9 Kasım 2012 Cuma

Ankara Analizleri


Havaalanı yolunda tabelaları okuyarak oyalanıyoruz, can sıkıntısına ilaç. Analiz etmeyi bilirsen, bütün dünya tarihi orada, elinin altında. Misal: Ankara Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğü. (“Genel” değildi galiba, onu ben uydurdum. Olsun, fark etmez.)

*
Ankara. Hitit kayıtlarında Ankuwa adıyla geçen yer olması muhtemel. Yunancası Ankura> Ankyra olmuş. Anadolu ve Balkanlarda bu isimde an az dört antik yerleşim var; bkz. Zgusta §74, sf. 79-81. Hepsinin de Yunan-öncesi bir dilden kaldığı kesin, ama nedir, necedir, belli değil. Türkçede kalın sesli dizisinin tercih edilmesi Orta Anadolu ağzı olmalı. Standart İstanbul ağzında Yunanca Ankira/AnküraTürkçe Engire veya Engürü verir. Nitekim Bursa yakınında var bir Engürücük.

Büyük. Eski Asya Türkçesinde bedük;  bedümekfiilinden özne-sıfat. Eski Türkçe /d/, Oğuz lehçesinde erir, /y/ olur. Misal: edgü > eyü, adırmak > ayırmak, udımak > uyumak, edlemek > eylemek. Türkiye Türkçesinde beyük olmuş, bu da herhalde Orta Osmanlı dönemi olmalı, regresif asimilasyona uğramış.  Yani /ü/ sesi geriye doğru komşu sesliyi kendisine uydurmuş.

Şehir. Farsça. Esas anlamı “beylik, devlet”. Eski Farsça xşâya-“muktedir olmak” fiilinden, xşayatha “bey, hükümdar”, xşathra “beylik”. Eski Farsça /xş/ sesi Yeni Farsça /ş/ olur, Eski Farsça /th/ da yenisinde /h/ olur. Koy makineye çevir, bak, ilki olmuş şâh(bey), ikincisi şahr (beylik). Her kasabanın bir beyliğe tekabül ettiği eski İran düzeninde, beyin maiyetiyle beraber oturduğu yere de kestirmeden “beylik” demişler. “Eğer” anlamında kullandığımız şayed de aynı kökten. Aslında “mümkün ise, if possible” demek. Mümkün = iktidar dahilinde olan, mukteder.

Beled Arapça. Bu da “şehir” veya “devlet.” Yunanca politeia’dan gelir diyenler var, ki o da tastamam aynı manadadır. +iyye eki eklenip “şehir yönetimi” anlamında kullanılması 1850 dolaylarında Osmanlı Türkçesine has bir gelişme. Arapça +iyye eki Yunanca soyut ad olarak kullanılan nötr çoğul +ikáekini karşıladığına göre, beled-iyye = polit-iká diyelim mi? Diyelim. [Aristo’nun politika’sını Arapçaya nasıl çevirmişler? Bir ara vakit bulup araştır.]

Park. Batı Cermenceden İngilizceye evrilmiş bir sözcük. “Genellikle av için kullanılan, etrafı çevrili yaban alanı,” yani “rezerv”. Türkçe tam karşılığı koru olur. Ortaçağda hukuk terimi. Sonradan etrafı çevrili her türlü yeşil alan (özellikle kamusal yeşil alan) park olmuş. Türkçe 1900 tarihli Şemseddin Sami sözlüğünde yok, 1924 tarihli M. Bahaeddin sözlüğünde var. O ara popülerleşmiş olmalı.

Ve. Arapça. Diğer Sami dillerinden İbranice ve Aramicede de aynı. [Farsça û bununla alakalı mıdır? Aklında olsun, bir ara araştır.]

Bağçe. Farsça, bağ’ın küçültük hali. Bağ illa üzüm bağı değil, ekilip biçilen her türlü tarla esasen. En eski Farsçada muhtemelen “pay, parsel, hisse”, İngilizcesi lotveya allotment. Büyük arazilerin kamuya veya krala ait olduğu yerde şahıslara özel kullanım için tahsis edilen parsel mi demek acaba? Öyleyse Farsça baxş(pay vermek, to allot) ve baxt(kısmet, birinin payına düşen hisse, lot) ile eş kökenli.

Genel. Uydurukça. Harbi Türkçe olan gen (geniş, ferah) sözcüğünden türetildiği söyleniyor.  Ama besbelli Fransızca général (=genel, umumi) sözcüğünden bir rakı sofrasında tevellüt etmiş, sene 1934 veya 35. Frenkçe sözcüğün /j/ ile /jeneral/ telaffuz edildiğini fark etmemiş olabilirler mi?

Müdür. Arapça DWR kökünden dewr “dönmek”, dâire “döngü”, idâre “döndürmek”, müdîrise “idare eden”, yani döndüren.  Türkçede küçük ses uyumunun norm haline gelmesi 17. yy sonu gibi olduğuna göre, ikinci seslinin uyarlanması bundan daha sonraki bir tarihte gerçekleşmiş olmalı. Evliya Çelebi’ye sorsan /müdirliği/ derdi muhtemelen.

*
Düşün. Kafan eğer milliyetçi şablonlarla tütsülü ise şimdi ya “dedim ben sana, Türkçe diye bir dil yok, vay yağmacı kültürsüzler,” diye kabaracaksın, ya da “Türkçeye hakaret ediyor Ermeni dölü” diye köpüreceksin. Halbuki elinin altında ne muazzam bir sentez, ne büyük kültürel zenginlik, değil mi?

Hatta bırak sentezi mentezi ağır lafları, “ne keyifli kaos!” diye düşünsen de yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder