2000 sonrası teknoloji çağına doğan çocuklar daha anne karnında teknolojik aletler nasıl kullanılıyor öğrenmiş oluyorlar. Onların bu hızlı adatasyonun şaşırmamak elde değil. Bu çocukların gelecek yaşamı nasıl olacak? Sadece evdeki bilgisayarlarına bağlı yaşayan sanal sosyal gruplarda binlerce arkadaşı olan ancak tekini bile evine davet etmeyen çocuklar mı istiyoruz. İçe kapanık, gerçek hayatın yavaşlığından sıkılan...
Teknoloji hızla ilerliyor, gizlenen gerçekler ve bilgiler açığa çıkıyor. Şimdilerde free energy yani bedava enerji üzerine konuşuluyor. Örtbas edilen basit kanser ve hastalık tedavi yöntemleri ortaya çıkıyor. Bunlar ışığında bizi yönlendiren tüketim toplumunda nasıl mutlu ve sağlıklı çocuklar yetiştiririm, hangi ürünleri alacaklar, kullanacaklar, ben nasıl yetiştim soruları devamlı kafamı kurcalıyor. Cevapları bir yandan kendi aile geçmişimde aramaya çalışıyorum, bir yandan da internette aynı fikirlere sahip anne ve babalarla grubumda tartışıyorum, araştırıyorum ve okuyorum.
Bir çoğumuz henüz ufak bir çocukken ya da gençlik yıllarını yaşarken bilgisayarlar geliştirildi. Ben henüz ilkokuldayken evdeki olivettimde kardeşim ile saatlerce oyun oynadığımızı hatırlıyorum. Bir de haftasonları sabahları erkenden(!) saat 06.00 da kalkar ve 08.00’e kahvaltı saatine kadar televizyonda çizgifilm izlerdik. Tom&Jerry ve Red Kit’i çok severdik. Kaydettiğimiz video kasetlerimizi arkadaşlarımıza bile götürürdük. Akşam kuşağında saat 10.00’da başlayan filmleri izlemeye çok içim gitse de “Saat 10 yatağa kon” diyen babamı dinler ve yatar, ancak yine yatakta 1 saat kadar kitap okurdum. Halen vakit gece yarısını geçse bile yatarken kitap okurum ve çoğu zaman da ışığım açık uyuyakalıyorum ;)
Çocukluğumu hatırlamamın sebebi beni bugünlere getiren anne babamın nasıl bir eğitim uyguladığını anlamaya çalışmak. Çocuklarım bir gün beni de geçsin, aşsın isterim der annem. Bunu umarım böyle hisseder annem ve babam bir gün J
Çocuklarımı her şeyi merak eden, araştıran ve öğrenmeye hevesli bireyler olarak yetiştirmeyi istiyorum. Okusunlar, hayatta en değerli şeyleri bilgi olsun, kitap olsun. Her ne kadar elektronik kitapların çağına doğmuş olsalar da elle bir kitaba dokunmanın, tutmanın hissini hiç unutmasınlar istiyorum.
Çocukken her şeyi merak eder ve öğrendiklerimi etrafımdakilere anlatırdım. Hayatımda beni en çok dinleyen kişi sağolsun babamdır ve halen de dinlemeye devam ediyor. Onun sabrına erişmeye çalışıyorum. Ne zaman kızım bana bir şey anlatsa ona sanki çok zamanım var gibi davranmaya çalışıyorum. Çünkü büyüklerin zamanları her zaman azdır ve bunu zamanlarını çömertçe kullanan çocuklarımız henüz anlayamıyorlar.
Nasıl iyi birer anne baba oluruz?
Bunun en kısa yolu kendi anne ve babalarımızı incelemekten geçiyor. Ne kadar iyilerse o kadar iyiliklerini örnek alır, hatalarını irdeler, kendimiz yapmamaya çalışırız. Dünyadaki en önemli işin ebeveynlik olduğunu düşünüyorum. Elimizde çok büyük bir gücü barındırıyoruz.
Peki z-kuşağı annesi nasıl doğal anne olur?
Teknolojinin esiri, sanal dünyayı gerçek hayata tercih eden mutsuz çocuklar yetiştirmek hatasına düşmek istemiyorum. Çocuklarım da benim gibi doğal yaşamdan zevk alsın, doğayı teknolojiden daha fazla hayatına soksun, ancak teknolojiyi hayatında bir araç olarak iyi kullansın istiyorum. Ben çocuklarıma teknolojik aletleri öğretmiyorum. Zaten onlar içgüdüsel olarak biliyorlar, hangi düğme açar kapatır, çok hızlı öğreniyorlar, sadece gözlemleyerek.
Bir ağacı parkta görsün, televizyonda değil, ona dokunsun sarılsın istiyorum. Gerçek dünya ve yaşamı tatsın, hissetsin istiyorum. Teknoloji ile yaşam çok hızlı ancak gerçek yaşam yavaş işliyor. Bilgisayar oyununda değil, gerçek bir tohum eksin, çıkmasını beklesin, büyümesini izlesin, sabrı ve emeği öğrensin istiyorum. Sanal bir köpeği olmasın, gerçek köpekleri okşasın istiyorum. Doğaya saygılı, dünyayı seven ve korumak isteyen çocuklar yetiştirmeliyiz. Çünkü yarın dünya bugünkü gibi olmayınca çocuklarımız bizden hesap soracaklar. Yeşili seven çocuklar yeşil bir dünya ister…
Teknolojiyi, interneti hayatımda vazgeçilmez olarak görüyorum. Ancak bunları daha çok istediğim doğal gıda ve organik ürünleri temin etmekte kullanıyorum. Teknolojiyi kullanan anne ve babalar olarak, doğayı ve dünyayı koruyan ürün ve hizmetlere yönelik hareketi yaygınlaştırmamız gerektiğine inanıyorum. Bilinçlenen ebeveynlerin ekolojik ürünlere talebi arttıkça firmalar daha çok ve uygun fiyata üreteceklerdir.
Teknolojiyi bilinçli ebeveynler olarak her alanda avantaja dönüştürmeliyiz. Artık hayatımızda çok hızlı bir şekilde bilgiye ulaşabiliyoruz. Örneğin, çocuğum hastalandığında gittiğim doktordan dinleyeceğimden çok daha fazlasını internetten öğrenebiliyorum.
Çocuklarımızı bu teknoloji dünyasında gerçekte ne mutlu eder?
Mutluluğu basit şeylerde bulsunlar istiyorum. Yoksa tüm bilgisayar oyunlarını getirin koyun, hiçbir şey bahçede arkadaşları ile koşturmaca oynamanın önüne geçemiyor. Hayatlarını sade yaşamayı öğrensinler, böylece büyük işlere daha çok vakitleri kalır. Sadeleşmeyi merak edenler için “Daha Sade Hayat” isimli kitabı önerebilirim.
Tüm oyuncaklara, her türlü elektronik eşyaya sahip olabilirler ama seçenek çoksa sıkılıyorlar. Arkadaşlarında var diye isteyen çocuklara en son teknoloji bilgisayar, ipad ve telefonların alınmasını anlayamıyorum. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar gerçek ve basit oyuncak inanın onları çok daha mutlu ediyor. Hele hiç oyuncak yoksa en güzel oynuyorlar, çünkü o noktada yaratıcılık en üst seviyeye çıkıyor. Doğada olmak ise bunu tek başına sağlıyor.
Anne benimle oynar mısın? diye soruyor kızlarım her gün.
En güzel oyun ise oyuncakla değil, anne ve babayla oynanan oyun tabii. Her çocuk kadar büyüklerin de oyun oynamaya vakit ayırmaları gerektiğini düşünüyorum. Kızlarım benimle oyun oynamadıkları günleri sevmiyorlar.
İnternette aynı bilinçte insanlar buluşmaya başladı. Z-kuşağı annesi olarak ben de yandaşlarımı internetten buluyorum.
Genç insanlarız ve teknolojiyi iyi kullanıyoruz. Senelerce bloglarımı yazıp arkadaşlarımla paylaşarak bireysel geçirdikten sonra kurduğum internet grubu sayesinde kendim gibi düşünen pek çok değerli anne ve baba ile tanıştım. Ürün, hizmet, çocuk bakımı ve diğer pek çok konuyu aramızda sosyal medyada paylaşıyoruz, birlikte öğreniyoruz. İnsanın fikirlerine ilgi gösteren ve değer veren kişilerle hayatta arkadaş olması çok önemli. Umarım çocuklarım da bu büyük ve karmaşık teknolojilerin dünyasında doğru insanlarla karşılaşırlar.
Çocukları mutlu etmenin kısa formülünü ise kızım bana geçenlerde tekrar hatırlattı. Sinirli bir anımda “anne lütfen gülümse!” dedi. Artık her kriz anında devamlı gülümsüyorum. Yüzünüzde gülümsemeniz hiç eksik olmasın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder