En son izlediğim "The Beautiful Truth-Güzel Gerçek” İngilizce belgesel benim uzun süredir merak ettiğim “kanserin doğal bir çaresi yok mu?” soruma güzel cevaplar verdi. Hem de ortodoks tıbbının hiç sevmeyeceği yöntemlerle. Linkteki belgesel Alaska’da ailesi ile birlikte yabani yaşam kurtarma merkezi işleten 15 yaşındaki bir ev okulu öğrencisi tarafından çekilmiş. Belgesel bu genç öğrencinin 1928’de Almanya’dan Amerika’ya göç eden Dr. Max Gerson’un ilaçsız doğal kanser tedavisini anlattığı kitapla tanışmasıyla başlıyor. Sonrasında gencimiz Gerson’un kızı da dahil olmak üzere pek çok bilimadamı ve doktoru ziyaret ederek beslenme, sağlık ve hastalıklar üzerine derin bir araştırmaya giriyor. Bir yandan da kamerası ile bu görüşmeleri belgeliyor.
“…şimdiye kadar hiçbir diyet kanserin tedavisi olarak gösterilmedi.” Dr. Barrie Cassileth, Amerikan Kanser Derneği Sözcüsü (2007)
“Onlar alçaklar gibi yalan söylüyorlar.” Dr. M.Dean Burk, Amerikan Kanser Derneği hakkında söylüyor. Burk Amerikan Ulusal Kanser araştırma Enstitüsünde 34 sene çalışmış.
“Pek çok kanser tedavisi varmış ve hepsi acımasızca ve sistematik olarak kanser örgütü tarafından Gestapo gibi dikkatli bir şekilde bastırılmış…” Dr. Robert C. Atkins
Belgeselde anlatıldığı üzere kanser vücutta biriken toksinlerin bağışıklığı düşürmesi neticesinde ortaya çıkabiliyor. Başlıca toksin kaynakları:
1. Diş sağlığı: Cıvalı bileşiklerle yapılan diş dolguları hiç de güvenilir değil. Belgeselde 25.dakikada gösterilen bir deneyde bir amalgam diş dolgusu oda sıcaklığında suyla temas ettiğinde cıva buharlaşıyor. Tükürük de aynı etkiyi gösteriyor. Aynı şekilde diş doktorları amalgam dolgu yaparken malzemeyi ilk açtıklarında yine cıva buharı ortaya çıkıyor. Ağzı amalgam dolgu dolu bir asansör dolusu insanla aynı anda nefes alıp verdiğinizi düşünün, bu sırada cıva zehirlenmesi yaşanabiliyor. Bunları öğrenen genç öğrenci de cıvalı dolgusunu çok dikkatli bir şekilde aldırtıyor, çünkü çıkartırken de ufak parçalardan zehirlenmek mümkün.
-Amerika’daki cıvalı bileşiklerle çalışan diş doktorlarında ilk kalp krizi ortalama 44 yaşta gerçekleşiyor. 55 yaş ise dişçilere biçilen ortalama ömür!
-Diş kliniklerinde cıvalı bileşikler ve x-rayler ile çalışan asistanlarda kısırlık görülüyor.
-Amerika’da her sene 1000 ton’un üzerinde cıva diş tedavisinde kullanılıyor.
2. Yiyeceklerdeki toksinler:
-MSG: monosodyumglutamat, tuz yerine cipslerde kullanılıyor. MSG onlarca sene tüketildiğinde yavaş yavaş siz farketmeden beyin hücrelerini öldürüyor. Beyin hücrelerinin %90’ını kaybedince Parkinson hastalığı ortaya çıkıyor.
-Aspartam: Kola ve gazlı içecekler, sakızda ve tatlandırıcı olarak yiyeceklerde kullanılıyor. Özellikle çocuklarda beyin hücrelerine zarar verdiği tespit edilmiş.
-Organik ve tam tahıllı yiyecekler alın ve tüketin.
-“İzin verin yiyecekler size ilaç, ilacınız yine yiyecekler olsun!”
3. Aşılar nörotoksiktir: Bebeklikten itibaren bağışıklığı desteklemek için yapılan aşıların içeriğindeki zehirli kimyasallar sinir sistemi üzerinde nörotoksik etki gösteriyor. İyi bir beslenme, sağlıklı bir bağışıklık kazandırır, hastalıklar azalır. Bu konu ile ilgili geçmiş bloglarıma bakabilirsiniz.
4. GDO’lu yiyecekler: Genetiği değiştirilmiş yiyeceklerin potansiyel olarak ölümcül olabileceği düşünülüyor. Dev Monsanto şirketi tüm dünyaya tohum satarak çiftçileri dolayısıyla tarımı ve dünyayı hakimiyeti altına almaya çalışırken, dünyadaki çiftçilerin %80’i tohum saklayarak tarım yapmaya çalışıyor.
Amerika’daki ünlü MayoKlinik’in bile en fazla bir hafta ömür biçtiği kanser hastaları, Gerson Terapisi ile tedavi oluyorlar. Gerson kendi zamanında yüzlerce hastayı bu yöntemle tedavi ediyor. Belgeselde Amerika’daki doktorlar tarafından Gerson terapisi yalanlanıyor. Öte yandan terapinin uygulandığı Meksika’daki bir klinikte 1-3 hafta süren doğal beslenme tedavisi gören ve evlerinde iyileşen kanser hastalarının görüşlerine de yer verilmiş.
Gerson Terapisi:
-Sıkı bir vegan diyet (etsiz, süt ürünsüz sebze-meyve diyeti. Hiçbir ambalajlı yiyecek ve hazır içecek yok)
-Organik sebze ve meyveler (Büyük miktarda taze sıkılmış sebze-meyve suları, çiğ salatalar)
-Hayvansal yağ yok
-Tuz yok
-Kahve (içmek için değil)
Pankreas yiyecekleri sindirmede yardımcı olur. İnsan sindirim sistemi hayvan sindirim sisteminden daha uzundur. Yayılmacı hücreler pankreas tarafından farkedilirler. Fazla hayvansal yiyecekler pankreasın çalışmasını durdurur ve fazla yük bindirir.
Kahve (kafein) karaciğerin enzim üretmesi için gerekli kimyasalları sağlar. Terapide yer alan kahve, lavman yöntemiyle vücuda alınıyor. Bunun için 3 yemek kaşığı taze çekilmiş organik kahve 15 dakika kısık ateşte demlenir, süzülür, süzülen su yarım litre (1 quart)içme suyu ile karıştırılır. Karışım lavman şekilde bağırsaklara verilir. 20 dakika yatarak beklenir, sonrasında tuvalette boşaltım yapılır.
Belgeselin sonunda kanseri 20 sene önce yenen hastaların bu süre boyunca her gün taze sıkılmış sebze-meyve suyu tükettikleri anlatılıyor. Belgeselde “The Juice Man” kitabı yazarı Jay Kordich sebze suyu sıkma konusunda bize “Bitkilerin gücünü vücudumuza almamızı öneriyor”.
Dr. Max Gerson ve Charlotte Gerson’un kanser ve bir çok kronik hastalığa bulduğu çareyi anlattığı kitaplar:
A Cancer Therapy: Resultsof Fifty Cases and the Cure of Advanced Cancer by Diet Therapy
Healing the Gerson Way:Defeating Cancer and Other Chronic Diseases
Gerson terapisi ile ilgili daha fazla bilgi için youtube ve amazon.com’da “Gerson Theraphy” olarak aratabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder