4 Kasım 2012 Pazar

HER BAYRAM OLDUĞU GİBİ...

Biz bu bayramda da büyüklerimizin yanındaydık.
Bayramın bayram olduğunu hep birlikte anlamak için...
Hepimize iyi geldi bu bayram...


Bahçenin son domateslerini bahçeden sildik süpürdük varır varmaz ilk iş hemen. Güzün tadı üstündeydi...

1-IMG_6226

Geçtiğimiz bayram köy pazarını süsleyen pembe domatesler bu bayram yoktu pazarda...



1-IMG_9697 
Altın Çilek meyvesini dalından yedik. Çocuklar o kadar çok sevdiler ki, bir tane de ben balkona eksem mi diye düşünüyorum.

Taze palamut, fırında... 
Yanında köy ziyaretimizde elimize tutuşturulan mis gibi bahçe marulu ile koca bir salata
1-DSC04259 

Kestaneler köylüden, onları kebap yapması dedemizden...
404259_10151251265002164_830064678_n 

Patatesler bahçeden minik minik son kalanlardan...
1-DSC03094

Kahvaltıya yine bahçeden toplama biberler, az zeytinyağında ... 1-DSC04268 

Kahvaltıya illa ki muhlama... Bu bayram fotoğrafını çekememişiz, bir önceki bayramın muhlamasıdır aşağıdaki... O koca çekirdekli köy salatalıkları ise eşimin favorisi... 1-DSC03241

Güzel kahvaltı sofraları devam etti...1-IMG_6365

Ama en güzeli bayramın son gününde bizi uğurlayan sofraydı. Hava o kadar güzeldi ki balkona 
taşındık.

12743_10151255903292164_286551580_n 

 Havanın güzel olacağı önceki günden belli idi. Gökyüzü yıldız dolu...  1-IMG_6444

Tatlı olarak da buraya yansımayan beni Münevver Ablanın reçellerinin tadına götüren Itırlı Sütlaçlar...
O kadar çabuk tükendi ki bir tek fotoğrafını çekmeye bile fırsat olmadı :) Üstelik ayrı günlerde iki kez yapılmasına rağmen
Normal sütlacı yapıp kaynadıktan sonra daha sıcakken 5-6 yaprak ıtır yaprağını sütlacın içine atıp, karıştırıp bekletiyorsunuz. 10-15 dakika bekletip sütlacı kaselere servis etmeden önce ıtır yapraklarını çıkarıyorsunuz. Mis gibi ıtır kokulu sütlaçlar yenmeye hazır...

Köy sütünden bol kaymağı üstünde cevizli kadayıf
1-DSC04269

Bu kadar yedik içtik ancak gezmeyi de ihtmal etmedik.

Bayramın ikinci günü önce Bartın merkeze sonra da bir köye eski bayram geleneklerini görmeye gittik. İkiz danaları gördük sevdik. İpek'in hayvan sevgisi inanılmaz. Sadece hayvanlara değil bütün bebeklere çocuklara karşı sevgi dolu...

1-DSC04179

Avuç avuç domates yedik yine...1-IMG_6323

Köyde o kadar çok tavuk vardı ki yürürken büyük dikkat gösterdik birini ezmemek için... Köy yerinde elmaları samanların otların içinde sakladıklarına şahit olduk. Görünüşlerinin kötü olduğuna bakmayın. Yediğim en lezzetli elmalardı desem çok abartmış olmam.

1-DSC04210K

Köy evi bizi eli boş gönderir mi hiç? Ceviz, elma, marul, kara lahana, muşmula... Toprak ne verdiyse... 

Bayramın 3. günü; Gökgöl Mağarası. Toplam uzunluğu 3350 mt olmasına rağmen sadece 875 mtsi turizm amaçlı açık olan mağarayı çocuklar görsün diyerek gezdik özellikle. Mağara içinde bir akarsuyun yol bulup aktığını çağıltısından anlıyorsunuz. Bir dere çıkıveriyor birden yanınızda, sonra kayboluveriyor. Sarkıtlar, Dikitler, Akıtmataşlar inanılmaz...

1-DSC04248  

Mağara bizde derin izler bıraktı. Bir de çıkmayan çamur lekeleri :) Birkaç gün sonrasında defalarca yüksek sıcaklıkta yıkayıp leke çıkarıcı içinde bekletsem de İpek'in çorapları ve Can'ın açık renk pantolonunu çamur lekesinden kurtaramadık. Artık çok özel bir çamur ya da kil olduğunu düşünmeye başladım:) 

1-DSC04256

Mağara dışında üzerimizde yazlık kıyafetlerimiz olmasına rağmen mağara içinde polarlarımıza sarıldık. Bu durumu bildiğimizden temkinliydik. Sizde gidecek olursanız aklınızda olsun:) 530846_10151254828567164_1069233053_n 

Velhasıl bayram bayram gibiydi bizim için. Dönüş yolu nazar boncuğu oldu, İstanbul-İzmit dönüş trafiği her zamanki gibi çileliydi..... 
Nazar boncuğu olsun o da artık dedik. Önemli olan sağ salim evimize dönebilmekti...

Her bayramın aynı tad ve güzellikte geçmesi dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder