bu seri 1986 yılına tarihlenir ve General Custer, Teddy Roosevelt, Geronimo gibi kahramanları, Annie Oakley ve John Wayne gibi oyuncuları ve anne-çocuk, Kachina bebekleri, Düzlük Kızılderilileri kalkanı ve Kuzeybatı kıyısına ait maske gibi Kızılderili imgelerini betimler. Bunlar birer kişi ve nesne olmaktan öte birer ürün olarak tanıtılır.




Anne ve Çocuk




Düzlük Kızılderilileri Kalkanı




John Wayne




Kuzeybatı Kıyısı Maskesi




Geronimo




Kachina Bebekleri




Annie Oakley




Çekiç ve Orak (1977)


Warhol 1976 yılında Napoli'den döndüğünde sokakları kaplamış komünist bir simge olan orak ve çekiç dikkatini çeker. Bu simge grafitti şeklinde duvarlara karalanmıştır ve bir tür kentsel duvar kağıdına dönüştüğü için politik anlamı neredeyse yok olmuştur. Warhol, asistanı Ronie Cutrone'dan bu simgeye ait kaynak fotoğraflar bulmasını ister. Bulduğu görseller daha değişik bir şey arayan Warhol'u tatmin etmeyince, bir hırdavatçıdan çift başlı bir çekiç ile orak satın alır ve bunları çeşitli kompozisyonlarda fotoğraflar. Warhol bu seri için Cutrone'un fotoğraflarını kullanır. Cutrone bu simge üzerinden ortaya çıkan Orak ve Çekiç serisi hakkında "Andy kapitalist olduğu için yeni resimler dizisine bunu seçmesi ironik ve gülünç bir tercihti" diye belirtir.




Mavi Lenin (1987)




Kamuflaj (1987)


Warhol, 1986 yılında, ABD silahlı kuvvetleri tarafından kullanılan standart tasarımlara dayanarak yaptığı Kamuflaj serisiyle saf soyutlamaya olağandışı bir adım atmıştır. Kamuflaj deseni sanatçıya soyut fakat aynı zamanda ayırt edilebilir ve zengin çağrışımları olan bir imge sunmuştur. Orjinal tasarımdaki doğa taklidi renklerden farklı olarak Warhol sarılar, maviler, morlar, pembeler ve kırmızılar gibi doğada herhangi bir saklanmaya olanak tanımayacak parlak renkler kullanır. Bu seri üzerine sıklıkla çalışmaya devam eden sanatçı kamuflaj desenini oto-portrelerine de uygulamıştır. Oto-portrelerinde kimlik ve gizlenme olguları örtüşür ve sanatçının yaşamı boyunca şöhretini ön plana çıkartmak ve kendi özel hayatını gizlemek çabasının bir yansıması niteliğindedir.




Tehlikedeki Türler (1983)






1983 yılında, çevre aktivisti ve galerici bir çift olan Ronald ve Frayda Feldman’ın siparişi üzerine Warhol on farklı türden oluşan Tehlikedeki Türler adlı bu seriyi üretir. Fikir, sanatçıyla çiftin ekolojik problemler üzerine yaptıkları bir sohbet üzerine gelişir. Çevre sorunlarına her zaman ilgili olan Warhol bu seride Siberya kaplanı, Speyeria callippe kelebeği, orangutan, Grevy zebrası, siyah gergedan, Amerika yaban koyunu, Afrika fili, çam dallarındaki kurbağa, dev panda ve kel kartal türlerini resmeder. Warhol kendine özgü canlı renkler ve hayvanların kaderine işaret eden keskin ifadeler kullanarak sanat ve gerçeklik arasında dinamik bir gerilim yaratır. Hayvanlardan bazılarını parlak yeni renklerle göz alıcı hale getirir, böylece siyah gergedan mavi olurken Afrika fili ortaya pembe olarak çıkar.










Hepinize renkli bir hafta diliyorum!








p.s. Eserlerle ilgili dip notları kim yazdı bilmiyorum ama o kadar anlaşılmaz ve devrik cümleler ile doluydu ki bu yazıları redakte eden kimse yok mu diye düşünmeden edemedim, Pera Müzesi'ne pek yakışmadı doğrusu...




Pera Müzesi


Adres: Meşrutiyet Caddesi No.65 34443 Tepebaşı, Beyoğlu - İstanbul 


Telefon: + 90 212 334 99 00





Pera Müzesi'nin giriş ücreti tam 15 TL, öğrenci 8 TL.


Müze Pazartesi günleri kapalı.


Salı-Cumartesi 10:00-19:00


Pazar günleri ise 12:00-18:00 saatleri arasında açık.


Ayrıca her cuma 18:00-22:00 saatleri arasında giriş ücretsiz...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder